Bu gece ermeni vahşeti "Hocalı Katliamı"nın 24. Yıl dönümü !

1992 yılının 25 Şubatını 26 Şubata bağlayan gece, ‘Hocalı Katliamı’ olarak anılacak ve tarihe kara bir leke olarak düşecek saatler yaşandı. O günler, 1988'de başlayan Azerbaycan Türkleri ile Ermeniler arasındaki Karabağ Savaşı devam ediyordu. Azerbaycan Cumhuriyetinin Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisindeki Hocalı kasabası Ermenilerin saldırısına uğradı. Ermeni güçleri 25 kasabasının giriş ve çıkışını tuttular, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil toplam 613 Türk’ü vahşice katlettiler, çoğu ağır 487 kişiyi yaraladılar. 8 aile tamamen yok olurken yüzlerce kişi sakat kaldı ve 1275 kişi esir alındı. Esir alınanlardan 68’i kadın ve 28’i çocuk toplam 150 kişinin akıbetinin ne olduğu, yaşayıp yaşamadıkları hâlâ ortaya çıkmadı.

Hocalı Katliamı vahşetini yaşayan Ermeni gazeteci Daud Kheriyan, o gün yaşananları şöyle aktarıyor:

“Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı kasabasının 1 km batısında bir yere 2 Mart günü 100 kadar Türk ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hâlâ yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu.”

Eski ASALA eylemcilerinden Monte Melkonyan, Hocalı'ya yakın bölgede Ermeni askerî birliklere komutanlık yapmış ve katliamdan bir gün sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde anlatmış, ölümünden sonra, kardeşi Markar Melkonyan, günlüğü Kardeşimin Yolu (My Brother's Road) başlığıyla ABD'de kitaplaştırmıştı. İtiraf nitelikli kitapta şu cümleler var:

“Bir gece önce akşam 11 civarında, 2.000 Ermeni savaşçısı, Hocalı'nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudaki açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağ’ın doğusuna ulaşmış ve Azerbaycan kenti Ağdam'a doğru inmeye başlamışlar. Buradaki tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takip eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar. Mülteci kadın Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne verdiği açıklamada "Onlar sürekli ateş ediyorlardı" diye konuşmuştu. Arabo'nun savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından çıkararak bıçaklamaya başlamışlar.”

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ Savaşı içerisinde yapılan en büyük katliam olarak niteledi. Azerbaycan Parlâmentosu katliamın "soykırım" olduğunu ilân etti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü, sivil ölümlerden Karabağ Ermeni güçlerinin doğrudan sorumlu olduğunu belirtti. Ermeni devlet yalanındaki Azerbaycan güçlerinin sivillerin kaçışını engellediği, sivillere ateş açtıkları iddiasını destekleyen her hangi delilin bulunamadığını ifade etti.