Sonra yola çıkıyoruz.Rahatsız bir yolculuktan sonra bir Budist Tapınağı'na geliyoruz. Wat Thai Sarnath Tapınağının kapanmasına 5 dakika kala içeri giriyoruz. Duvarlara çocukluğumdaki çizgi film karakterlerini yapmışlardı. Sudaki nilüferlerin, Buda heykellerinin fotoğraflarını gün batımında çekip, ayrılıyoruz. Uçsuz bucaksız görünen pirinç tarlalarını, sarı sarı hardal tarlalarını, asırlık ağaçlarını görüp Allahabad'a doğru yola çıkıyoruz.
Babür; ''Agra'ya yakın pis ve iğrenç bir yerde öyle güzel,planlı ve muntazam bahçeler yaptık.Bu bahçeleri çimenlerle,güzel renkli ve güzel kokulu çiçeklerle gül,ve nergislerle bezedik.Yekpare taştan havuzlar yaptık.Köşkler, hamamlar,evler yaptık.''der.Gerçektende Hindistan ziyaretimde babürlerin yaptığı eserler ve bahçeler çok güzel.
Otelimize gelip, dinleniyoruz. Sabah kahvaltıdan sonra Agra Fort'a geliyoruz.UNESCO kültür mirası listesinde.1565 yılında Ekber Şah tarafından yapılmaya başlanmıştır . Ancak Şah Cihan tarafından yapımı tamamlanmıştır. Kale amaçlı kullanılmaya başlanmış, daha sonra Şah Cihan burayı saray olarak kullanmıştır. Daha sonra oğlu Alemgir tarafından da buraya hapsedilmiş ve penceresinden sevgili eşinin yattığı Taç Mahal'i izlemiştir ve burada vefat etmiştir. Kaleye sadece Amar Singh kapısından girilebiliyor. Kalenin güvenliği için eskiden timsah beslenirmiş.Kalenin 2,5 km uzunluğunda ve 20 m yüksekliğindeki dış duvarları geçit vermiyor.Son derece muazzam ve kırmızı topraktan yapılmış, zarif işlemeli bir kapısı var.Kalenin içine girince muazzam iki soğan kubbesi olan bir yapıt karşımıza çıkıyor. İngilizler, sultanın küvetini dışarı atmışlar. Agra Fort'un penceresinden Taç Mahal görünüyor. Moti Mescit namı diğer İnci Camisi Şah Cihan tarafından 1653 yılında yaptırılmıştır. Şimdi Cihangir Mahal'deyiz. İmparator Ekber'in, oğlu Cihangir için yaptırdığı saray, Hindu ve Türk mimarisinin bir sentezi. Divan-ı Aam, İmparatorun, halkını huzura kabul ettiği mekan. Mermer ve ağaç oymacılığı kullanılan muhteşem bir eser. İngilizler Cihangir'in tahtını dışarı atmışlar. İngiliz generalin mezarı ve karşısında top mermisi var.
Babür döneminde haremdeki kadınlar dışarı çıkamadıkları için kalenin bahçesine pazar kurulurmuş.Şah Cihan eşi, Mümtaz'ı bu pazarda görüp, aşık olmuş. Mümtaz 14. çocuğunu doğururken ölünce Şah Cihan muhteşem Taç Mahal'i yaptırıyor. Ancak kısa bir süre sonra oğlu tarafından tahttan indirilip, bu kalenin Taç Mahal 'i gören bir odasına hapsediliyor.
Buradan İtima-ud- Daulah yani Bebek Taç'a geldik. Nadide bir mücevher gibi, zarif. Duvarları yarı değerli taşlarla işlenmiş, mükemmel mozaikler, dantel gibi işlenmiş narin mermer işçiliğiyle bezenmiş, göz kamaştırıcı. Cihangir Şah'ın karısı Nurcihan Sultan, anne babası için yaptırmış.
Nurcihan'ın babası, güvenilir bir kişi olduğu için İtimat ismini sonradan almış.İtimat, Cihangir'in veziriymiş. Aslen İranlı olan İtimat, ailesini alıp Babür topraklarına geliyor. Sarayda sanatçı olarak iş buluyor.Nurcihan, büyüyüp serpiliyor. Cihangir Nurcihan'a aşık oluyor.Her türlü engellemelere rağmen Cihangir Nurcihan ile evleniyor.Çok şarap içen Cihangir'in hükümdarlığında yönetimi Nurcihan ele almış. Bebek Taç'da bunun bir kanıtı olsa gerek.Babür türbelerinde mezar odaları genellikle bir kişiye ait oluyor.Kadın eşiyle beraber gömülüyor. Kocanın sandukası bir kaç parmak yüksek oluyor.Bebek Taç'daki süslemeler; Testi, çam ağacı, çiçek desenleri, kandil, iç içe geçmiş balık figürlü saksıda çiçekler, nar...vb. Tavan süslemeleri de muhteşem. Kuşlar türbenin içine konuyor.Türbenin tabanında sekizli yıldız; beyaz mermer üzerinde altın yaldızlı ortasında sekiz yapraklı çiçek, türbenin mermerinde iki kare iç içe geçirilerek yıldız oluşturulmuş.