Milli Eğitim Bakanlığı garip uygulamalara devam ediyor. Tarih 19.01.2018 konu Teknoloji Tasarım dersleri. Ne oldu bilinmez. Bir aklı evvel çıkıp dedi ki efendim bu dersi 7 ve 8. Sınıflarda değil 5 ve 6. Sınıflarda okutalım. İyi de kardeşim gerekçen nedir, neden buna ihtiyaç duydunuz. Haydi ihtiyaç hasıl oldu ve gerekçenizi ortaya koydunuz böyle eğitim ve öğretim yılı içerisinde pat diye yapacağınız değişikliğin nelere mal olacağınızı hesapladınız mı? Eminim ki bu değişikliği öneren kişi 5 sınıflarda ağırlıklı dil eğitimi verileceğini ve bu yüzden Teknoloji Tasarıma saat ayırmanın mümkün olmayacağını da hesaplayamamıştır. Neyse ki gelen tepkiler üzerinde bu değişiklik şimdilik rafa kaldırıldı.
Milli Eğitim yıllardır kangren olmuş birçok problem dururken öğretmeni nasıl huzursuz ederimin derdine düşmüştür. Teknoloji Tasarım için böyle ani ve keyfi karar verenlerin Türkçe, Matematik, Fen ve diğer dersler için ani kararlar vermeyeceğini kim nasıl garanti edebilir. İşte bu uygulamalar öğretmenin işine yoğunlaşmasını engelliyor ve motivasyonunu düşürüyor. Gerçi pek umurunuzda değildir. Sizin dert ettiğiniz hangi makama kimi getireceğim ya da hangi yandaş kuruluşa ne rant sağlarım gibi nefsi taleplerdir. Hiçbir zaman liyakati önemsemediniz ve hiçbir zaman emaneti ehline vermek gibi bir derdiniz olmadı. Hiçbir zaman feda kavramının yanından bile geçmediniz. Bedel ödemek ise asla kitabınızda yazmadı. Şimdi yeni bir yönetici atama yönetmeliği yayınladınız. Rahmetli Kararkoç’un deyimiyle “Dünkü hamam dünkü tas, Dünkü kurna dünkü ses.”
Devleti yönetenlerin birlik ve beraberlik edebiyatı yapmaktalar. Oysa toplumun bu konuda adımlar atılması beklentisini de bir nebze olsun anlamaları gerekmez mi? Birlik, beraberlik, kardeşlik nimet ve külfette eşit olunduğu zaman bir anlam ifade eder yoksa ötekisi ağa maraba ilişkisinden başka bir şey değildir. Görüldüğü gibi yeni hazırlanan idareci atama yönetmeliği bakış açısında bir şeylerin değişmediğini göstermektedir. Geçenlerde yayınlanan idareci istatistikleri göstermiştir ki EBS yöneticilik konusunda rekor farkla diğer sendikaların önünde yer almaktadır. Buna rağmen bu doyumsuzluk devam etmekte özelde Milli Eğitim Bakanlığı ve Genelde tüm bakanlıklarda istisnalar hariç tamamı malum sendika mensubu bürokratlardan oluşmaktadır. Şube Müdürlükleri, Müfettişlikler, Okul Müdürleri ve hatta M.Yardımcıları hep mülakatla seçilmekte ve tabi ki seçilenlerde liyakate bakılmaksızın referanslar esas alınmaktadır. Böyle bir bakış açısı her şeyden önce devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz ve asla kardeşliğimize birliğimize hizmet etmez. Bunu birçok kez dile getirdiğimiz halde benim oğlum bina okur döne döne yine okur bildiklerini okumaya devam etmektedirler.
Sonuç olarak; Milli Eğitim de icraatlara bakıldığı zaman görülecektir ki esas olan milli birliğe ve kardeşliğe hizmet etmek değil belli bir zümrenin amaçlarına hizmet esas alınmaktadır. Bu konuda Milli Eğitimi yönetenlerin art niyetli oldukları yönünde şahsen bende ciddi anlamda bir kanı oluşmuştur. Çünkü yaptıkları işler ve icraatlarıyla bunu fazlasıyla kanıtlamaktadırlar.