Yazarımız Alev Sezen TBMM'de kadına Şiddet konusunda bilgi verdi

Avukat Alev Sezen; kadınların, gerek aile gerekse iş hayatında erkeklerle yetmezmiş gibi, kadınlarla da mücadele ettiğini söyledi. Sezen zaman zaman kadınların da mobbing uyguladığını ifade etti

Reklam
Reklam


Yazarımız, Bilge Kadın Araştırma Merkezi Başkanı, adli bilimler Uzmanı Avukat Alev Sezen komisyonda yaptığı değerlendirmede şu ana kadar dile getirilmeyen tespitler yapmıştır. kadına karşı şiddetin ana sebeplerini ve şiddet yapan insanlar hakkında edebi tespitler değilde reel tespitler yapmıştır.

Yazarımız Adli Bilimler Uzmanı ve Bilge Kadın Araştırma Merkezi Başkanı başkanı Alev Sezen TBMM Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Araştırma Komisyonu, sivil toplum temsilcilerinin görüşlerini almak için çeşitli kadın kuruluşlarına görüş bildireme konusunda çağrı yapmıştı.

Kadına şiddet ve çeşitli zorbalıklar konusunda ekibiyle akademik çalışmalara imza atan yazarımız, Bilge Kadın Araştırma Merkezi Başkanı Adli Bilimler Uzmanı Avukat Alev Sezen, şimdiye kadar kimsenin dile getirmediği tespitler yapmıştır.

Sezen tespitlerini söyle dile getirmiştir: "Kadınların da mobbing yaptığını, , iş yerlerinde flört tekliflerine olumlu cevap veren kadınların ise daha hızlı yükseldiğini söyledi. Sezen, “Kadınlar eşin dışında, ailesindeki erkeklerin, kadınların hatta kumaların da şiddetine maruz kalabiliyor. Kadının eğitim düzeyi yükseldikçe o hanede şiddetin de azaldığını görüyoruz” dedi.

Sezen şöyle devam etti: "İş hayatında da kadına yönelik şiddet var; ekonomik, psikolojik sömürü var. Kadınlar, erkeklerden daha az ücret alıyor.  Kadınlar genelde prezantasyon yani sunum için kullanılıyor. Yönetim ise erkek egemen… Atamalarda kadının cinsiyeti, evli veya çocuk sahibi olup olmadığına bakılıyor. Kadının hamile kalmaması şartı koşuluyor.

Mobbingle kadının kariyer yapması engelleniyor. İşin ilginç tarafı, kadın yöneticiler de en fazla kadınlara mobbing uyguluyor. Mobbing konusu maalesef Türk Ceza Kanunu'nda yok. Davalarda mobbingin ispatı için de adli tıp raporu aranıyor.

İş yerlerindeki cinsel taciz oranları araştırmalarda dile getirilenlerden çok daha fazla… Cinsel tacizin dışında bir de flörtöz taciz var. Bunu kadınlar dile getiriyor ve ‘Flörtöz tacizlere olumlu cevap verenler daha çabuk ilerliyor' diyorlar. Kadınlar, yükseldiği makamlarda en başta kadınların karşı duruşuyla da karşılaşıyor maalesef.

Siyasi hayatta da kadına yeterince yer verilmiyor. Kadına seçme ve seçilme hakkı veren ilk ülke olan Türkiye'de bizim hâlen bunları konuşuyor olmamız çok üzücüdür.

Erken yaşta evlilik değil, resmen çocukla evlilikler söz konusu… 13-14 yaşındaki çocuklarla ilgili evlilikler için af girişimleri konuşuluyor. Medeni Kanu'nda evlenme yaşı 17 ve 16 yaşında da mahkeme kararıyla evlenilebiliyor, 15 yaşında da rızası varsa cinsel ilişkiden dolayı kovuşturma yapamıyorsunuz. D  Bu toplumda “Nasıl olsa affediliyor” gibi bir inanışa ve yaşın giderek düşmesine sebep olur. Çocuk anneler sorunu da doğar" dedi.
 


"KADININ MARUZ KALDIĞI MOBBİNGE KARŞI NE YAPMALI?

Yazarımız Sezen yukarıdaki sorduğu soruya şöyle cevap verdi: 

"Kadınların gerek iş gerek aile gerekse sosyal yaşamda maruz kaldığı mobbinge karşı mücadelesine dikkat çekmek amacıyla ise şunlar yapılabilir: Kadına yönelik şiddette kadının neler yapabileceğini gösteren kamu spotları olmalı, bunlar herkesin uyuduğu zaman değil, prime time saatine yayınlanmalı. İnternet oyunu ve videolarda şiddet engellenmeli. Sığınma evlerinin fiziki şartları iyileştirilmeli, sayıları arttırılmalı, çocuk sahibi kadınların bu evlerde çocuklarıyla kalabileceği ortamlar yaratılmalı. Ruhsatsız silah ve diğer aletlerle ilgili cezalar artırılmalı. Silah ruhsatı almanın şartları ağırlaştırılmalı. Nafakalardan hiçbir isim altında, icralarda, icra dosyalarında harç ve masraf kesilmemeli. Nafaka alacakları, amme alacaklarına uygulanan usul kapsamında koruma ve ayrıcalıklara sahip olmalı" dedi.