2020 Mart ayının on birinden itibaren öğretmenlerimiz için gerçekten de adeta kabus dolu günler başladı. Bu süreç birçok zorluğu da birlikte getirdi. Çünkü birçok alanda belirsizlikler vardı. Bu yüzden öğretmene her gün yeni şeyler söylendi ve yeni uygulamalarla karşı karşıya bırakıldı.
Bunlar nelerdi diye sorarsanız; ara tatile denk gelen kapanmayla birlikte öğretmenlerin il dışına çıkıp çıkamayacağı konuşuldu. İl dışına çıkanların geri gelmesi istendi, ancak şehirler arası yolculuk yasaklandı daha sonra gevşemeye rağmen ardından toplu araçla seyahat yasaklandı.
Bu süreçte okul kapalıysa öğretmenleri başka alanlarda değerlendirelim düşüncesi ortaya atıldı ve Vefa Destek guruplarında öğretmenlerimize aktif görev verildi. Ardından filyasyon denilen malum hastalığa yakalanan kişilerin ikametlerinde olup olmadığını denetleme görevi verildi. Bununla yetinilmedi daha sonra açılmaması gereken işyerlerini denetleme görevi verildi. Görev tanımında olmamasına rağmen birçok öğretmen arkadaşımız bu görevleri özveriyle yerine getirdi. Ne yazık ki sürekli alanda ve risk altında olmanın sonucunda birçok arkadaşımız Kovit 19 a yakalanarak hayatında oldu.
Bakanlık bir düzenleme yaparak bu görevlerle beraber asli görevinizi de yapın diyerek uzaktan eğitim başlattı. Bu eğitim nasıl olacak tartışmaları arasında EBA üzerinde olacak denildi, EBA yetersiz kalınca ZOOM da da girebilirsiniz denildi. Bu seferde öğrenci derse katılmasa ek ders verilip verilmeyeceği tartışması başladı. Kimi verilir dedi kimisi verilmez dedi.
Sonra yüz yüze eğitim yapabiliriz denildi ilkokullar dönüşümlü bir okula geldi bir gelmedi. Sekizinci ve On birinci sınıflar arada sırada okula geldiler, ara sıra gelmediler. Sınav olacak mı olmayacak mı tartışmaları arasında kimi sınav oldu kimi daha sonra sınavlara alındı. Ancak öğretmenlerimiz gerek LGS gerek açık lise ve gerekse YGS sınavlarına katılarak aktif görev aldılar ve bu görevlerini de başarıyla tamamladılar.
Bu süreçte bazı meslek liselerimiz toplumun maske ve dezenfekte ihtiyacını karşılamak için yoğun gayret gösterdi. Hatta bazıları da kurumların yemek ihtiyaçları için mutfak kurmaya başladılar. Tabi ki bu okullardaki öğrencilerimizin uygulama dersleri de vardı ve ihmale gelmiyordu. Ardından işyerlerinde staj gören öğrencilerin denetimlerinde koordinatörlük görevi üstlendiler.
Sn tahlilde karneler verilecek mi verilmeyecek mi tartışmaları başladı. Kimi bilgisayar üzerinde verilsin dedi kimi yok karne düzenlensin demeye başladı. Nihayet İki Temmuz tarihi itibariyle kimi karne verdi kimi vermedi. Bu yıl kapandı gibi görünse de aslında bakanlığa göre okullar kapanmadı. Telafi eğitimi yapılacaktır. Burada da gönüllüler oldu,, gönülsüzler oldu.
Sonuç itibarıyla kamuda çalışanlar arasında sağlıkçıların bu süreçte hakları asla inkar edilemez ancak öğretmenler kadar stres yaşayan bir başka meslek gurubunun olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü belirsizlik ve kendisini hazır hissetmediği alışık olmadığı birçok görevin içinde buldu. Bu kadar stres yaşayan öğretmenimizin telafi eğitimi diyerek yeniden okulda tutmayın. Bırakın onların da sevdikleriyle hasret gidermeye ihtiyaçları vardır, dinlenmeye ihtiyaçları vardır. 2021-2022 Eğitim ve Öğretim yılına dinlenmiş olarak girmiş olsunlar!..