Altay Tankı gösterisi ve gerçeği

Güney Kore'nin güvensizliği ve başarısızlığı nedeniyle kendi tankında kullanmadığı motor ve transmisyonu alıp Altay Tankı'na monte edildi. 23 Nisan'da TSK'ya teslim edilerek seçim öncesi gösteri yapılacak ve seçmenin gözleri boyanacak. Oysa TSK'ya teslim edilecek tank savaşta asla kullanılamaz...

Reklam
Reklam

AKP iktidarı 14 Mayıs’ta şimdiye kadarki en zor seçimine girecek.

Hani William Shakespeare'in yazdığı Hamlet oyununun bir sahnesinde, “Olmak ya da olmamak” diye konuşmasına başlıyor ya Prens Hamlet...

İşte AKP için de bütün mesele bu...

Siyaset sahnesinde kalabilmek için iktidarda kalmaya muhtaçlar...

Ancak büyük bir sıkıntıları var. Eskisi gibi seçmende karşılık bulacak başarı hikâyelerine sahip değiller...

Daha önce bulunan yerlerde yeniden bulunan doğalgaz rezervi, Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesi, asgari ücrete yapılan zamlar, 3600 ek gösterge, TOGG, EYT’lilere haklarının teslimi ve şimdilik son olarak en düşük emekli maaşını yükselten hamle...

Son dönemde oya tahvil edeceği düşünülerek yapılan bu hamleler havaya kılıç sallamaktan öteye gidemedi.

Çünkü hepsi, AKP’nin en büyük rakibi olan ve tamamen ‘yerli ve milli’ sebeplerden çıkan ekonomik buhrana yenildi...

Önümüzdeki günlerde ise kalan son seçim kurşunlarından birini sıkmaya hazırlanıyor iktidar...

İlk bakışta, en yerlisi ve millisinden gerçek bir müjde gibi duran bir seçim hamlesi bu...

Yılan hikâyesine dönen Altay tankı, 23 Nisan’da BMC tarafından TSK’ya teslim edilecek. İlk Altay tankı Türk Ordusu’na teslim edilirken iktidar sahiplerinin atacağı nutukları, o gün ve sonrasında yapacakları propagandayı az çok herkes tahmin edebilir...

Oysa, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edilecek Altay tankı seçim öncesi tamamen bir göz boyamadan ibaret...

Göz boyamadan ibaret” diyorum, çünkü savunma sanayi çevrelerinden Altay tankı projesine yakından şahit vatansever insanların aktarımına göre, söz konusu tank savaşta kullanılamaz!

Nasıl mı?

Şimdi şöyle bir arkanıza yaslanın ve Altay tankının gerçek hikâyesini, kamuoyunun nasıl aldatıldığını ve büyük skandalları öğrenin...

Milli tank projesi çok eskilere dayansa da ilk ciddi projelendirme işi 1992’de ‘’Modern Tank’’ ismiyle başlar...

Milli tank ihalesi ilk 1994’te gündeme gelir. Ancak o günkü koşullar ve TSK’nın acil modern tank ihtiyacı, ordunun elindeki ABD malı M-60 tanklarının modernizasyonuna yönlendirir.

M-60 tanklarının bu modernizasyonu yerli tank yapma fikrini sadece biraz öteler.

Yerli ''modern tank'' için çalışmalar 1998 yılına kadar devam eder...

1998 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel imzasıyla Bakanlar Kurulu’nun 25 Mayıs 1998 tarihli bir kararı yayınlanır.

Bakanlar Kurulu’nun Resmî Gazete’de yayınlanan bu kararında; Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaç duyduğu harp silah, araç, gereç ve mühimmatının mümkün olan azami ölçüde yerli olarak üretilmesi, bu hedeflere ulaşabilmesi için kısa, orta ve uzun vadeli planlamaların yapılması, dış pazarlara açılmasının prensipleri belirlenir.

Bakanlar Kurulu’nu bu kararından sonra bazı olaylar gelişir.

Şöyle ki; 2001 yılında ABD tarafından TSK makamlarına bir teklif yapılır. ABD’nin AKKA anlaşmaları çerçevesinde Avrupa kıtasından çekeceği M1 Abrams tankları vardır…

Bu teklifte ABD, bu tanklardan 200 adedini Türkiye’ye vermek istemektedir.

M1 Abrams tanklarının özelliklerine girersek konu sapar, ancak M1 Abrams tankları hakkında kısaca şunu belirteyim; motor, namlu ve mühimmatların farklılığı nedenleriyle M1 Abrams tanklarının Türkiye’de kullanılması beraberinden bir yığın lojistik problemleri de getirecekti.

Aynı zamanda bu tankların kabulü üretimi düşünülen yerli tank üretimine de sekte vuracaktı.

Bu kaygılarla ABD çok istemesine rağmen vatansever subaylarca bu teklif reddedilir.

Ancak ABD konunun peşini bırakmaz. Teklifini 400 adet M1 Abrams tankı olarak yeniler. Ancak bu teklif aynı nedenlerle yine reddedilir.

Eğer ABD’nin bu teklifleri kabul edilseydi şu an Altay tankı konuşulmuyor olacaktı...

Nihayet 2007’de açılan milli tank ihalesine Türkiye’de teklif verebilecek üç firma vardır: OTOKAR, FNSS ve BMC. ihaleyi 495 milyon dolar teklifi ile OTOKAR alır.

OTOKAR bu 495 milyon doların büyük bir çoğunluğunu proje için işbirliği yaptığı firmalara aktarır.

İhale konusu ‘’yerli tank üretim altyapısını oluşturmak’’ için OTOKAR, tank topunun yapımını Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na aktarır. MKE, bu tank için 120 mm (L55 modeli) tank topu geliştirecektir.

Tankın zırhının üretilmesi için ROKETSAN ile görüşülür. Zırh üretimini ROKETSAN’a aktarılır. ROKETSAN, bu tankta tanksavar silahlarının etki edemeyeceği zırh paketini üretecektir.

Tankın atış kontrol sistemlerinin üretimi için ASELSAN ile görüşülerek tankın atış kontrol sistemlerinin üretimi ASELSAN’a verilir.

Tankın palet ve askı donanımları üretimi için Arifiye’deki şu meşhur tank palet fabrikası ile görüşülür. Tankların palet ve askı donanımlarının üretimini şimdilerde BMC’ye verilen tank palet fabrikası yapacaktır…

OTOKAR, teknoloji transferi içinse Koreli Hyundai Rotem (Railroading Technology System) firması ile görüşür ve iş bu firmaya verilir.

Hyundai Rotem, K1A1Ana Muharebe tankını üretmektedir.

Tank motoru ve transmisyonun tedariki için MTU firması ile anlaşılır.

MTU, Alman Daimler - Chrysler otomotiv grubunun ağır motor birimi olan firmadır.

MTU, Çerkezköy’deki serbest bölgede ‘’MTU Motor Türbin Sanayi ve Ticaret A.S.’’ şirketi tarafından MTU motorları üretmektedir. Türkiye’de üretilen T-155 fırtına obüslerini de motor ve transmisyonları burada üretilmiştir

MİLGEM gemilerinde de MTU motorları kullanılmaktadır…

OTOKAR altı buçuk yıl süren bir çalışma sonunda 2014 yılında sözleşme gereği bu şekilde yerli tank üretim altyapısını oluşturur…

Ancak farklı tipte dört adet Altay tankı yerine beş adet üretir.

Üretilen bu beş adet Altay tankının hareket ve atış testleri Ankara’da Şereflikoçhisar Atış Bölgesinde yapılır. Prototip Altay tankları testlerin tamamını başarı ile tamamlarlar…

OTOKAR oluşturduğu bu yerli tank üretim altyapısının dosyasını ‘’Teknik Bilgi Paketi’’ olarak Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na teslim eder.

SSM, ilk etap 250 adet Altay tankının seri üretimi için 2015 yılında ihaleye çıkar. İhaleye yine aynı firmalar teklif verir: OTOKAR, FNSS ve BMC.

Bu firmalardan OTOKAR ve FNSS’nin paletli araç üretme yeteneği olmasına rağmen BMC’nin paletli araç üretme konusunda yetenek, bilgi, birikim, deneyim ve tecrübesi yoktur.

SSM’nin yaptığı ihale sonucunda en uygun teklifi OTOKAR verir...

İhale süreci içerisinde SSM tarafından firmalardan BAFO (Best and final offer) denilen en iyi ve en son teklifleri istenir...

Ancak bu safhada BMC bu sefer OTOKAR’dan daha uygun teklif verir…

Sonunda SSM, Altay tankının seri üretimi için BMC ile sözleşmeyi imzalar. Bu sırada tarihler nisan 2018'i göstermektedir.

İşin doğası; yerli tank üretim altyapısını hangi firma oluşturmuşsa, yerli tank üretimi için ‘’Teknik Bilgi Paketi’’ni hangi firma hazırlamış ise seri üretimin de aynı firma tarafından yapılmasıdır…

Bir başka deyişle SSM, gereksiz, riskli ve pek de uygun olmayan bir yöntemle ikinci bir ihale açarak 2015 yılından 2018 yılına üç yılı boşu boşuna harcar...

Dahası; yerli ve milli olması gereken Altay tankını yüzde yüz yerli ve milli bir Türk şirketinin üretme imkânı varken ve Türk şirketi Altay tankının prototipini üretmişken, kapalı kapılar ardında, bilerek ve istenerek Altay tankının üretimi bu şirketin elinden alınıp yüzde 49,9’u yabancı olan bir başka şirkete, yani BMC’ye veriliyor.

Bu şirket de bir türlü Altay tankını üretemiyor. Ve bu iş de ‘’yerli ve milli’’ kavramını dillerinden düşürmeyenler tarafından yapılıyor...

Şimdi gelelim filmin en can alıcı bölümüne...

Katar Ordusu’nun ortağı olduğu BMC’ye SSM ile Altay tankının seri üretimi sözleşmesini imzaladıktan sonra karşılığı 1,4 milyar TL'yi bulan süper teşvikler ve Sakarya’daki TSK’ya ait tank palet fabrikası bir şekilde verilir.
OTOKAR’ın Altay tankının prototipinde kullandığı tank motoru ve transmisyonu için 250 adet motor ve transmisyon alımı konusunda ön anlaşma yaptığı Alman MTU firması, BMC ile anlaşma yapmak istemez.

Hatta MTU, BMC’nin görüşme talebine cevap bile vermez.

Bu sefer BMC tank motoru için Güney Kore ile görüşür. Ancak başarı sağlayamazlar.

Güney Kore de tank motorunu vermez. Zaten Güney Kore de tank motorunun önemli bir parçası olan şanzımanını Almanlardan almaktadır.

Sonra BMC, Güney Afrika ile görüşür. Ancak buradan da bir sonuç alamazlar...

Peki neden?

Öteden beri Batı ülkeleri savunma sanayi üretimi için Arap ülkelerine teknoloji transferi ve işbirliğine soğuk bakar.

Dolayısıyla hiçbir Batı ve Batı yanlısı ülke Katar ortaklığı olan bir firmayla işbirliği ve teknoloji transferi yapmak istememektedir.

Altay tankının motor ve transmisyonu için 2021’de rota yeniden Güney Kore’ye çevriliyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 21-24 Ekim 2021 arasında Güney Kore’yi ziyaretinde Altay tankı motoru ve transmisyonu tedarikine ilişkin niyet beyanını imzalıyor.

Bu niyet beyanına göre; Türkiye’nin, Altay tankının; motorunu Güney Kore’nin Doosan firmasından, transmisyonunu ise yine Güney Kore’nin S&T Dynamics firmasından tedarik edecektir…

İşte skandalın büyüğü de burada!

Çünkü motor ve transmisyonun uyumu tank için hayati önemi bulunuyor. Tank motoru otomobil motoru gibi çalışmıyor.

Tankın hareket edebilmesi için motor tarafından üretilen gücün ‘’transmisyon’’ denilen bir aktarma organına aktarılması ve buradan da ‘’cer dişlisi’’ denilen dişlilerle palete yönlendirilmesi gerekiyor.

Motordaki gücü transmisyona aktarırken ‘’ara mili’’ denen bir aktarma mili kullanılıyor...

Motor ve transmisyon, her iki güç organının da çok iyi bir uyum içerisinde çalışıyor olması gerekiyor.

Eğer bu uyum çok iyi olmaz ise bu farklılık aradaki ‘’ara mili’’ni kırıyor ve tank muharebe esnasında arazide hareketsiz bir külçe gibi, bir demir yığını olarak kalıyor.

Bu nedenle dünyadaki bütün tank üreticileri bu uyuma büyük önem veriyor.

İşte bu nedenle de tankın motorunu bir ülkeden transmisyonunu bir ülkeden veya farklı farklı firmalardan kimse almıyor.

Altay Tankının prototipini üreten OTOKAR üretim sürecinde bu maksatla daha önceden uyumu denenmiş Alman MTU tank motoru ve RENK transmisyonu kullanıyor…

Kaldı ki; Kara Panter isimli kendi yerli tankının ilk parti üretiminde başlangıçta Doosan firmasının tank motorunu ve S&T Dynamics firmasının transmisyonu kullanan Güney Kore, defalarca yaşanan dayanıklılık testlerinde yaşanan başarısızlık ve uyumsuzluk nedeniyle,ikinci ve üçüncü parti üretimde Alman renk transmisyonu kullanmaya başlıyor...

Güney Kore’nin kendi tankında Doosan firmasının tank motoru ile olan uyumsuzluğu ve başarısızlığı nedeniyle tercih etmediği S&T Dynamics firmasının transmisyonunu, her ikisini birden güç grubunu Türkiye satın almak istiyor.

Güney Kore’nin kendi tankında kullanmadığı tank motor ve transmisyonundan 10-15 adet alıp, bunları Altay tankına monte edip seçimleri öncesi gösteri yapıp seçmenin gözleri boyanacak!

Türk Ordusu’na savaşta kullanılamayacak bir tank teslim edilip, “yerlilik ve millilik” pozları verilecek…

Kaldı ki, BMC’nin ortağı Katar Ordusu bile, ortağı olduğu şirketin zırhlı araçlarını almıyor!

Ziraat Bankası batan BMC için kime kredi verdi?” başlıklı yazımda içinin nasıl boşaltıldığını anlattığım BMC’nin 23 Nisan’da Türk Ordusu’na teslim edeceği Altay tankının gerçek hikâyesi bu…

Aldığım diğer bilgileri de aktararak bu uzun yazıyı bitireyim; şu anda Arifiye’dekitank palet fabrikasında tank yapılacak bir üretim hattı yok.

Yan firmalarla (motor, transmisyon vb.) işbirliği protokolleri yok…

Hal böyle olunca da ortada sözleşme gereği TSK'ya 2019 sonu veya 2020 başında teslim edilmesi gereken tanklar yok.

Her şey yazımın başımda dediğim gibi…

AKP’nin olmak ya da olmamak mücadelesi için Türk askerine tank değil adeta tabut teslim edilecek...