İki yüz yıl boyunca başta Ermenistan olmak üzere diğer devletlerin Azerbaycan halkına karşı giriştikleri katliamları ve Azerbaycanlılara karşı yürüttükleri acımasız siyasetleri Azerbaycan'da 31 Mart günü Azerbaycan soykırım günü olarak kabul edilmiş ve çeşitli etkinliklerle anılmaktadır.
1813-1828 yılları arasında İran ve Rusya arasında iki büyük savaş yaşanır. Bu savaşların sonunda Gülistan ve Türkmen çay olmak üzere iki de anlaşma yapılır. Bu yapılan anlaşmalar gereği Azerbaycan'ın güneyi İran'da kalır, kuzeyi ise Rusya'ya bırakılır.
18. yüz yılın sonu ile 19. yüz yılın başlarında Kafkasya'yı işgale başlayan Çarlık Rusya'nın esas hedefi Azerbaycan topraklarının tamamını ele geçirmektir. Bunun içinde Ruslar Ermenileri hedeflerine varmak üzere bir araç olarak kullanır. Ermeniler ise Rusların Kafkasya bölgesini işgal etmesi ile "Büyük Ermenistan" kurma hayaline kapılmıştır.
Böylece Azerbaycan işgali başlar. Rusya iç savaşında Bolşevik- Ermeni Devrimci Federasyonu ile Müsavat Partisi-Dikaya Tümeni arasında meydana gelen ve mart olayı olarak bilinen çatışmalarda 31 Mart 1918 tarihinde Bakü'de binlerce sivilin ölümüne sebep olur.
Ermeni Devrimci Federasyonu Bolşeviklerin desteği ile Müsavat'a yönelik askeri harekata geçerler. Meydana gelen çatışmaların sonucunda Bakü'de 12 000 Türk katledilerek, camiler, okullar ve çeşitli mimarı yapılar yakılır ve yıkılır. Ayrıca Samahı şehrinde 55 000 ve diğer şehirlerde 35 000 Türk işkencelere maruz bırakılarak katledilir. Ölenlerin %70'i çocuklar, kadınlar ve yaşlılardan oluşur.
Bakü'den sonra Guba, Şamahı, Gence ve diğer şehirlerde de yayılan kıyım harekatı üzerine Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu bölgeye gelerek olaylara müdahale etmesiyle Ermeni harekatı son bulur.
Bilahare Çarlık Rusya'sının harekatıyla tamamı işgal edilen Azerbaycan'da Türklerin kendi topraklarından atılması, Ermeni devleti lehine toprak kaybıyla karşı karşıya kalınır. 19. yüz yılda ise Çarlık Rusya'nın sonunun gelmesiyle Bolşevikler işbirliği arayışına girerler.
Ermenilerin Osmanlı topraklarında yaydığı fitne harekatı ve Ruslarla yaptıkları iş birliği, bunların Osmanlı Devletinden atılmalarına neden olur. İngiltere ve Rusya işbirliği ile bu fitneciler Azerbaycan topraklarına yerleştirilirler. Bugünkü Karabağ'da buna dahildir. Burada da fitnecilikleri depreşen Ermeniler, 1918 Martında hamileri olan Rusya ve İngiltere'nin yardımlarıyla Urmiye, Hoy, Salmas ve Maku şehirlerinde soykırım harekatı başlatarak on binlerce Azerbaycan Türk'ünü katlederler. Ermeni çetelerinin başı Marşimon'un, İsmail Aga tarafında öldürülmesi sonucu bölgeden çekilmek zorunda kalırlar.
Bundan sonra ise Ermeniler Kuzey Azerbaycan'da katliamlarına devam ederler. Bakü'de ise 5 Mart 1918 Yılında ilk çatışmayı başlatırlar. Bu çatışmalar bilahare genişleyerek Erivan, Zengezur ve Gökçe'ye de yayılarak Türkler için tehlikeli bir durum alır. Bu şehirler ve köylerinde de bir çok Türk katliama kurban gider.
Ermenistan bağımsızlığını ilan edene kadar Taşnak komiteleri, ve bağımsızlık sonrası resmi orduları vasıtasıyla katliamlarını sürdürmüşlerdir. 1918-1920 yılları arasında Taşnak Ermenileri Ermenistan'da yaşayan 575 000 Azerbaycan Türkünün 565 0002i katletmişlerdir.
Bugün elde binlerce belge ve görgü tanığının olmasına rağmen başta biz olmak üzere hiç bir devlet olanları soykırım olarak tanımamaktadır. Sözde demokrasi yanlısı büyük devletler bu soykırımı tanırsa, bu katliamları yaptıranların kendileri olduğunun açığa çıkacağını çok iyi bilmektedirler. Diğer bir tabirle katliamcı oldukları tespiti yapılacaktır. Öyleyse niye tanısınlar.
Türk'e yapılan bu soykırımı lanetliyor, hayatlarını kaybeden karındaşlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz. Başta Azerbaycan ve Türkiye olmak üzere tüm Türk dünyasını olanları dünyaya anlatmakta daha aktif rol almaya çağırıyoruz.