NAZLI ILICAK, ALTANLAR, TÜRKÖNE VB MÜEBBETLİKTİR !
28 Ağustos 2006 ile 30 Ağustos 2008 tarihleri arasında TSK’nın 25’inci Genelkurmay Başkanı olarak görev yapan, FETÖ'nün, Ergenekon ve Balyoz kumpasları başlamadan kısa bir süre önce emekli olan ve önceki gün vefat eden Yaşar Büyükanıt'tan geriye siyasî tarihimize geçen iki 'olay' kaldı.
İlk olay, Büyükanıt’ın, Hakkâri Şemdinli’de 2005’te Umut Kitabevine yönelik düzenlenen bombalı saldırı ardından, sonradan FETÖ’cü oldukları anlaşılacak savcılar tarafından açılan davada yargılanan astsubay Ali Kaya için “Tanırım iyi çocuktur” yorumunda bulunmuş, açıklaması özellikle FETÖ’cüler tarafından “Yargıya müdahale ediliyor” çığlıklarına sebep olmuştu.
İkinci olay Genelkurmay Başkanlığının, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi 27 Nisan 2007 gece 23.20’de resmî sitesinde bir bildiri yayınlamasıyla başladı. Ordunun lâiklik hassasiyeti belirtilen açıklamaya kamuoyunda “muhtıra” dendi. 2012’de TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonunda konuşan Büyükanıt, Recep Bey’i şahit gösterip “Muhtıra değildi. Bu, lâiklik hassasiyetini ortaya koyan bir metindir” demişti. Recep Bey, bildiri ardından 5 Mayıs 2007’de İstanbul Dolmabahçe Başbakanlık Ofisinde Yaşar Büyükanıt’ı kabul etmişti. 135 dakika süren toplantı daha sonra ortaya atılan iddialarla siyasî tarihe geçmişti. Görüşmenin içeriğine dair Recep Bey “Büyükanıt açıklarsa ben de açıklarım” demiş, Yaşar Büyükanıt da “Benimle mezara gidecek” cevabını vermişti. O görüşmeden tam bir ay sonra Ümraniye'de bir gecekonduda mühimmatlar bulundu, darbe günlüklerinin ele geçirildiği haberleri ve Poyrazköy baskını oldu, Ergenekon süreci başladı. Ordunun darbe hazırlığı içerisinde olduğunu ve kendilerinin bu darbeyi deşifre ettiğini söylediler, süreci manipüle ettiler. Böylece Ergenekon sürecine gerici ve mal kesimde destek kazandılar. Böylece, Büyükanıt’ın o gün FETÖ’nün devlet, emniyet, istihbarat ve ordu içinde ulaşmış oldukları seviyeyi recep Bey’e ilettiği ortaya çıkmış bulunuyordu