Ekran bağımlılığı yaşı düştü... Çocuklar oyun değil tablet istiyor

 

Ekran bağımlılığı yaşı pandemi döneminde geriledi. Yani artık çocuklar daha erken yaşta ekran bağımlısı oluyor. Bu durumda pandeminin yanı sıra dijital oyunlar ve sosyal medyanın giderek yaygınlaşması da etkili. Okul öncesi öğretmenleri , 36-48 aylık uyum sürecindeki çocukların akranlarıyla oyun oynamak yerine tablet ya da telefon istediğini söylüyor. Hatta kreşlerde öğretmenler 24 aylık çocukların da ekran bağımlısı hâle gelmesinden şikayetçi. Ülkemizde yapılan son çalışmalar gösteriyor ki ekran kullanım yaşı 6 aylık bebeklere kadar geriledi. Diğer yandan okul öncesi dönem çocuklarının önerilen süreden 5 kat daha fazla ekrana maruz kaldıkları saptandı. Velilerse durumdan şikayetçi. Ancak evden çalıştıkları için ekranları hayatlarının bir parçası hâli getirmekten başka bir yol bulmakta zorlanıyorlar. Peki ekran bağımlılığı yaşı düşerken neler yapmalı? Nelere dikkat etmeli?

EKRAN KULLANIMI 6 AYDAN BAŞLIYOR
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Aynur Bütün Ayhan:

“Gelişen dünya teknolojik gelişmeleri de içinde barındırıyor. Teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşması ile birlikte gün içinde en çok kullandığımız araçlar haline gelen TelefonTablet, bilgisayar, televizyon ekranlarını yetişkinlerle birlikte çocuklar da kullanıyor. Ülkemizde yapılan son çalışmalar gösteriyor ki ekran kullanım yaşı 6 ay olarak belirlendi. Çocukların küçük yaşlardan itibaren telefon, tablet, bilgisayar, televizyon gibi ekran kullanımları gelişimlerini olumsuz etkiliyor. Ekran Bağımlılığı da bu olumsuz etkilerden biri. Ekrana bağlı kalmak çocukların fiziksel, motor, sosyal duygusal, bilişsel gelişimleri üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor. Aynı zamanda ekran bağımlılığı olan ve ekran kullanım süresinde denetim olmayan çocukların bilişsel gelişimlerinde yaşıtlarına göre gecikmeler olduğu saptandı. Ekran bağımlılığının dikkat eksikliği ve hiperaktivite semptomlarını artırdığı da belirlendi. Bu konuda çocukların ekran kullanımı ile ilgili ailelerle yapılan eğitim programlarının etkisinin incelendiği güncel bir çalışmada ise ekran süresinin azalmasına bağlı olarak çocukların dikkat sürelerinde artış belirlendi. İki-beş yaş arası çocukların ekran kullanımları için günde bir saat ve ebeveynlerle birlikte nitelikli vakit geçirmesi önerilirken son çalışmalar incelendiğinde okul öncesi dönem çocuklarının önerilen süreden 5 kat daha fazla ekrana maruz kaldıklarını saptandı. Ekran bağımlılığı, çocuklarda daha kısa süreli uyku, kesintili uyku, uyku düzensizlikleri gibi uyku problemlerine de sebep oluyor.”

EKRANI YASAKLAMAK DOĞRU OLMAZ
Yeşilay Genel Başkan Vekili Dr. Mehmet Dinç:

“Dijital teknolojilerin hayatımıza girmesiyle her şey değişti. Bu teknolojilerin hızlı yayılıp her alanda kendini göstermesi hayatı okuyuşumuzu değiştirdi. İki grup oluştu. İlki ‘dijital göçmenler’, dijital dönüşümü de bilenler demek. Diğeri dijital yerliler. Yani doğduklarından beri hayatı dijitali görenler. Dijital yerliler için başka bir hayat düşünmek mümkün değil. Doğdukları andan itibaren ekran görüyorlar. Dolayısıyla bu hayatlarının bir geçeği. Ekranlar hayatımızı kolaylaştırıyor. Hayatımızdan çıkarmamız mümkün değil. Ancak doğal gelişime aykırı bir durum varsa ve insan bundan zarar görüyorsa, çocuklar için geri dönüştürülemez zararlar varsa durup düşünmemiz lazım. . Bu durum pandemide arttı. Şimdi normale dönüş için hazırlıklar yapılıyor. O dönemin davranışlarını, alışkanlarlarını devam ettirmekten geri kalmamız gerekiyor. Hem annelerin hem de babaların çocukları için yeni düzenlemeler yapması gerekiyor. Yasaklamak doğru değildir. İçerik ve zamanlama anlamında çocuklara yardım etmek gerekir. Çocuklar gerçek hayata döndüğünde cazip olmayan içeriklerle karşılaşırsa o zaman ister istemez sanal dünyaya kaçacaktır. Gerçek hayatı reklendirmek ve cazip hale getirmek önemli. Zor bir dönemden geçiyoruz. Çocuklarımız önceliğimiz olmalı. Herkes üzerine düşeni yapmalı. ‘Bir Çocuk yetiştirmek için bir köy kurmak gerekiyor’ lafı benim için çok önemli. Anne baba dışında tüm toplumunun da çocukların gelişimi için birlikte hareket etmesi gerekiyor.”

BU SORULARA DİKKAT!
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk-Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Tülin Fidan ekran ortamı kullanımının bir sorun olarak değerlendirilmesinde şu noktaların önemine dikkat çekiyor:
“1. Çocuğumun ekran ortamını kullanmayı bırakması zor.
2. Ekran ortamı çocuğumu motive eden tek şey.
3. Çocuğumun düşündüğü tek şey ekran ortamı.
4. Çocuğum ekran ortamını kullanamadığı zaman sinirleniyor.
5. Çocuğumun ekran ortamını kullanmak istediği süre artıyor.
6. Çocuğum kötü bir gün geçirdiğinde, ekran ortamı onun daha iyi hissetmesine yardımcı olan tek şey gibi görünüyor.
7. Çocuğumun ekran ortamı kullanımı aile faaliyetlerini engelliyor.
8. Çocuğumun ekran ortamı kullanımı aile içi sorunlara neden oluyor.
9. Çocuğum ekran ortamına gizlice giriyor.”
Dr. Fidan eğer bu soruların çoğuna ‘evet’ cevabı veriliyorsa yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: “Ekran kullanım kurallarını çocuğunuzla birlikte tekrar gözden geçirin. Tekrar net süreler, anlaşılır ve somut kurallar oluşturun ve bu kuralları tutarlı bir şekilde uygulayın. Ekranın çocuğun yaşına uygun güvenlikli kullanımı ile ilgili önlemler alın. Çocuğunuzun internetin tehlikelerinden korunabilmesi için onunla olumlu, iletişime açık bir ilişki geliştirin ki sorun olduğunda size anlatabilsin. Ekran dışı faaliyet alanları oluşturması için çocuğunuza destek olun. (Aile ile birlikte etkinlik, oyun, sohbet, sosyal aktivite, spor gibi) Süre ve kurallara uyulmadığında ekran süresinin kısaltılması gibi net yaptırımlar belirleyin.”

KRANA DEĞİL AKRANA İHTİYACI VAR
Okul öncesi öğretmeni, Karataraklı Gündüz Bakımevi Kurucusu Derya Şahin:

“Öncelikle pandemiden sonra ekran bağımlığı yaşayan çocuklarımızın sayısı çok fazla arttı. 36-48 ay değil 24 aylık çocuklarda bile gözlemliyoruz. Veliler de sorunun farkında. Bu sebeple çocuklarını okula göndermek istiyorlar. Ekran bağımlılığı olan çocuklarda tek heceli konuşmalar, cümle kurmak istememe, göz bağlantısı kurmama, iletişim kurmama, kendi istediğini sürekli tekrarlama gibi olumsuzluklar tespit ediyoruz. Ekran çocuğa o kadar çok hızlı tepki veriyor ki; çocuk parmağıyla her şeyi yönetebileceğini hissediyor. Sanal dünya ve gerçek dünya arasındaki farklılığı algılayamıyor Çocuk tek başına ekran karşısında oyun oynadığı için, grup içinde oyun oynarken yönergelere uymuyor, oyun bozulduğunda hırçınlaşıyor. Biz onlara gerçek ortam sunuyoruz. Yer değiştirmekten hoşlanmıyorlar. Bahçeden sınıfa geçerken sorun yaşama, bahçeden sınıfa girerken veya oyun değiştirirken sıkıntı yaşama gibi durumlar da bu bağımlılığının sebeplerinden olabiliyor. Hızlı göz hareketleri, el kol hareketleri, mat bakışlar, ifadesizlikler gibi durumlar söz konususuysa bir uzmana yönlendiriyoruz.”

Hürriyet