Yeni yılın ilk cuması idi..dış haberler sayfasında Türk cemaatinin önderlerinden beş kişinin idama mahkum edildiği haberi verilmişti. Verilen bu habere göre Irak'ta 1979 yılında tutuklanan Türkmen Kardeşlik Cemiyeti Başkanı Emekli Albay Abdurrahman ile cemaatin önderlerinden Doçent, tüccar, doktor ve öğretmen olan dört arkadaşı, Irak Devrim Komite Konseyi Mahkemesince İdama mahkum edildiği yazılmıştı.
Bu yaptıklarıyla yetinmeyen katil Baas Partisi Musul, Kerkük ve Erbil'de yüzlerce Türkmen asıllı üniversite ve lise öğrencilerini tutuklatarak Bağdat'ta gönderdiği haberlerine de aynı sayfada yer veriliyordu.
Öğrenilen bu haberler üzerine, rahmetli gazeteci büyüğümüz ve Türkçü ağabeyimiz Ahmet Kabaklı, gazetesindeki köşesinden feryat ediyor, olanların şirretlik olduğunu dile getirerek bu barbarlığın durdurulmasını istiyordu. Kamuoyuna mal olan bu densizlik karşısında, o günün hükümeti bu günkü gibi kamuoyu tepkisinden kurtulma adına Bağdat'a gidecek olan enerji bakanı Esat Kıratlıoğlu'nun seyahatini iptal ederek geçiştiriyordu.
Bu tepkilerden bir şey çıkmayacağını bilen Baas, konseye aldırdığı kararının gereğini yerine getirterek, 16 Ocak 1980 yılında beş Türkmen yiğidini idam eder. Ancak bunlardan Dr Rıza Demirci'nin bu güne kadar ne cenazesini verdiler, ne de idamını doğruladılar.
16 Ocak'ın tarihe altın harflerle yazılan bir mücadelenin kahramanlarına Irak barbarlarınca ölüm fermanı çıkarılarak şahadet şerbetini içirdikleri tarihtir. Tarih sayfasına akan bu kanın hiç bir zaman silinmeyeceğidir. Ancak o kan, Türkmenlerin topraklarının tapusu olmaya devam edecektir.
Bugünde Baasçıların gitmesine rağmen, Arap ırkçıları, Kürt şovenistleri ve ABD yankilerinin sürdürdüğü baskı, katliam ve zulümlerine rağmen daha önce şehit olmuş yüzlerce ataları gibi şehit edilmeye devam edilmektedirler. Dün şehit karındaşlarımızın şahadetini izlemekle yetinen idarecilerimizi aratacak şekilde bugünküler seyretmenin de ötesine geçerek Türkün adının silinmesine sevinir durumdadırlar.
Türkmenler kızgın. Türkmenler bizden gelecekler konusunda ümitsiz. Türkmenler Türkiye Cumhuriyetinin para ve ikbal karşılığı satın aldığı, Türkiye'de bir eli balda bir eli yağda olsa da köleliğe alışmış Türkmenlerle yönetilmek istemiyorlar.
Türkmenler bu güne kadar Türkçülük uğruna kurban gittiklerine inanıyorlar. Türk geçinip de Türk olmayanların kendilerine daha fazla zarar vermelerinden korkuyorlar. Bunun içindir ki Türkiye'nin kendileriyle ilgili yürüttüğü politikalara sıcak bakmıyorlar.
Türkmenler diyor ki; biz şehitlerimizi unutmadık ki hatırlayalım. Onlar bize gelecek nesillerimize toprak ana uğruna verilen mücadelenin sınırı olmadığını öğrettiler, bizde o kefensiz yatan şehitlerimizi ne yalnız bırakacağız ne de hayal kırıklığına uğratacağız.
Bizde karındaşları olarak diyoruz ki; karındaşınız olarak canımız ve malımızla yanınızda olacak, ölünecekse de birlikte ölüp, yaşanacaksa birlikte yaşayacağız.
Allah şehitlerimizi rahmet eylesin, Türk'e uzanan eller kırılsın. Türkün sırtından geçinip de Türkü yok sayanlar kahrolsun. "Tanrı Türk'ü Korusun"