Türk Milli Eğitim sisteminde kaliteli öğretmen yetiştirmek için yapılması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz:
1.Öğretmenlik mesleği, 1739 Sayılı Milli Eğitim Kanunu’nun 43. maddesinde (Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği) olarak tanımlanmıştır. Bu sebeple, öğretmenlerin özel statüsünü ortaya koymak üzere ‘’Öğretmen Personel Kanunu” adıyla özel bir personel kanunu çıkarılmalıdır.
2.Sağlık personeli yetiştiren sağlık meslek liseleri; imam hatip yetiştirmeye yönelik imam hatip liseleri varsa ve bilumum meslek liseleri kapatılmıyorsa; bir ihtisas mesleği olan öğretmenlik mesleğine eleman yetiştirmek için, 2014 yılında kapatılan Öğretmen Liseleri de yeniden açılmalıdır. Bu okulların öğretim süresi, Hazırlık Sınıfı artı dört yıl öğretim süresi olmak üzere beş yıldır. Bu okullar yatılı olmalı ve öğrencilerin bütün masrafları devlet tarafından karşılanmalıdır. Bu okullar yatılı olmalı ve öğrencilerin bütün masrafları devlet tarafından karşılanmalıdır. Bu okullar,öğrencilere öğretmenlik ruhu ve ideali aşılayarak öğretmenlik mesleğini sevdiren ve onları öğretmenliğe yönlendiren okullar olarak düşünülmeli ve müfredatı ona göre yapılandırılmalıdır. Bu okulların kapatılma gerekçesi, mezunlarının son seçenek olarak Eğitim Fakültelerini tercih ettikleri ve“Başka bir meslek bulamazsam öğretmen olurum” düşüncesinde olduklarıdır. Bu gerekçeyi ortadan kaldırmak için, öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarını tercih eden öğrencilere öğretim süresince yurt ve burs ihtiyacı karşılanmalı ve mezunlarına öğretim süresi kadar mecburi hizmet konulmalıdır.
3.Öğretmenler; yoğun yabancı dil eğitimi verilen, 5 yıl öğretim süreli ve yatılı ‘’Öğretmen Üniversiteleri’’nde yetiştirilmelidir. Bu konuda Yüksek Öğretmen Okulları modeli göz önüne alınarak, Öğretmen Üniversiteleri yatılı olmalıdır.Öğretmen Üniversiteleri öğrencilerine öğretimleri süresince karşılıksız burs verilmelidir. Mezunları öğretim süresi kadar mecburi hizmet yapmalıdırlar. Ayrıca mezunları, en az yüksek lisans düzeyinde lisans üstü eğitim yapmalıdır.
4.Mevcut öğretmen fazlalığı giderilene kadar bu okullarda ilk yıllarda ağırlıklı olarak yabancı dil öğretmeni yetiştirilmelidir. Öğretmen adaylarının ilgili dilleri uygulamalı olarak öğrenmelerini sağlamak için ilgili ülkelerle işbirliği geliştirilmeli ve asgari 8 ay bu ülkelerde kalmaları sağlanmalıdır.
5.Öğretmenler belirli aralıklarla mesleki yeterlilik sınavlarına tabi tutulmalı, yetersiz olanlar hizmeti içi eğitime alınmalıdır. Bu çerçevede; her öğretmenin her yıl belirli miktarda hizmet içi eğitime tabi tutulması zorunlu hale getirilmelidir.
6.YÖK, son yıllarda yükseköğretim kontenjanları ile ilgili olarak bazı programlara ilk defa 'başarı sıralaması şartı' getirmişler, bazı programlar için de bu sıralamayı güncellemişlerdir. Mesela başarı sıralamaları, Eczacılık için 100 bin, Diş Hekimliği için 80 bin, Hukuk fakülteleri için 190 binden 100 bine yükseltildi. Öğretmenlik Programları için ise bu sıralama 300 bindir. Öğretmenlik mesleğine hak ettiği önemi verebilmek, daha iyi öğretmen yetiştirebilmek için öğretmenlik programını tercih edecekler için başarı sıralaması yükseltilmeli, eğitim fakültesi kontenjanları da azaltılmalı, ihtiyaç kadar öğrenci alınmalıdır.
7.Halen mevcut olan 130 binin üzerindeki öğretmen açığı, öncelikle atama bekleyen öğretmen adaylarından kapatılmalıdır.
8.İlgisiz branşlardan mezun olup iş bulamadıkları için başvurdukları sözleşmeli öğretmen uygulamasından mesleği icra eden kişiler ve yöneticiler de memnun değildir. Bu nedenle başka branşlardan öğretmen ataması durdurulmalıdır. Sözleşmeli öğretmen uygulamasına son verilmeli, bütün öğretmenler kadrolu olmalıdır.
9.İhtiyaç halinde ders ücretli öğretmen görevlendirilirken, atama bekleyen öğretmen adaylarına öncelik verilmelidir.
10.Bütçede eğitimin payı daha da yükseltilmeli, öğretmenlerin özlük hakları, mali statüleri yükseltilerek iyileştirilmelidir. Öğretmen maaşları ve ders ücretleri, eğitimde başarıya ulaşmış gelişmiş ülkelerdeki öğretmenlerin maaşları gibi layık olduğu düzeye çıkarılmalıdır. Böylece Türk Öğretmeninin yıpranan itibarı yeniden kazandırılmalıdır.