Türk Milleti’nin bir ferdi olarak; Ülkemizin içinde bulunduğu bu zor ve sıkıntılı günlerde, huzurlu ve mutlu olmanın, gülmenin-eğlenmenin mümkün olmadığının farkındayım. Ancak, karamsarlık, ümitsizlik, çaresizlik bize yakışmaz. Evet, yanlış politikalar sonucu (özellikle dış politikada) geldiğimiz nokta malûm. Şimdi milletin gazını almak için şunu yapacağız, bunu yapacağız deyip duruyorlar. Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra… Ama her zorluğun altından kalktığımız gibi, bu sıkıntılı günleri de atlatacağız. Hep birlikte çözüm yollarını bulacağız, bulmalıyız.
Yazılarımda mümkün olduğunca geçmişimize, tarihimize ilgi çekmek için önemli, ilginç, bilinmesinde yarar gördüğüm konulara yer veriyorum. Zaman zaman da gelecekle ilgili güzel gördüğüm çalışmaları tanıtıyorum. Gayem; sizlerin moral ve motivasyonunu diri tutmak, artırmaktır.
Eğer merak edip “Türk Dünyası” ile biraz ilgileniyorsanız, internetten çeşitli sitelere girerek farklı bilgilere ulaşmanız mümkündür. Ben boş zamanlarımda böyle yapıyorum. “Türk Dünyası”nda neler oluyor diye, medyadan devamlı takip ederim: Güzel ve sevinecek faaliyetlerin olduğunu görüyor, mutlu oluyorum.
Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim: Biliyorsunuz 3 Ekim 2009 tarihinde Nahçıvan’da “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Toplantısı” yapılmış ve burada bir çok kararlar alınmıştı. Bu kararlardan biri de, anlaşmanın 1 inci maddesi uyarınca Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi kurulmasıdır.
Ayrıca, anlaşmada yer alan amaç ve görevleri yerine getirmek üzere aşağıdaki yapılar oluşturulmuştur:
Devlet Başkanları Konseyi,
Dışişleri Bakanları Konseyi,
Kıdemli Memurlar Komitesi,
Aksakallar Konseyi,
Sekreterya,
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi - TDİK)’nin sitesine girerek bu kuruluşla ilgili araştırma yaptım, faaliyetlerine baktım. Sitede “Türk Keneşi” adı geçmektedir. Türk Dünyasında, Keneş; eskiden iç ve dış konuların konuşulduğu, tartışıldığı toplantılara denirmiş. Kengeş, Kingeş şeklinde de söylenmektedir. Kurultay, toy karşılığıdır. Danışma, görüşme, müzakere, müşavere, istişare, şura anlamlarına geliyor. Türk Keneşi (eski adı: Türk Konseyi) (Azerice: Türk Şurası, Kazakça: Түрік кеңесі, Kırgızca: Түрк кеңеш, İngilizce: Turkic Council).
Sitede genel bilgiler olarak şunlar yazılmaktadır: “Türk Konseyi’nin temel belgeleri olan 3 Ekim 2009 tarihli Nahçıvan Anlaşması ve 16 Eylül 2010 tarihli İstanbul Bildirisi’ne göre, TDİK üyesi ülkeler, Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın amaçları ve ilkelerinin yanı sıra uluslararası hukukun diğer evrensel olarak tanınan ilkelerini benimsemiştir. Barış ve güvenliğin korunması ile iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine ilişkin uluslararası normlar, Türk Konseyi çatısı altında yürütülecek işbirliğinin zeminini oluşturmaktadır.
Türk Konseyi, 1992 yılından beri toplanan, "Türkçe Konuşan Devletler Devlet Başkanları Zirveleri" sonucunda ortaya çıkan ortak siyasi irade üzerine kurulmuştur. Bu zamana kadar 10 Zirve gerçekleşmiş olup, bunlardan İstanbul’da düzenlenen 16 Eylül 2010 tarihli Zirvede TDİK’nın kuruluşu resmen ilan edilmiş, öncelikleri ve yol haritası ortaya konulmuştur. Türk Konseyi’nin daimi bir yapı olarak kurulmasıyla birlikte yapılan Zirveler, Türk Konseyi Zirveleri olarak yeniden adlandırılmıştır.
TDİK’nın amaçları: Nahçıvan Anlaşmanın önsözünde üye devletler, Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın amaç ve ilkelerine bağlılıklarını teyit ederek, Türk Konseyi’nin temel amacını, Türk Dili Konuşan devletlerarasında kapsamlı işbirliğini derinleştirmek, bölgesel ve küresel barış ile istikrara katkıda bulunmak olarak tanımlamışlardır. Üye ülkeler ayrıca, demokrasi, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ve iyi yönetişim gibi temel ilkelere bağlılıklarını ifade etmişlerdir. Türk Konseyi kapsamındaki işbirliği, üye ülkeler arasındaki ortak tarih, kültür, kimlik ve Türk dili konuşan halkların dil birliğinden kaynaklanan özel dayanışma temelinde inşa edilmektedir.
Örgütün, Nahçıvan Anlaşması’nın 2.maddesinde ortaya konulan temel amaç ve görevleri şunlardır:
- Taraflar arasında karşılıklı güvenin güçlendirilmesi,
- Bölge ve bölge dışında barışın korunması,
- Dış politika konularında ortak tutumlar benimsenmesi,
- Uluslararası terörizm, ayrılıkçılık, aşırılık ve sınır ötesi suçlarla mücadele için eylemlerin koordine edilmesi,
- Ortak amaçlarla ilgili her alanda etkili bölgesel ve ikili işbirliğinin geliştirilmesi,
- Ticaret ve yatırım için uygun koşulların yaratılması,
- Kapsamlı ve dengeli bir ekonomik büyüme, sosyal ve kültürel gelişimin amaçlanması,
- Hukukun üstünlüğünün sağlanması, iyi yönetim ve insan haklarının korunması konularının tartışılması,
- Bilim, teknoloji, eğitim ve kültür alanlarında etkileşimin genişletilmesi,
- Kitle iletişim araçlarıyla etkileşimin ve daha yoğun bir iletişimin teşvik edilmesi,
- Hukuki konularda bilgi değişimi ve adli işbirliğinin teşvik edilmesi.”
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek`te yapılan Türk Konseyi 2.Zirvesi öncesinde 22 Ağustos 2012 tarihinde toplanan Dışişleri Bakanları Konseyinde “Türk Konseyi`nin Bayrağı” kabul edilmiştir. Bayrak; Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan ve Kazakistan bayraklarının özelliklerinden yararlanılmış, Kazakistan bayrağının mavisinden, Kırgızistan`ın güneşinden, Türkiye`nin hilalinden ve Azerbaycan`ın yıldızından oluşturulmuştur.
11-12 Ekim 2012 tarihlerinde Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştiren Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk Konseyi Sekretaryasının yeni hizmet binasını açarak “Türk Konseyi’nin Bayrağı”nı göndere çekmişlerdir.
Ayrıca, hazırlatılan Türk Keneşi tanıtım filmi 24/02/2015 tarihinde yayına girmiştir.
Nahçıvan toplantısının yapıldığı 3 Ekim gününün, her yıl “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü” olarak kutlanması uygun bulunmuştur.
Bu vesile ile tüm “Türk Dünyası”nın işbirliği gününü kutluyor ve “Dilde, fikirde, işte birlik” diyen İsmail Gaspralı Beyi rahmet ve minnetle anıyorum.