Bakan Selçuk: Her kararda öğretmenlerimizin parmak izi var

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Bizim aldığımız hiçbir karar yoktur ki öğretmenlerimizin parmak izi olmasın. Aldığımız hiçbir karar yoktur ki okul müdürlerimizden, il ve ilçe müdürlerimizden destek almayan. Mevzu ne olursa olsun Ankara'ya davet ediyoruz. Sürekli onlardan görüşler alıp, tartışıyoruz. Çünkü sizler sahada ve mutfaktasınız" dedi.

Reklam
Reklam


Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Sivas Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi'nde düzenlenen ‘Kapsayıcı Eğitim Bağlamında Okul Yöneticilerinin Mesleki Gelişim Programı’ kapanış toplantısında okul müdürlerine hitap etti. Bakan Selçuk, "Örneğin idareci olabiliriz, yani idareci derken aslında durumu idare eden, gelen evrak, giden evrakla yetinen kişiler olabiliriz. Bir de yönetişime inanmış yöneticiler var” dedi. Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti:

"Onlar taktik geliştiriyor, 'acaba bu işi daha iyi nasıl yapabilirim, acaba dünyada bir yenilik var mı, internette yeni bir içerik var mı, yeni bir kitap çıkmış mı... Benim bulunduğum mesuliyet her bir çocuğun hayatına dokunmaktı dolayısıyla bütün öğretmenlerimin huzuru, velilerimin, çocuklarımın mutluluğu benden sorulur' diyen bir yönetici varsa taktik geliştiriyordur, sürekli yenilik arayışındadır. Daha iyi olmak için bir öğrenme çabası vardır. Bir de liderler vardır, büyük liderler, onlar çığır açarlar, onlar oyunu yeniden kurarlar, onlar yeni bir strateji kurarlar, onlar liderlerdir.

Eğer bizler okullarımızda yöneticilik anlamında bir farkındalığı geliştirirsek okullarımızın çok daha nefes alınabilir, çok daha güzel mekanlar olacağına şahitlik edeceğiz, bundan eminim. Yöneticilik anlamında sizin yaptığınız çalışmaların özellikle bu proje kapsamında UNICEF'in desteğiyle yaptığınız çalışmanın devam eden sürecin çok güzel bir halkası olduğunu düşünüyorum. Bizim sorumluluğumuz, bir okuldaki bürokrasiyi yürütmek değil; aslında bir milletin bayrağını yükseltmektir.




 





 





 




ÖĞRETMENLER ODASI HUZUR ODASI OLMALI

Okul yöneticileri öğretmenler odasını bir huzur odası, huzur adası yapma gayretinde olmalı. Lütfen bu meseleyi, okul yöneticiliğini, bir geçim vasıtası olarak almayın, sadece kendi kişisel kariyeriniz olarak değerlendirmeyin. Bu meseleyi bir ülkenin bu topraklarda haysiyetiyle, şerefiyle ayakta durmasının bir askerliği olarak görün. Bu meseleyi 'Bizim medeniyete bir sözümüz var' cümlesini kurabilmek olarak düşünün. Bu meselenin okullarımızda bir çocuğumuzun hukukunu koruyup koruyamama, hakkını verip verememe meselesi.

OKUL MÜDÜRLERİNİN BAŞARI HİKAYESİ

Eğitim yöneticilerini bir okulun bütün hikayesini yazan kişi olarak görüyoruz. Dokuz ay önce okul müdürlerine yönelik bir çalışma yaptık. Türkiye'den 900 kadar müdürü tespit ettik. Bu müdürlerin şöyle bir ortak özelliği vardı, bu müdürler kendi bulundukları ilçede, beldede, şehirde, 'Bu bölgenin imkânı en kısıtlı okulu hangisiyse ben oraya okul müdürü olmak istiyorum' diyen insanlardı. Bir başarı hikayesi yaratmışlardı. 150 yöneticiyi Ankara'ya davet ettik, üç gün misafir ettik. Sizler bir, iki yılın içerisinde gerçekten şartları sınırlı olan bir okulda öğretmeni değiştirmeden, bütçeyi değiştirmeden öğrencileri değiştirmeden velileri değiştirmeden aynı kişilerle bu hikayeyi nasıl yazdınız. Bunu nasıl yaptınız dediğimizde 'Biz okula baktığımız kadar okulun dışına da baktık' dediler. Muhtarlarla, iş insanlarıyla, akademisyenlerle toplumun tüm paydaşlarıyla tek tek ilgilendik. Onlara projelerimizi, fikirlerimizi, hayallerimizi anlattık. O bölgede bir iş insanı bulamadıysak orada doğmuş, büyümüş ama İstanbul'da yaşıyorsa onları ziyaret ettik. Sosyal medyayı etkin kullandık, aklı olandan akıl aldık, fikri olandan fikir aldık. 'Her zaman daha iyisini yapabiliriz' inancıyla meseleye kendimizi adadık. Bu çabanın bu koşularda yapılabildiğini görmek gerçekten mutluluk verici. Çünkü bu eğer Türkiye'nin 900 ayrı okulunda yapılabiliyorsa bütün Türkiye'de yapılabilir demektir. Sadece mevcut şartları küçümsememek şartıyla. Bizim aldığımız hiçbir karar yoktur ki öğretmenlerimizin parmak izi olmasın. Aldığımız hiçbir karar yoktur ki okul müdürlerimizden, il ve ilçe müdürlerimizden destek almayan. Mevzu ne olursa olsun Ankara'ya davet ediyoruz. Sürekli onlardan görüşler alıp, tartışıyoruz. Çünkü sizler sahada ve mutfaktasınız. Bir iş el birliği ile omuz vermekle başarılabilir. Lütfen bulunduğunuz yerde bu işin nasıl yapılamayacağını değil, nasıl yapılabileceğine kafa yorun. Herkese umut verin."