"Savcılık allem etti, kallem etti.. Rüşvetin tanımını değiştirdi, hediye sınıfına soktu.. Dosyayı kapattı.." ve "Muhafazakar medya yer vermedi, yazarları görmezden geldi.." diyen Milliyet'ten Mehmet Tezkan, 'işin zor yanının Meclis kısmı olduğunu' ifade ederek ekledi: "Yolsuzluk yoktur diyen yok.. Yolsuzluk kılıflı, yolsuzluk susturuculu darbe girişimi denildi.. Meclis şimdi o kılıfı, o susturucuyu sorguluyor.. Sorgularsa tabii.."Tezkan'ın yazısının ilgili bölümü:Önce Parti Gelir... Sonra!Bugüne kadar iyi idare ettiler.. Yolsuzluk ve rüşvet konusuna girmemeye, bu konuda konuşmamaya özen gösteriyorlardı..Savcılık kısmı kolay atlatıldı.. Savcılık allem etti, kallem etti.. Rüşvetin tanımını değiştirdi, hediye sınıfına soktu.. Dosyayı kapattı..Halkın büyük kısmının haberi olmadı.. Muhafazakar medya yer vermedi, yazarları görmezden geldi..*Ama işin bir de Meclis kısmı vardı.. Zor kısmı burasıydı.. Bakanlar ifade verecek, halkın gündemine mutlaka gelecekti..Yayın yasağı konulsa bile bundan kaçınılması zordu.. İlk cesaretli çıkışı Başbakan Başdanışmanı Mahçupyan yaptı..‘Yolsuzluk tamamen palavra değildir’ dedi ve ekledi; ‘muhafazakâr kesimin bile yarısı yolsuzlukların varlığına inanıyor. İnsanlar hükümeti zihinlerinde ve yüreklerinde aklamadılar.‘*Bu sözlere kıyamet kopmadı.. Başdanışmana tek tepki AKP milletvekilinden geldi.. O da palavra, yolsuzluk falan yok, uydurma nerden çıkarıyorsun diye karşı koymadı..
Ezcümle, yolsuzluktan söz etmenin partilerine zarar vereceği uyarısı yaptı..*Anlaşılan o ki; yolsuzluk ve rüşvet çarkının döndüğünü muhafazakar kesim de kabul etmiş.. Etmişlerse onlar da üzerine gitsin, gerçekler ortaya çıksın?
Olmuyor.. Çünkü burada başka anlayış devreye giriyor..
Parti mi, yolsuzlukla mücadele mi?
Parti ağır basıyor..*Ekrana çıkanlar da top çeviriyor: ‘Tabii ki yolsuzluk varsa üzerine gidilsin, sonuna kadar gidilsin ama seçim öncesi gidilmesi iktidara zarar verir. Propaganda olarak kullanılır’Eee o zaman üzerine gidilmesin mi?Gidilsin canım da şu seçim atlatılsın öyle gidilsin.. ( Bu arada bunları söyleyenler partinin ileri gelenleri değil, gazeteciler!)*İktidarın yolsuzluk konusunda izlediği politikaya teorik zemin, politik alt yapı da hazırlanmıyor değil.. Belli ki bu görev Başbakan’ın yeni Başdanışmanı’na düşmüş..
Durumu şöyle açıklıyor; ‘Siyaset, belki yalana tevessül etmeden doğrudan kaçınma sanatıdır’
Yalana tevessül etmeden kaçınılan doğru; yolsuzluk iddiası oluyor..*Zaten yolsuzluk yoktur diyen yok.. Yolsuzluk kılıflı, yolsuzluk susturuculu darbe girişimi denildi..
Meclis şimdi o kılıfı, o susturucuyu sorguluyor..
Sorgularsa tabii..
Ezcümle, yolsuzluktan söz etmenin partilerine zarar vereceği uyarısı yaptı..*Anlaşılan o ki; yolsuzluk ve rüşvet çarkının döndüğünü muhafazakar kesim de kabul etmiş.. Etmişlerse onlar da üzerine gitsin, gerçekler ortaya çıksın?
Olmuyor.. Çünkü burada başka anlayış devreye giriyor..
Parti mi, yolsuzlukla mücadele mi?
Parti ağır basıyor..*Ekrana çıkanlar da top çeviriyor: ‘Tabii ki yolsuzluk varsa üzerine gidilsin, sonuna kadar gidilsin ama seçim öncesi gidilmesi iktidara zarar verir. Propaganda olarak kullanılır’Eee o zaman üzerine gidilmesin mi?Gidilsin canım da şu seçim atlatılsın öyle gidilsin.. ( Bu arada bunları söyleyenler partinin ileri gelenleri değil, gazeteciler!)*İktidarın yolsuzluk konusunda izlediği politikaya teorik zemin, politik alt yapı da hazırlanmıyor değil.. Belli ki bu görev Başbakan’ın yeni Başdanışmanı’na düşmüş..
Durumu şöyle açıklıyor; ‘Siyaset, belki yalana tevessül etmeden doğrudan kaçınma sanatıdır’
Yalana tevessül etmeden kaçınılan doğru; yolsuzluk iddiası oluyor..*Zaten yolsuzluk yoktur diyen yok.. Yolsuzluk kılıflı, yolsuzluk susturuculu darbe girişimi denildi..
Meclis şimdi o kılıfı, o susturucuyu sorguluyor..
Sorgularsa tabii..