Ortaçağ Türk ve İslâm Tarihi üzerine yetişmiş en ünlü bilim insanlarımızdan biri de Ord.Prof. Mükrimin Halil Yinanç’tır. Elbistan’lı olan Yinanç Hoca, 1898 yılında doğmuş ve 22 Aralık 1961 tarihinde vefat etmiştir. Mükrimin Halil Yinanç’tan Sohbetler (Yağmur yayınları, İstanbul-1962) adlı eski küçük bir kitap elime geçti. Hocanın hatırasına hürmetle hazırlanan kitabı okuduğumda, içeriğinin ne kadar büyük olduğunu gördüm.
Kitabı derleyen Refii Alpayer ve Şinasi Özatalay’ın önsözdeki şu ifadeleri, hocanın İslâm tarihine vukufu açısından önemlidir: Hocadan, bir gün Hz.Ali’yi anlatmasını istemiştik, “Olur, ama tahammül edebilecek misiniz, bir kaç sene sürer” demişti.
Peygamberimizin Medine’ye hicretlerinden vefatına kadar olan süreçte Ramazan aylarında meydana gelmiş mühim hadiseleri, kitaptan alıntılar yaparak sizlere aktarmaya çalışacağım: “Arapça bir kelime olan Ramazan, Kameri aylardan birinin adıdır. Kur’an-ı Kerim’de ismi açık olarak belirtilmiş yegâne aydır. Kelime olarak -kızgın güneş altında yalın ayak yürüyüp yanmak- anlamındadır.
Teravih namazları bidayette münferiden kılınmıştır. Sadece, Hz.Peygamber efendimiz tarafından, cemaatle iki veya üç defa kıldırılmıştır. Bu vaziyet Hz.Ömer devrine kadar devam etmiştir. Hz.Ömer hilafeti sırasında bu münferit kılınan teravih namazını bir imam arkasında cemaatla kılınmaya müsaade etmiştir. İlk teravih imamı da Hz.Übey bin Kab olmuştur.
- Hicretin birinci yılı Miladi 622 yılının 16 Temmuz’unda başlar. Ramazan ayı ise 623 yılının 9 Mart’ında başlamıştır. Bu Ramazanda vukua gelen en mühim hadise Hz.Muhammed ile Hz.Ebubekir’in kızı Hz.Ayşe’nin izdivaçlarıdır. Bu izdivaç Hz.Peygamber efendimizin üçüncü izdivaçlarıydı.
- Hicretin ikinci yılı Miladi 623 yılının 5 Temmuz’unda, Ramazanı ise 624 yılının 26 Şubat’ında başlamıştı. Ramazan ayının 20 nci gününde Büyük Bedir Muharebesi vuku bulmuştur. Bedir bir kuyunun adıdır. İslâmlar Mekke’den Medine’ye geldikten sonra cihad farz olmuştu. Sebebi ise Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanların mallarını bizzat kendi akrabaları göndermemişler ve bunları paylaşmışlardır. Bunun üzerine Medine’ye gelen Muhacirler çok müşkül durumda kalmışlardı. Peygamber efendimize müracaatla bu müşriklere karşı gaza için izin talep ettiler. Ve gaza için ayet nazil oldu.
Peygamber efendimiz ve ensar 310 kişilik bir kuvvetle yola çıktı. Kureyş’in büyükleri 950 kişilik bir kuvvetle yola çıktılar. Sadece bazı ihtiyarlar şehirde kaldı. Kureyşli’lerden olan Peygamberimizin amcası Ebu Leheb de çok ihtiyar olduğu için Mekke’de kalmıştı. Bedir’e geldiler. Öğleye doğru başlamış bulunan Büyük Bedir Muharebesi ikindi vakti sona ermişti. Bu muharebede müşriklerden 70 kişi ölmüş 70 kişi de esir olmuştu. Diğerleri ise dağılıp kaçmışlardı. Kureyş’in en mühim ve tanınmış simaları, başta Ebu Cehil olmak üzere ölmüştü. Kureyş’in yiğitlerinden ve Peygamber efendimizin ilk zevceleri Hz.Hatice’nin kardeşi Nevfel bin-i Kureylet’i, kardeşinin oğlu Zübeyr öldürmüştü.
Esirler arasında Peygamber efendimizin amcası Abbas, büyük damadı Ebu As ve Hz.Ali’nin ağabeyi Akil de vardı. İslâmlar o geceyi Bedir’de geçirdiler. Hz.Peygamber bir meclis topladı. Esirleri ne yapacaklarına dair müzakere açtılar. Hz. Ebu Bekir şöyle söyledi: “Siz şiddet Peygamberi değil, merhamet Peygamberisiniz. Bunları Medine’ye götürelim. Zenginlerinden fidye alırız. Fukaraları üç sene çalıştırırız. Yazı yazmasını bilenler üç çocuğa yazı öğretir.” Hz.Peygamber bu fikri kabul ettiler. Bu şekilde de esir öldürülmez kaidesi ilk defa olarak İslâm’da ortaya çıkmış oldu.
Medine’ye dönmüşlerdi. Esirler arasında şairler vardı. Hz.Peygamber aleyhinde bir daha şiir söylemeyeceklerine dair söz verdiler ve serbest bırakıldılar. Hz.Peygamber’in büyük kızı Zeynep, kocası Ebu As’ı kurtarmak için bir gerdanlık gönderdi. Hz.Peygamber fidye olarak gönderilen bu gerdanlığı görünce derhal tanımıştı. Gerdanlık, Zeynep’in annesi ve Hz.Peygamber’in ilk zevceleri Hz.Hatice’nin idi.
Keza bu Ramazan ayı içerisinde, Hz.Peygamber’in Bedir’den Medine’ye dönüşlerinden sonra, Müslümanlara oruç farz olmuştur. Bundan evvel Mekke’de iken sadece namaz farz olmuştu.
- Ramazan ayı 625 yılının 15 Şubat’ında başlamıştı. Bu Ramazan ayı ortasında Hz.Hasan doğmuştur. Büyük Bedir Muharebesi dönüşünde Hz.Peygamberimiz kıymetli kızları Hz.Fatıma’yı Hz.Ali’ye vermişlerdi. Evlendikleri vakit Hz.Ali yirmibir, Hz.Fatıma da ondokuz yaşlarındaydı.
- Hicret’in 8 inci yılı Miladi 629 yılının 1 Mayıs’ında başlamıştır. 23 Aralık’ta da Ramazan ayı başlamıştı. Ramazan’ın 21 inci günü İslâmlar Mekke’yi fethetmişlerdir. Hudeybiyye Barış Anlaşması gereğince Kureyş ile Müslümanlar 10 yıl müddetle sulh içinde kalacaklardı. Kureyş’in himayesinde bulunan Bekir kabilesi, Müslümanların himayesinde olan Khuzaa kabilesine bir gece baskını yaptı. 30 kadar Müslüman öldürüldü.
Bu hadise sulhu bozdu. Sulhu yeniden tesis etmek için Medine’ye gelen Kureyş’in ve Mekke’nin reisi Ebu Süfyan bin Harp, soğuk karşılandı ve hiçbir şey yapamadı. Bu arada, Hz.Peygamber’in zevcesi olan kızı Ümmü Habibe bile kendisine fena muamele etti. Ebu Süfyan bin Harp kızı Ümmü Habibe’nin evinde Hz.Peygamber’in her zaman oturdukları postun üzerinde oturmuştu. Bunu gören kızı Ümmü Habibe kendisine: “Peygamber’in postuna kâfirler oturmaz, oraya oturma…” demişti.
Medine’de aradığını bulamayan Ebu Süfyan bin Harp, Mekke’ye döndükten sonra Müslümanlar sefer hazırlığına başladılar. Ordunun miktarı onbin kişiydi. Uzun bir yürüyüşten sonra geceleyin Mekke civarına gelindi. Her tarafta ateşler yakıldı. Bu sırada, ateş yakanların kimler olduğunu anlamak maksadiyle Ebu Süfyan bin Harp teftişe çıkmıştı. Peygamber’in “en son muhacir” diye tavsif buyurdukları amcası Hz.Abbas, Ebu Süfyan bin Harp’i görüp tanıdı. Ve Hz.Peygamber’in çadırına getirildi. Yarı isteyerek, yarı istemeyerek Müslümanlığı kabul etti ve geceyi Hz.Abbas’ın çadırında geçirdi.
Ertesi sabah Hz.Peygamber, Ebu Süfyan bin Harp’i Mekke’ye gönderdi. Bin Harp, Mekke ahalisine şu durumu bildirmeğe memur edilmişti: “Kâbe Haremine ve Ebu Süfyan bin Harp’in evine iltica edenlerle, kendi evlerine kapanıp dışarı çıkmayanlar can ve mallarından emin olabileceklerdir.” Müslüman ordusu muhtelif boğazlardan Mekke’ye girdi.
Hz.Peygamber, evvel haklarında karar verilmiş olan onbeş kişi hariç, bütün Mekkelileri affetti. Bu onbeş kişi içerisinde 10’u Müslüman olmuş ve kurtulmuşlardı. Hiç kimseye Müslüman olmaları için cebir yapılmadı. Hz. Peygamber bütün ahaliden biat aldı. Mekke kadınları da başlarında Ebu Süfyan’ın karısı Hint olduğu halde Hz.Peygamber’e bağlılıklarını bildirdiler.”
Ramazan ayının, tüm Türk ve İslâm âlemine hayırlar getirmesini dilerim.