Eğitimin ne kadar önemli olduğunu anlatmayacağım; çünkü tüm ülkelerin en temel meselesidir. Her ülke eğitim sistemini daha da iyileştirmek ve geliştirmek için çaba harcamaktadır.
Eğitim, insanın varoluşu (yaradılışı) ile başlamıştır. İlk insanlar bilinçli olmasalar dahi beslenmek, korunmak, çoğalmak gibi sebeplerle kendilerini geliştirmişlerdir. Bugün belli yaş gruplarına verilen eğitim, insanın doğumu ile ölümü arasını kapsar hale gelmiş ve “hayat boyu öğrenme”ye dönüşmüştür. “Öğrenmenin yaşı yoktur” sözü anlamlıdır.
Tabii ki bu görev esas olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nındır. Ancak, konu Bakanlığı da aşmış vaziyettedir. Artık tüm resmî ya da özel kurum, kuruluş ve örgütler, kendi bünyelerinde oluşturdukları insan kaynakları veya hizmetiçi eğitim birimleriyle personelini, üyelerini, taraftarlarını eğitmeye başlamışlardır.
MEB’nde hizmetiçi eğitim
Bakanlık 2016 yılı raporunda; “personelin mesleki ve kişisel gelişimlerinin sağlanması, gelişimlere intibak etmeleri, verimliliklerinin artırılması ve üst görevlere hazırlanmalarına yönelik hizmetiçi eğitim faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Nitelikli öğretmen ve nitelikli öğretim için meslekî gelişim konusunda öğretmenlere sürekli destek sağlanması gerekmektedir. Bu itibarla Bakanlığımızca, merkez ve taşra teşkilatında görevli tüm öğretmenlerin yetiştirilmelerine yönelik hizmetiçi eğitim faaliyetleri düzenlenmektedir.” denilmektedir.
Hizmetiçi eğitim faaliyetlerinin 1960 yılından itibaren düzenlenmeye başlandığı, 2 kurs ve 85 katılımcı ile başladığı kayıtlarda belirtilmektedir.
Önceleri bağımsız olan “Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanlığı”, 2011 yılında Bakanlığın yeniden yapılandırılması sırasında kapatılarak görevleri, 652 sayılı KHK ile (R.G: 14/09/2011 - 28054) “Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü”ne devredilmiştir.
MTÖ İdari ve Mali İşler Dairesi’nde faaliyetlerim
Bakanlıkta 1984 yılında da yapılanma olmuştu ve kapatılan dairemin tasfiye işlemlerini yürütmüştüm. Eski dairemde döner sermaye işlerine baktığımdan ve zaman zaman çeşitli illerde/okullarda meydana gelen problemleri çözmek için görevlendirildiğimden sorunları görmüş ve öğrenmiştim.
Hizmetiçi eğitimle ilgili ilk “öğretim üyesi” olarak görevlendirilmem, Erkek Teknik Öğretim Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Sevgi’nin organize ettiği İstanbul’a olmuştu. Bünyesinde döner sermaye bulunan İstanbul’daki tüm mesleki ve teknik öğretim okulları sorumlu memurları için 20-24/02/1984 tarihleri arasında Şişli Yapı Meslek Lisesi’nde bir seminer düzenlenmiş ve ilk uygulamalı eğitimi bu seminerde yapmıştık.
Ardından 02-13/07/1984 tarihleri arasında İstanbul Ortaköy Denizcilik Meslek Lisesi’nde açılan 73 Nolu “Döner Sermaye Semineri” ile 23-27/07/1984 tarihleri arasında İstanbul Kadıköy Kız Meslek Lisesi’nde açılan “Döner Sermaye Semineri”nde görevlendirildim.
Bu süreçte zimmet veya suistimal olan okullara görevlendirildiğim gibi, malî yılı hesaplarını zamanında düzenlemeyen / düzenleyemeyen okullara da görevlendiriliyordum. Bu okullarda döner sermaye muhasebe kayıtlarını düzeltiyor, defterlere kayıt yapıyor, ilgili personeli eğitiyor (bilgilendiriyor) ve dönüyordum. Daha önceki bazı yazılarımda anlattığım konular dışında, ayrıca mesela:
* Tekirdağ Endüstri Meslek Lisesi’nde, 1982-1983-1984-1985 malî yılları hesaplarının gözden geçirilmesi ve 1986 malî yılı idare hesabı ile 12 aylık gelir-gider belgelerini (bilanço ve ekleri) düzenlemek üzere 31/05/1987 tarihinde 8 gün,
* Ankara 100.Yıl Kız Meslek Lisesi’nde, 1986-1987-1988 malî yılı hesaplarını incelemek üzere 14-18 Kasım 1988 tarihleri arası,
* Isparta-Eğirdir Kız Meslek Lisesi’nde, 1989 malî yılı idare hesabını (bilanço ve eklerini) düzenlemek üzere 24/01/1990 tarihinden itibaren 5 gün,
* Aynı şekilde Ankara’daki bir çok okula, Aydın-Nazilli’ye, Bursa’ya, Konya-Ereğli’ye, Rize’ye görevlendirilmiştim.
Tüm görevlerde yanımda tecrübeli döner sermaye saymanı olarak ya Ankara Yıldırım Bayezıt Endüstri Meslek Lisesi’nden Mülazım Akdeniz ya da Bursa Orhangazi Endüstri Mesleki Lisesi’nden (rahmetli) Erol Bayraktar olurdu; bazen de üçümüz birden görevlendirilirdik. Zaten görevlendirme onaylarını hep kendim yazardım.
İşletmeler Dairesi’nde faaliyetlerim
“MEB İşletmeler Dairesi” başlıklı iki yazımda (24/02/2020 - 02/03/2020 tarihli) bilgiler vermiştim. 24/09/1984 tarihinde bu daireye geçtikten sonra öncelikle dairenin teşkilatlanmasını, kadrolaşmasını ve yerleşimini sağladık; şubelerin ve personelin görev tanımlarını yaptık, evrak ve arşiv işlerini düzene koyduk.
Çoğunlukla bünyesinde döner sermaye bulunan okullar mesleki ve teknik öğretim okullarıydı. Döner sermaye işleri, 03/06/1938 tarihli 3423 sayılı “Maarif Vekaletine Bağlı Ertik Okulları Mütedavil Sermayesi Hakkında Kanun” çerçevesinde yürütülmekteydi. 06/10/1983 tarihli 2909 sayılı Kanun’la bazı kelimeler değiştirilerek kanunun adı “Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Mesleki ve Teknik Öğretim Okulları Döner Sermayesi Hakkında Kanun” oldu.
Bu okulların yöneticileri, atölye şefleri ve öğretmenleri, Mesleki ve Teknik Yüksek Öğretmen Okulu mezunlarıydı. Öğrenciler atölye çalışmaları ve temrin işleri yaparken üretim yapıyor; sonuçta ortaya bir ürün çıkıyordu. Ancak, elde edilen bu ürünlerin, araçların, mamul maddelerin veya malzemelerin kayıtları ve satışı konusunda sıkıntılar vardı. Maliyet hesaplaması, fişlerin ve makbuzların kesilmesi, muhasebe kayıtlarının tutulması, defterlere işlenmesi, yıl sonu belgelerinin hazırlanması gibi hususlarda bilgi sahibi değillerdi. Benzer durum döner sermayede görevlendirilen memurlarda da (ticaret lisesi mezunu az olduğundan) görülüyordu.
Döner sermayelerde yaşanan suiistimallerden veya bilgisizlikten kaynaklanan zimmet olaylarında bir çok defa görevlendirildiğim için problemleri az-çok biliyordum. Hem bu sorunları önlemek hem de ilgili personeli bilgilendirmek için müdürlere, döner sermaye sorumlu müdür yardımcılarına ve döner sermaye memurlarına yönelik hizmetiçi eğitim yapılması gerektiğini düşündük ve döner sermaye kursları başlattık. Okul çeşidine göre kursiyerleri seçiyorduk.
Teorik anlatımdan daha ziyade kurs esnasında, sanki sipariş alıyormuş gibi çeşitli sorularla hazırlanan “monografi” uygulaması yaptık; kursiyerlere fiş, makbuz ve defter yaprakları dağıtarak kendilerine işlettik. Bu uygulamamız, kursiyerlerin hem ilgisini çekmiş hem de derslere katılımlarını sağlamıştır.
Bütçe durumuna göre 5 ilâ 12 günlük olmak üzere her yıl 3 ilâ 8 arasında döner sermaye kursu veya semineri açıyorduk. Bu faaliyetlere çoğunlukla öğretim üyesi ya da bazen yönetici olarak katılıyordum. Daha sonra yetişen arkadaşlarımızı görevlendirmeye başladık. Tespit edebildiğim kadarıyla benim katıldığım kurslardan bazılarının numarası ve yılı şu şekildedir: 72/1984, 138/1984, 93/1986, 41/1987, 138/1987, 61/1987, 75/1987, 89/1987, 170/1987, 171/1987, 173/1987, 174/1987, 28/1988, 31/1988, 118/1988, 159/1988, 168/1988, 180/1988, 265/1988, 267/1988, 16/1989, 140/1989, 216/1989, 298/1989 ve 223/1990.
Kurslarımızın hepsi çok güzel geçmiştir. Özellikle Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanı Dr.Yusuf Ekinci’nin, Bakanlık müfettişlerimiz için 01-06 Şubat 1988 tarihleri arasında Ankara Namık Kemal Ortaokulu’nda düzenlediği ve öğretim üyesi olarak katıldığım “Döner Sermaye Kursu”nu hiç unutamam.
Altı yıla yakın İşletmeler Dairesi Başkanlığı’nda çalıştıktan sonra 19 Nisan 1990 tarihinde Öğretmen Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne geçtim.