~~Bir süre bu yazıyı yazmaya tereddüt ettim: Azer Rzazade çok gençtir, benimse hobim genellikle sanatta sözünü demiş, kendisini doğrulamış sanatçılar aracılığıyla Azerbaycan müzik kültürünü tebliğ etmektir ... Fakat her defasında Azerin yeni bir ifasını dinledikçe onun güçlü sesi, ifa tekniği yanıldığımı düşünmeye esas veriyordu: yazmasaydım, ona karşı yine haksızlık etmiş olacaktım. Çünkü birkaç yıl önce, onun ifasını dinlemeden babasının (Azer Rzazadenin babası Azerbaycan'ın halk sanatçısı ünvanını taşıyan tanınmış şarkıcıdır) yardımıyla çeşitli festival ve müsabakalara katıldığını düşünmekle de büyük haksızlık etmiştim ...
Ben çeşitli janrlarda müzik eserlerini, özellikle de klasik müzik dinlemeği çok seviyorum. Şimdiye kadar dünyanın en güçlü, en ünlü seslerini, profesyonel ifalarını dinledim, bu yüzden daha herhangi sesin ve ifanın beni hayretlendire bileceğine şüphe ediyordum. Fakat Azer Rzazadeni ilk dinlediğimde bu fikrin de yanlışlığını anladım: güçlü ses, sesini çok kolay yönetebilmek mahareti ve çok profesyonel icra ... Bu sadece benim öznel fikrim değil; müzik camiası onun sesini ve ifasını yüksek değerlendiryor. Benim Ankara'da yaşayan müzisyen dostum sohbet sırasında Azerin sesini olağanüstü tenor, ifasını ise akademik, yüksek eğitimli ifa adlandırdı ...
Belki de Azer Rzazadenin sanata gelişi onun kendisinden başka herkes için - hem müzik camiası, hem de dinleyiciler/seyirciler için beklenmedik olmuştur. Çünkü Azer çocukluktan okumayı, hem de opera şarkıcısı olmayı hayal etse de, on dokuz yaşına kadar müzik ile meşgul olmamıştır - yani ne müzik eğitimi almış, ne de herhangi çocuk müzik kolektifinde faaliyet göstermiştir. Aksine, o, spora ilgi göstererek kikboksinq sporu ile uğraşmış, çeşitli başarılara imza atmıştır: Avrupa ve Asya'da düzenlenen yarışlarda zafer kazanan Azer, 2006 yılında ise Atina'da yapılan dünya birinciliğinde şampiyon adını almıştır.
Fakat spordakı başarıları Azeri çocukluktan kalbinde yuva kurmuş opera şarkıcısı olmak arzusundan uzaklaştıramıyor. Ve son olarak, 19 yaşındaki Azer ifaçılık sanatı ile uğraşmaya karar veriyor. Aynı zamandan Müzik Akademisinin profesörü, klasik ifa üzere büyük pedagojik tecrübesi olan Hüseyin Aliyev'den vokal dersleri almaya başlar. Ve Azerin geniş diapozonlu lirik tenor sesi ve vokal ifaçılığı müzik camiasının dikkatini çekiyor. Akademinin eğitim kurslarını başarıyla tamamladıktan sonra o, Azerbaycan Akademik Opera ve Bale Tiyatrosu'nda solist olarak çalışmaya davet alır ve böylece, kendisini profesyonel sahnede denemek şansı kazanır. Onun sahneye ilk çıkışı C.Bizenin "Carmen" operasında olur. Azer bu operada oynadığı Remendado rolünde vokal ifaçılığı ile dikkati çekiyor ve onun güçlü lirik sesi gelecek oyunlarda başarılı performanslar için temel oluşturur. Sonraları Azer C.Verdinin "Rigoletto", "Trubadur" ve "Traviata", C.Puççininin "Bohema", F.Alizadenin "İntizar" operalarında ve d. eserlerde partiler ifa eder; opera teatrımız tarihine Balaşın (F.Emirov, "Sevil") en genç icraçısı olarak dahil olur.
İlk bakışta her şey yolunda idi: Azer arzusuna ulaşmıştı, opera sahnesinde birbirinden ilginç partiler ifa ediyordu. Fakat bu onu memnun etmiyor ve o, biliğini geliştirmek, akademik eğitim almak üzere İtalya'ya gidiyor. Bir yıl orada eğitim görüyor, İtalyan dilini öğreniyor. Çeşitli dönemlerde İtalya'da, İspanya'da ve d. ülkelerde ünlü sanatçılardan ustat dersleri, özel vokal dersleri alır. Bunun yanı sıra Azer yorumculuk etkinliğinden de kalmıyor: Haydar Aliyev Vakfı ve Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığının yönetimi ve organizasyonu ile gerek ülkemizde, gerekse yabancı ülkelerde düzenlenen konser programlarında aktif yer alıyor. Dahi Azerbaycan bestecisi Üzeyir Hacıbeyliye adanmış Uluslararası Müzik Festivalinde, Gebele kentinde yapılan geleneksel Uluslararası Müzik Festivallerinde güçlü sesi ve profesyonel performansı ile müzikseverlerin beğenisini kazanıyor. Artık Pezaro Müzik Akademisi (İtalya) öğrencisi olan Azer Rzazadenin ifası daha da mükemmelleşirdi. Genç olmasına rağmen o, Ü.Hacıbeyli, G. Garayev, Niyazi, F.Emirov ve M.Maqomayev gibi Azerbaycan bestecilerinin, C.Verdi, C.Puççini, J.Massne, R.Leonkavallo, G.Donizetti, S.Raxmaninov ve b. gibi yabancı bestecilerin şarkı ve romanslarını, operalarından aryaları büyük profesyonellikle icra ediyordu.
A.Rzazade vokalcıların Uluslararası müsabakalarında ödüller kazanmıştır. Onun Moskova'da (Rusya) yapılan büyük Azerbaycan sanatçısı Müslüm Magomayev adına Uluslararası müsabakadakı çıkışları ise (2014) profesyonellik seviyesine göre daha unutulmaz olmuştur.
Azer Rzazadenin kısa zaman diliminde - yorumculuk sanatı ile meşgul olduğu altı yıl boyunca dünyanın ünlü orkestralarının - Londra Kraliyet Filarmoni Orkestrası, "Novaya Rossiya" Devlet Senfoni Orkestrası, "Italiana del Cinema" Orkestrasının yanı sıra Ü.Hacıbeyli adına Azerbaycan Devlet Senfoni Orkestrası ve Azerbaycan Devlet Opera ve Bale Tiyatrosu Orkestrasının eşliğinde Alfredonun (C.Verdi, "Traviata"), Verterin (J.Massne, "Verter"), Kavaradossinin (C.Puççini, "Toska"), Nemorinonun (G.Donizetti, "Muhabbet şerbeti" ), Balaşın (F.Emirov, "Sevil") aryalarını profesyonellikle icra etmesi, geniş ses imkanları onun yetenekli ve perspektifli opera şarkıcısı olacağını (ya da zaten olduğunu) doğruluyor.
Azer genç olmasına rağmen çok sayıda turne yolculuklarında olmuş, İtalya, Avusturya, Fransa, Türkiye, Rusya, İngiltere, Çek Cumhuriyeti ve d. ülkelerin ünlü konser salonlarında çıkışlar yapmıştır. O, Azerbaycanın zengin müzik kültürünü yurtdışında faal tebliğ ediyor. Ü.Hacıbeylinin "Sensiz", "Sevgili canan" romansları, Niyazinin "Vatan Şarkısı", F.Emirovun "Yıldız" şarkısı, halk türküsü "Sokaklara su səpmişəm" ve b. Azerin ifasında yeni yorum, çalar kazanmıştır.
2014 yılı genç tenorun hayatında dönüm yılı çağrılabilir. Bu ilde Azer hem Uluslararası yarışmada yüksek ödül kazanmış, hem de çoktankı arzusuna ulaşmıştır: ciddi sınavlardan geçerek dünyanın ünlü "La Skala" Vokal Akademisi'ne (İtalya, Milano) girmiştir. Bu büyük başarıdır, çünkü çeşitli ülkelerden olan 500 aday arasından seçilen dört kişiden biri olmuştu Azer! Hatta bunu sadece başarı değil, zafer olarak adlandırmak daha doğru olur bence ...
Bu gün Azer çocukluk arzularının zirvesine doğru güvenle, kararlılıkla adımlamaktadır. Yetenek zahmetle yoğrulmasa, meyve vermez. A.Rzazade Tanrının ona lütfettiği sesi, yeteneği insanlara yüksek düzeyde sunmak için özenle çalışır, öğretmenlerinden - Renato Bruzon, Luçana Serra, Luçana D`Intino gibi dünyaca ünlü müzisyenlerden sanatın sırlarını öğrenir.
...Bir zamanlar Azer klasik müziğin dünyaca ünlü yorumcusu, büyük Hint orkestra şefi Z.Mehtanın eşliği ile ünlü üç tenorun - P.Dominqo, X.Karreras ve L.Pavarottinin konserini hayranlıkla dinlerken belki ne zamansa Mehta ile aynı oyunda yer alacağını hiç düşünmemişti de ... Ama şimdi A.Rzazade - La Skala Akademisinin ilk Azerbaycanlı öğrencisi Avrupa'ya tenor "ihraç eden" İtalya'da, hem de dünyaca ünlü La Skalanın sahnesinde, dünya opera yıldızları ile bir arada, maestro Z.Mehtanın yönetimi ile C.Verdinin "Aida "operasında sahne alıyor ...
Ayrıca A.Rzazade La Skalanın sahnesinde C.Puççininin "Turandot" operasında da röl almıştır ve burada düzenlenen konser programlarında aktif yer alıyor.
Belki de birkaç yıl önce La Skala Akademisi'nde eğitim almak, bu ünlü tiyatronun sahnesinde ifa etmek A.Rzazadeye hayal, rüya gibi geliyordu. Ama şimdi bu bir gerçektir. Fakat Azerin arzuları sonsuzdur. O, vokal ustalığını geliştirmeği, kültürümüzün gelişmesine daha yüksek katkı vermeği, dünya çapında opera şarkıcısı olmayı düşünyor. Buna Azerin hem ses ve vokal potansiyeli, hem de zafer kararlılığı (görünür bunu da uzun yılların spor tecrübesi sayesinde kazanmıştır) vardır. Ve gün gelecek ki, güçlü sese, güzel ifa tekniğine sahip, en önemlisi ise arzularına doğru kararlılıkla ilerleyen A.Rzazadenin sesi dünyanın büyük sahnelerinden duyulacaktır ...
Yolun açık olsun, Azer!