Bu günlerde, Azerbaycan'da 20 Ocak 1990 trajedisinin bir sonraki, 32. yıl dönümü vesilesiyle, o kanlı olaylar anıldı ve şehadet zirvesine yükselenlerin ruhları için dualar okundu. Zaman, benim de tanık olduğum ağır ve acılı günlerden bizi uzaklaştırdıkça, 20 Ocak trajedisinin özünü ve sonuçlarını daha derinden anlamak ve değerlendirmek mümkün oluyor.
Toprak suyla karışınca çamur, kanla karışınca Vatan olur. O korkunç gece bizde gerçek Vatan, milli kimlik duygusu uyandırdı, o gece bize düşmanı dosttan ayırmayı öğretti, o kanlı gece bize özgürlüğü tattırdı... 20 Ocak Azerbaycan tarihine halkımızın bir kahramanlık sayfası olarak girdi; milli bağımsızlık mücadelemizin, hürriyetimizin ve milli kararlılığımızın sembolüne dönüştü. Ve o trajik geceden başlayan milli birlik ve kahramanlık yolu, genç nesil için bir okul haline gelmiştir.
19-20 Ocak 1990 gecesi Azerbaycan'ın çağdaş tarihine barışçıl, silahsız insanların kanıyla yazıldı. O korkunç gece - toprağın kanda boğulduğu, masum insanların kanının döküldüğü, halkın gururunun ayaklar altına alındığı, vatandaşların, onları koruması gereken ordu tarafından kurşuna dizildiği trajik gece çağdaş tarihimize yalnızca matem, hüzün günü gibi değil, aynı zamanda şeref ve gurur günü, halkın uyanışı ve dayanışması günü ve bağımsızlık mücadelesinin başlangıç günü olarak giren 20 Ocak'a açılan gece idi.
O gece Sovyet imparatorluğu'nun askeri güçleri, soydaşlarımızın ata vatanı Ermenistan'dan kovulmasını, ermenilerin Dağlık Karabağ'daki toprak iddialarını ve Moskova'nın Ermenistan'a desteğini protesto etmek için sokaklara dökülen silahsız Azerbaycan halkına ateş açtılar. Sovyetler Birliği Başkanı M.Gorbaçov'un emriyle Azerbaycan'a getirilen resmi rakamlara göre, 35 bin, ancak gerçekte 60 bin askeri güç, özellikle özel kuvvetler, benzeri görülmemiş vahşet işledi. Sovyet tankları ve zırhlı savaş araçları Bakü ve diğer bölgelerde silahsız insanlara, sivillere acımasızca ateş açtılar. İnsanlar sadece sokaklarda değil, otobüslerde ve evlerinde de kurşuna dizildiler. Ambulans ve sağlık ekiplerine de ateş açıldı. Ocak olayları sırasında Bakü ve ülkenin bazı bölgelerinde 146 masum insan vahşice katledilmiş, 700'den fazla kişi yaralanmış, 800'den fazla kişi yasadışı yollardan tutuklanmıştır. Katl edilenler arasında kadın, çocuk ve yaşlıların yanı sıra sağlık görevlileri ve polis de vardı. Moskova ise bu insanları "milliyetçi ekstremistler" ("aşırılık yanlıları") adına yok etmişti.
O trajik Ocak günlerinde, meşhur kırmızı Abşeron karanfili, bir aşk ve mutluluk sembolünden yas ve keder sembolüne dönüştü. Milyonlarca kırmızı karanfil, şehitlerin kanına bulanmış sokakları ve son varış yerlerine gönderilen şehit cenazelerini kapladı. Şehidin kanı ile karanfil aynı renkti...
Sovyet askeri birliklerinin Bakü'ye girmesi ve 20 Ocak katliamı Azerbaycan halkına karşı korkunç bir cinayetti. Bu askeri harekat, her ne kadar halkın ulusal kurtuluş hareketini boğmayı amaçlasa da, tarihimizde bir başka kahramanlık sayfası haline gelerek, halkın bilincindeki bağımsızlık fikrini güçlendirdi. Ermenilerin toprak iddialarını ve SSCB'nin merkezi hükümetinin önyargısını protesto etmek için başlayan milli mücadele, bağımsızlığımızın restorasyonuna ve Sovyet imparatorluğunun çöküşüne ivme kazandırdı.
Bakü'nün en yüksek yerinde her bir Azerbaycanlı için kutsal bir yemin yeri olan Şehitler Hiyabanı vardır. Burada kanlı Ocak kurbanlarının ve Ermeni askeri saldırganlığına karşı savaşta şehit olanların mezarları var. Binlerce kişi yıl boyunca Vatan'ın özgürlüğü ve bağımsızlığı için hayatlarını veren Azerbaycan'ın oğullarının ve kızlarının anısını onurlandırmak için bu Hiyabanı ziyaret ediyor, mezarların üzerine taze kırmızı karanfiller konur.
20 Ocak'la, kırmızı karanfil ile başlayan milli birlik ve kahramanlık yolu, 44 günlük Vatan Savaşı'nda zaferle ve bu zaferin simgesi haline gelen Harıbübül ile sonuçlandı. Bu zaferi kazananların büyük çoğunluğu 20 Ocak 1990'dan sonra doğan ve halkımızın kahramanlık okulundan ders almış gençlerdi. Azerbaycan halkı azadlık uğruna şehit olan evlatlarını hiç zaman unutmayacaktır. Çünki Vatan ve toprak şehitleri ile yücelir.
Tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.