15 Mayıs 2022- 15 Mayıs 2023 tarihleri arasında sendik üye sayıları 1 Haziran tarihi itibariyle netleşmiştir. Türkiye Kamu Sen Konfederasyonu üye sayısını arttırmış, yetkili sendika tatmin edici bir düşüş olmasa da sayısı azalmış diğer bazı sendikaların üye sayılarını dişe dokunur şekilde arttırmış ancak Türkiye Kamu Sen ikinci büyük konfederasyon olarak yetki için tek alternatif olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Sendikacılığın dünü ve bugününü incelediğimiz zaman geçen Otuz yıllı aşkın bir sürede memur sendikacılığı bize bir resim ortaya çıkartmıştır. Bu da Türkiye’deki memur sendikacılığının üç ayrı tarzda yapıldığı gerçeğidir.
Yetkili sendikanın da başını çektiği ve geçmişte kurulup sonra da yetkili sendikaya dahil olan sendikaların da içinde bulunduğu birinci gurubun yegane amaçları siyaseti ve sendikayı basamak olarak kullanıp makamlara yükselmektir. Bu gurup kayıtsız şartsız teslimiyet gösterirken kazanım olarak bürokraside mevzisini daha da güçlendirmeyi sendikacılık olarak seçmiştir. Bunun için adeta her yol mübahtır mantığıyla hareket ederek mülakatlar başta olmak üzere birçok istismarın baş aktörü olmaktan çekinmemiştir.
İkinci grup sendikalar ki bunlar daha çok kimi marjinal guruplarla da iş tutarak zaman zaman siyasetin dilini en ağır şekilde kullanmaktan geri kalmayan guruplardır. Ayrıca bunun gereğini yapmak adına doğru da yapsa yanlışta yapsa her ne pahasına olursa olsun hükümeti eleştirmeyi bir görev görmüş bu eleştirilerin çoğunun ise sendikacılıkla ilgisi olmayan başlıklarda seçmişlerdir. Seçim döneminde bu sendika yetkililerin paylaşımları göstermiştir ki eğer fırsat ve imkan bulsalar en az mevcut yetkili sendika hatta belki onlardan daha acımasız bir tavırla bürokraside acımasız olacaklar.
İki ayrı uç noktada yani bürokraside mevzi kazanmak adına kayıtsız şartsız teslim olanlar ve doğru yanlış demeden istemezük modunda olan ancak imkn bulduklarında çok daha katı olacakları kesin olan sendikaların dışında daha farklı bir sendikacılık yapan Türkiye Kamu Sen ve bağlı federasyonların olduğu gurubu görüyoruz.
Önce ülkem sonra sendikam anlayışıyla hareket eden Türk Kamu Sen ve bağlı federasyonlar kamu çalışanları adına hükümetçe ya da ilgili bakanlıklarca doğru atılan her adımı desteklemiş ve yanlış yapılan her icraata karşı çıkmıştır. Otuz yıllık sendikal geçmişte bizi şu makama getirin değil hak edeni getirin düşüncesinden asla taviz verilmemiştir. Keyfi mağduriyetlere karşı hem hukuki hem eylemsel hem de kamu oluşturma adına her türlü yolu denemiştir. Gerek çözüm sürecindeki tavrı, gerek her türlü terör örgütlerine karşı mücadelesi, gerek Cumhuriyet’in kazanımları konusundaki hassasiyetleri, gerek Milli Eğitimin milli çizgide olması için ortaya koyduğu tavır Türkiye Kamu Sen’i hep farklı kılmıştır.
Elbette Türkiye Kamu Sen hatalardan, eksiklerden beri değildir. Şunu açıkça ifade edelim bu sendikanın mücadelesi hiçbir zaman yalnızca kendi mensupları için olmamıştır. Tüm kamu çalışanlarının bu ülkede yarına güvenle bakmaları için dün de bugün de mücadele etmektedir. Dik baş, tok karın, mutlu yarın sloganıyla sendikacılık yapan Türkiye Kamu Sen’in mücadelesi Türk Milleti ve Devletinin daha güçlü kılınmasından başka bir şey değildir. Adaletle hükmedilmesini isteyerek, adamın adamı düşüncesini elinin tersiyle iterek, her türlü usulsüz ve yolsuzluğa karşı çıkarak, sosyal adaletin tesisi edilmesini isteyerek, devlet ciddiyetinin bozulmasına karşı çıkarak herkes için verilen bu kutsal mücadelenin kamu çalışanlarımızca artık görülmesini istiyoruz.
Sonuç olarak kamu çalışanlarından beklentimiz odur ki Yiğidi öldürün ama hakkını teslim edin. Çünkü bu mücadele sizin bu ülkede yarına daha güvenle bakma mücadelesidir ve asla istikameti değişmeyecektir.