Srebrenitsa Katliamı Yapanları ve Seyredenleri Lanetliyoruz

Aradan geçen 20 yıla rağmen Srebrenitsa Katliamı unutulmuyor. Srebrenitsa Katliamı'nın 20. yılında anma töreni gerçekleştirildi ve Srebrenitsa Katliamı'nda hayatını kaybedenler toprağa verildi.

Reklam
Reklam

                   Avrupa'yı II. Dünya Savaşı'nın ardından sarsan en büyük insanlık trajedisi Bosna Hersek'te Srebrenitsa-katliami-39087" title="Srebrenitsa Katliamı">Srebrenitsa Katliamı'nda yaşandı. 1995 yılında Sırp Cumhuriyet Ordusu, Srebrenitsa'ya düzenlediği harekat sonucunda aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu çok sayıda insanı katletti. Bölgeyi Birleşmiş Milletler (BM), güvenli bölge olarak ilan etse de, Sırplar tarafından gerçekleştirilen Srebrenitsa Katliamı'na engel olmadı ve Avrupa'da gerçekleşen en büyük toplu insan kıyımı olarak tarihe geçti. 

              Srebrenitsa Katliamı ayrıca hukuksal olarak Avrupa'da belgelenmiş ilk soykırım olması açısından da önem taşımaktadır. Binlerce insanın hayatını kaybettiği Srebrenitsa Katliamı için her yıl olduğu gibi bu yıl da anma töreni düzenlendi. Yalnızca Avrupa değil, insanlık tarihinin de en büyük trajedilerinden biri olan Srebrenitsa Katliamı'nda bu yıl ki anmada hayatını kaybeden 136 kurbanın cenazesi kılınan cenaze namazının ardından Potoçari Anıt Mezarlığı'nda toprağa verildi. Bu yıl gerçekleştirilen Srebrenitsa Katliamı anma etkinliğine Türkiye'den ve bir çok ülkeden çok sayıda insan katıldı. Türkiye'den Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam katıldı. Öte yandan Srebrenitsa Katliamı anma törenine Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitaroviç, Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, Karadağ Cumhurbaşkanı Filip Vuyanoviç, Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov ve Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuçiç'in de aralarında bulunduğu çok sayıda devlet ve hükümet başkanının katılım gösterdi. Peki Srebrenitsa Katliamı neden yaşandı? İşte Srebrenitsa Katliamı ve o dönem yaşananlar hakkında merak edilenler...

               Dönemin çok uluslu devletlerinden Yugoslavya'nın çöküşünün ardından Sırplar, Bosna'da katliam yapmaya devam ederken 1992 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Srebrenitsa'yı ve 5 bölgeyi daha güvenli bölge ilan ettiler. Bunun üzerine savaş öncesinde 24 bin civarında insanın yaşadığı Srebrenitsa'da nüfus diğer bölgelerden gelen mültecilerle birlikte arttı ve 60 bin civarlarına  ulaştı. Ancak bu durum Srebrenitsa'da işleri yolundan çıkardı ve kaynakların yetersiz olduğu bölgede açlık ve çeşitli hastalıklar baş göstermeye başladı. Hal böyle olunca bölge 'güvenli bölge' olmaktan çıkıp bir toplama kampı alanına dönüştü. Öte yandan BM Barış Gücü, Müslüman halkın elinde bulunan silahları koruma gerekçesiyle toplamaya başladı ve halk bir anlamda savunmasız bırakıldı. Bu dönemde Sırp güçlerine komuta eden Ratko Mladiç, elindeki birliklerle Srebrenitsa'ya saldırılarını sıklaştırdı. Müslümanlar bunun üzerine kendilerinden toplanan silahları geri almak için başvuruda bulundular ancak bu başvuru dönemin sorumlu komutanı Hollandalı Thom Karremans tarafından reddedildi ve BM sadece bu duruma önlem olarak bölge üzerinde F-16 tipi savaş uçaklarıyla uçuşlar gerçekleştirdi.

              Devam eden süreçte Hollandalı askerlerden oluşan BM Barış Güçleri bir gece yarısında Hollandalı generalden aldıkları emir doğrultusunda kenti boşaltmaya başladılar. Srebrenitsa'nın güvenliğinden sorumlu olan Thom Karremans kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Sırplara teslim etti. Srebrenitsa Katliamı'nın ardından ortaya çıkan görüntülerde ise Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutan Thom Karremans'a bir hediye verdiği ortaya çıktı. Lahey Adalet Divanı, bir hafta süren Srebrenitsa Katliamı'nı soykırım olarak kabul etti ancak Sırbistan, Srebrenitsa Katliamı'ndan sorumlu tutulmadı.

            1992 Bosna Savaşı'ndan sonra Sırbistan, Bosna-Hersek'in stratejik alanı haline geldi. Özellikle ülkenin doğu tarafı Avrupa Birliği tarafından Yasak Bölge ilan edildi. Bu bölge içinde Sırbistan'ın o zamanki başkenti Srebrenitsa da vardı. Bu da Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri için bir fırsat olarak değerlendirildi. Ayrıca Bosna Hersek'in bütün maddi varlığı olan en büyük maden ocakları da ülkenin tek geçim kaynağıydı. Bu da Sırplar için bir araç olarak değerlendirildi. Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu ve Sırp zulmüne karşı yetersiz imkânlarla karşı koymaya çalışan Srebrenitsa'nın Tanjarz Kırsalı'nda tam 10000 kişiyi esir alan askeri grup Mladiç'in emriyle esirleri öldürmeye başladı. Sırp vahşeti Avrupa'dan yüz bularak doruğa çıktı ve tam 5 gün süren katliamda 8300 kişi öldürüldü. Kalan 2700 kişi serbest bırakıldı. Öldürülen bu 8300 kişinin cesetleri parçalanıp iskeletleri çıkarttırıldı ve bu cesetler krematoryumda yakıldıktan sonra Lahey Mezarlığı'na gömüldüler. Katliamdan yaklaşık 13 yıl sonra Bosnalı Sırp komutan Ratko Mladiç kaçak olarak yaşadığı Sırbistan'ın Sermiyan köyünde Radovan Karadzic ile beraber yakalanarak tutuklanmış ve Lahey Uluslararası Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1 hafta yargılandıktan sonra haklarında tutuklama kararı çıkmıştır, ayrıca Mladiç'in cezası müebbet hapis olarak belirlenmiştir. Lahey'deki uluslararası savaş suçları mahkemesince 16 yıldır aranan Mladiç'in yakalanmasına yönelik Sırp istihbaratının çalışmalarının ardından özel polis birlikleri, Zrenyanin kenti yakınlarında Lazarevo köyüne operasyon düzenledi. Operasyonda "Milorad Komadiç" sahte kimliğini kullanan Ratko Mladiç yakalandı.BM Güvenlik Konseyi kararıyla kurulan Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'nce yapılan açıklamada, Mladiç'in, Sırbistan'ın iç hukuku gereğince yerine getirilmesi gereken hukuki süreç tamamlandıktan sonra Lahey'e sevkedileceği, bu transferin sabırsızlıkla beklendiği belirtildi.