ATATÜRK VE TARİHİN EN BÜYÜK OLAYI

Trabzon Beşikdüzü'nde Türk Milletinin bekası için çok çeşitli çalışmalar yapan Orhan Kılıçoğlu hepimizi duygulandıran bir yazı paylaşmış ve o yazıyı Türk Milletinin emrine vermek bahtiyarlığını yaşadığım için mutluyum.

Reklam
Reklam

~~‘’Atatürk’ü tutuklamaya gelen İngiliz Tabur Komutanı MR. SALTER’İN heyecanlanarak, Atatürk’e ‘’BEN VE TABURUM EMRİNDEYİZ, EMRET KOMUTANIM’’ demesi olayı

YIL 1941

 Emekli İngiliz İşgâl Tabur Komutanı, İngiltere de uçuş eğitimi alan Türk pilotu Kemâl İntepe’ye, Atatürk’le arasında geçen olayı şöyle anlatır;

‘’1919 da Piyade Binbaşı olarak Samsun’da ki İngiliz İşgâl Tabur komutanıydım. İstanbul’da ki İngiliz Komutanlığından 18 Mayıs 1919 günü bir telgraf aldım, telgraf; ‘’Mustafa Kemâl adından bir Türk Paşasının, Bandırma Vapuruyla İstanbul’dan görevli olarak yola çıktığını, yolda ise vapurdan gönderdiği telgrafla istifa ettiğini, şayet Samsun’dan karaya çıkacak olursa derhal tutuklanmasını’’ bildiriyordu.



O gece heyecandan bir türlü uyuyamadım, 19 Mayıs sabahı erkenden Samsun iskelesine gittim. Sabah namazından çıkan halk, büyük bir coşkuyla akın akın iskeleye geliyordu. İskeleye vardığımda ise maşeri bir kalabalıkla karşılaştım. Gördüğüm manzara karşısında bir an kalbimin duracak olduğunu ve olduğum yere yıkılacağımı sandım ve kendimi toparlamaya çalıştım.

Bir kayığa binip Bandırma Vapuruna yaklaştım. Yan merdivenlerden gemiye çıkıp, Mustafa Kemâlle görüşmek istediğimi söyleyince, beni odasının önüne götürdüler. Kapı açıktı ve M.Kemâl ayaktaydı, etrafında ki birkaç kişi de kendisini dinliyordu.

Odaya girdiğimde, sarışın mavi gözlü, sert bakışlı M.Kemâl’le göz göze geldim. Bir anda O’nun mavi ve sert bakışlı gözlerinden öylesine heyecanlandım ki sert bir asker selâmı verdikten sonra, tutuklamaya geldiğim insana ne söyleyeceğimi şaşırdım ve o heyecanla birden ağzımdan ‘’BEN VE TABURUM EMRİNİZDEDİR’’ sözü çıktı. Ben bu sözü nasıl söyleyebilmiştim, daha önce böyle bir şeyi aklımdan dahi geçirmemiştim. Tercüman sözlerimi M. Kemâle ilettiğinde, M. Kemâl’in yüzünde hafiften bir tebessüm belirdi.’’ İngiliz Komutan yaşadığı olayı işte böyle anlatır.

İNGİLİZ İŞGÂL KOMUTANI YILLAR SONRA ÜLKESİNE DÖDÜĞÜNDE;

 Atatürk’le arasında geçen bu olaydan dolayı Divan-ı Harbe verilir ve mahkemede savunmasının sonunda, Mahkeme Heyetine aynen şunları söyler ‘’Sayın Hâkimler! Görüyorsunuz ki karşınızda duran subay, İNGİLİZ BAŞBAKANI L. GEORGE’NİN bahsettiği 20. Asrın en büyük dâhisi M. Kemâl’le, hem de hiç beklemediği bir anda karşı karşıya, göz göze gelmişti ki ne yapabilirdi? Tabii ki hiçbir şey yapamazdı! Eğer başka türlü hareket etmiş olsaydım, bugün benimle beraber bütün taburun mezarlarını ziyaret için Samsun’a gidecektiniz. Şimdi üç erimizin dışında hepimiz sağ salim İngiltere’ye dönmüş ve ailelerimize kavuşmuş durumdayız. Karar yüksek âdaletinizindir…’’

NE YAZIK Kİ BUGÜN;

 Atatürk’ün aleyhinde konuşarak, O’nu gençliğin hafızasından silmeye çalışanların her biri, dün heyecanlanarak Atatürk’e ‘’emret komutanım’’ diyen Batı’nın elinde birer plastik oyuncaktan farksızlar!

Kimileri sifonun çekilmesinden ve Obama’dan gelecek telefondan,

 Kimileri Wikliks belgelerinden,

 Kimileri Almanların elinde bulunan dinleme tapelerinden, banka hesaplarının ifşa edilmesinden,

 Kimileri de kendi hapishanesinde ki bebek cânisi Apo’dan korkarak, Batılılara her gün ‘’EMRET KOMUTANIM, BEN VE ÜLKEM EMRİNDEDİR’’ demenin zilleti içindeler!

 10 KASIM 2014

 ORHAN KILIÇOĞLU