14 Temmuz Cuma günü bütün camilerde Cuma namazı öncesi okunan "15 Temmuz duası"nda "15 Temmuz Zaferi, Uğut gibi, Malazgirt gibi, Çanakkale gibi ve Sakarya gibi Türk-İslam tarihinin önemli bir zaferidir" deniyordu.
15 Temmuz Türk devletine ve demokrasisine karşı girişilen dış bağlantılı hain bir darbeye karşı kazanılan bir zaferdir.
Allah hainleri şaşırtıp 00.3'te yapmayı planladıkları darbeyi 6 saat öne çekip, halkın ayakta olduğu bir saatte başlatmasalardı ve ordunun tamamı destekleşeydi, kesinlikle başarılı olurdu. Vatanı ve demokrasiyi koruma refleksi güçlü olan vatandaşlarımızın daha Cumhurbaşkanının çağrısından önce hainlerin silahlarına göğüslerini siper etmeleri ve darbeyi desteklemeyen vatansever askerlerimizin direnişleri sonucu başarıya ulaşamadılar. Bu başarıda en büyük pay, 249 şehidimiz, 2000'nin üzerinde gazimize aittir. Hepsine minnet ve şükran borçluyuz.
Ama bu zaferi Türk-İslam tarihinin diğer zaferleri ile eşdeğer göremeyiz. Çünkü her zaferi kendi şartları içinde değerlendirmeliyiz. Bu hainlerin ordu dahil bütün devlet kurumlarına nasıl nüfuz ettiklerini, kimlerin desteğiyle o yönetim kademelerine getirildiklerini, bu tehlikenin nasıl zamanında sezilemiyerek önlemediğini düşünelim. Bu gafletin sorumlularının ortaya çıkarılmasını ve bunlardan da hesap sorulmasını isteyelim.