Bütün kültür unsurlarının en önemlisi şüphesiz ki dildir. Kültür dili üretir; dil, kültürü geliştirir, yaşatır, zamanda ve mekânda, taşır, yayılmasını sağlar, âdeta kültürü yaratır, hiç değilse belirler. Dil, kültürü; kültür, milleti belirlediğine göre diyebiliriz ki, dil, milleti belirler. Gerçekten, istisna bile sayılamayacak birkaç çok özel ve tarihin açıklanabilir bazı arızî gelişmeleri dışında, ayrı bir dil sahibi olan topluluklar ayrı birer millettir.
Geniş anlamda, “anlaşma vasıtası” olarak dil, hayvanlar, hattâ koku vb surette çiçeklerle hayvanlar arasında bile vardır. Burada konu ettiğimiz dil, dilbilim açısından “dil”dir. Bu, gerçek anlamda “dil” dışında bir de “ilişki dili” olmaktan öteye gidemeyen, bir çeşit argo sayılması gereken “arızî dil”ler vardır ki, bu “sınırlı diller”den “ana dili” durumuna gelmiş olanlarına “kreol” adı verilir. Meselâ Surinam’da, günlük basit ilişkilerde bir çeşit argo gibi -sadece- konuşulan Srananca bir kreoldür. Kürtçe denen lehçeler topluluğunda da çok sayıda kreol vardır. Kreoller, büyük kültürlerin arasında ve uzağında üstelik geri kalmış aşiret toplumlarında görülür. Tarihte kültür yaratmış ve dolayısı ile millet oluşturmuş bir kreol yoktur, olması da mümkün değildir. Aksi halde Hindistan’dan binden fazla millet çıkar ki, bunu isteyenleri önce o bin kreolü konuşanlar sopayla kovalar.
Dilimiz Türkçe, kültürümüz Türk kültürü, medeniyetimiz Türk medeniyeti, ülkümüz, tarihimiz, sanatımız, edebiyatımız Türk ülküsü, tarihi, sanatı, edebiyatıdır... Son bin yılımıza damgasını vuran, tek tek her Türk’ü her şeyden çok etkileyen inancımız (İslâmiyet) Türk Müslümanlığı, milliyetçiliğimiz Türk Milliyetçiliği (Türkçülük) adını alır.
İslâmiyet yüce dinimizin adıdır; tektir, bütündür, yalnız milletlere göre değil, hiç bir bakımdan farklılaşmaz. Kültür dahil hiç bir konuda erimez, “sentez”e falan da sokulamaz. Fakat Müslüman olan Türk’ün, tıpkı diğer Müslüman milletlerden fertler gibi, farklı bir din anlayışı, algılayışı hattâ bakış ve uygulayışı vardır ki buna rahatça, Türk Müslümanlığı da diyebiliriz. Türk Müslümanlığı deyince ayrı bir dini değil, bu, anlayış, uygulayış, ona ve onun penceresinden dünyaya ve hayata bakış tarzını, yani Türk kültürünün bir unsurunu anlarız.
Sonuç:
Başta dil olmak üzere, özellikle manevî kültür unsurları, (soy, yurt, devlet, tarih, şuur birliği, ortak yaşama arzusu gibi objektif-sübjektif birçok unsurla, bu unsurlardan hiç olmazsa çoğunluğunun bir arada bulunmasıyla beraber) milleti belirler. Hukukî, sosyolojik, etnik vb her manada milleti kabul etmek, sevmek, onun için çalışmak da milliyetçiliktir.
Yaklaşık 10 gün sonra konunun devamı da sayılabilecek olan, “Türk Kültürü – Türkçe – Türk Milleti” konusunda orijinal çalışmamı özetlemeye çalışacağım !