(Bu yazı 31 Mayıs 2021 yani bir yıl önce kaleme alınmıştır. Ne kadar güncel değil mi!?
Tabelâlardan ‘’TC’’miz çalındı
Okullarımızda Andımız çalındı
Dağlardan Ne mutlu Türk’üm diyene’’ sözümüz çalındı
Kelime-i tevhitten Hz. Muhammed Aleyhisselâm çalındı
Âl-i imran 19. âyeti Cuma hutbelerinde minberlerden çalındı
Câmilerimizden ihlâs, teslimiyet, tevekkül, samimiyet çalındı
Makam, makarna, kömür verilerek gönüllerdeki imanlar çalındı
İçinde alçakça Atatürk’e lânet okunarak mescitlerin mânevi havası çalındı
Zina serbest bırakılarak âileler çökertilip namuslar çalındı
Oğlancılık yüz kızartıcı suçlar listesinden çıkarılıp ahlâklar çalındı
İnsanlar açlığa, yoksulluğa mahkûm edilerek devlete güveni çalındı
Etli pidemiz çalındı
Baklavamız çalındı
Yoğurdumuz çalındı
Lokumumuz çalındı
Karnıyarığımız çalındı
Arşivlerimiz çalındı
Müzelerimiz çalındı
Karagözümüz çalındı
Alaçatı Câmimiz çalındı
Ortahisar Câmimiz çalındı
Ege'de 19 adamız çalındı
En verimli topraklarımız çalındı
Sahillerimiz koylarımız çalındı
Orman ve akarsularımız çalındı
Kanal İstanbul ile İstanbul çalındı
DAHASI;
İmanımız,
İnancımız,
Mihrabımız,
Minberimiz çalındı.
İlmimiz,
İrfanımız,
Edebimiz,
Ahlâkımız,
Tesettürümüz çalındı.
Tarihimiz,
Lisanımız,
Kimliğimiz,
Kişiliğimiz,
Letâfetimiz,
Zerâfetimiz,
Estetiğimiz,
Ve bizi biz yapan tüm milli ve İslâmi değerlerimiz çalındı.
Asıl önemli olanı ise;
Bütün bu değerlerimiz bir bir çalınırken, oralı olması gerekenlerin daima suskun kalmalarıdır!
Neden mi oralı olmadılar?
Çünkü oralı olması gerekenler de çalmanın peşindeydiler de ondan!