Olay Lüzumsuz Büyütülürken Asıl Haber Saklanıyor



SİZCE BATI, ÇİN’İ RAHAT BIRAKIR MI; OLAYDA BİZİM YERİMİZ NE?

ABD ve Kuzey Kore arasında salaklar için “nükleer savaş yaklaşıyor” uyutma manşeti yaratan medya, bu haberler “reyting” alınca bir de ABD – Çin krizi yarattı ! ABD donanmasına ait bir füze destroyerinin Çin hükümetinin izni olmaksızın Çin Denizine girdiği haber oldu. Çin Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları, Güney Çin Denizindeki Nanşa (Spratly) adalarındaki yapay Meyci (Mischief) resifine yaklaşan ABD savaş gemisi sebebiyle Washington yönetimini "provokasyonla" suçladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü "Çin'in egemenliği ve ulusal güvenliğine ciddi zarar veren bu eyleminden dolayı ABD'yi protesto ettik”lerini belirtti. "Bazı bölge dışı ülkeler, sözde seyrüsefer özgürlüğü bahanesiyle bölgedeki olumlu havayı bozmaya çalışıyor" ifadesini kullandı.

Şu söz konusu Nanşa (Spratly) adalarındaki yapay Meyci (Mischief) resifi, Çin’in, deniz yatağı yükseltisiyle derinliği azalan deniz ortasını doldurmak sureyiyle elde ettiği ve üstüne askerî üs kondurduğu yapay bir adacıktır. Önemi, orasını da Çin toprağı sayarak etrafındaki karasuları ve kıta sahanlığını olağan üstü genişletmekle, âdeta açık denizi adı gibi Çin denizi daha doğrusu gölü yapmak için araç olarak kullanmasıdır. Dünya, özellikle deniz ticareti ve gücü önemli ülkeler -ki hepsi Süper Güçlerdir- buna izin vermek istemezler.

Bu durum bizim Ege Sorunu denen Yunanistan’la çekişmemizde de mevcuttur. Yunanlılar şu anda uluslar arası antlaşmalara göre 6 deniz mili olan karasularını 12 deniz miline çıkarmak istemekte, buna biz ve Allahtan menfaatleri gereği ABD ile Rusya karşı çıkmaktayız. Çünkü o zaman Ege’nin şimdi % 40 Yunanistan’a aitken bu rakam % 70’e çıkmakta, uluslar arası açık deniz % 51’den % 19, Türkiye’nin payı % 10’a düşmekte.

Aslında 2. Dünya Savaşında ABD – Japonya Savaşı da, hazır bir savaş çıkmışken, Japonların ABD’yi Asya’dan uzak tutmak, ABD’nin Batı Bloku gibi, kendi hâkimiyetinde bir Okyanusya birliği oluşturmak istemesiyle çıkmıştı; yani demokrasi bahaneli ABD – Batı emperyalizmine karşı, Asyalılık bağı bahaneli Japon emperyalizmi söz konusuydı ve ikisi de birbirinden farksız haklılık veya haksızlık içermekteydiler.

Dikkatiniz çekmek istediğin son ve en önemli nokta, diğer güçlerin Çin’in bu “büyümeleri”ne diğer ülkelerin izin verip vermeyeceği, en azından sessiz kalıp kalmayacakları konusu ! Ben buna sessiz kalacaklarına inanmıyorum. Ve biliyorum ki Çin, sanılanın aksine homojen (bütüncül) değil, üstelik bölünmeye de hazır ! Güneydoğu Çin bu gelişmişlikle nispeten geri kuzey ve batı Çin’i taşımakta daha fazla istekli kalamaz. Üstelik Çince – Mandarince konuşan bu ırklardan önce Doğu Türkistan, Tibet, dış Moğollar, Mançular ... Çin’den çok farklı ve o kadar eski kültürler uyanacaklar !

İlk uyanan da elbet Doğu Türkistan olacak, onu “Süper Güçler”le birlikte biz Türk soydaşları da elbet ve mecburen, kat’iyyen destekleyeceğiz !.. Daha ne olsun? Çocuklarımız bu jeopolitikle yaşayacaklar !

Mehmet Yazar