Bir çok şeyin yanlışını görmeden ne doğruyu bilebilir, nede bulabiliriz. Doğruyu arayıp bulabilmek için benim bildiklerimden ziya de, herkesin kabul ettikleri konuların olduğu diye düşünülmelidir. Doğrular; hiç bir zaman kişinin çıkarlarına göre değişen kurallar olmayıp, toplumun çıkarlarına göre olanlar olmalıdır. Doğrular; herkese hizmet eden konulardır. Ne acı ki, bugün ülkemizde yetkiyi eline alan herkes doğruyu ben bilirim, benim yaptığım ve benim çıkarıma hizmet eden doğrudur, başkalarına hizmet eden, yalan mantığı ile hareket etmektedir. Yaptığınız yanlış diyecek olduğunuzda da verilen cevap "Eğer bu millet bana yetki veriyor da makama getiriyorsa benim yaptıklarım doğru ve doğruyu ancak ben yaparım" mantığı ile hareket edilmektedir. Eğer öyle olsaydı, hiç iktidarlar ve bürokratlar değişir miydi, her daim yetkili olarak kalmazlar mıydı? Neden "Kuldur hata yapar" denmiş. Önemli olan yanlışın farkına varıp doğruya dönebilmektir. Geçmişte kararlar şuralarda, demokrasilerde ise meclislerde alınırmış. Demek ki, inancımız gereği kararların doğru verilebilmesi için önce kuran, orada bulunamayanlar hadislerde, orada bulunamayanlarda ulemanın görüşlerinde aranırmış? Peki, ben bilir ben yaparım diyenler, iman yönünden yada demokrasi yönünden yoksun kişiler midir, yoksa çıkarları için kendilerini oraya taşıyanların aklıyla dalgamı geçmektedirler mi?
Bunca söze ne gerek var. Lafı evirip çevirerek dolandırıp nereye getirmek istiyorsunuz diyenler çıkabilir. Diyorum ki, söylenen ve yapılanlara bakarak doğru hangisi yanlış hangisi görün ki yanlış yapanlar bizimle dalga geçip enayi yerine koymasınlar. Bizimde aklımızın olduğunu, olayların ne olduğunu en az onlar kadar idrak ettiğimizi bilsinler. Yanlış söyleyip de bizi uyuttuklarını sananlar nasıl yanlışları yapıp savunarak doğruları sapıttıklarını bizimde gördüğümüzü bilsinler ve kendilerine ona göre çeki düzen versinler istiyoruz. Yaptığınız yanlışları doğru yapıyoruz diye savunduklarınıza örnek mi istiyorsunuz. MKE kurumunu şirkete dönüştürmenizi daha verimli çalışması için yaptığınızı söylemiyor musunuz? Peki bu güne kadar kurumlardan şirkete dönüştürüp de birilerine Peşkeş çekilmeyeni oldu mu? Yap işlet devret modeliyle yaptırdığınız hastaneler için halkın cebinden bir kuruş çıkmayacak derken hasta garantisi nedeniyle bu güne kadar vergilerimizden milyonlarca ödeme yapıp sonuncun da buralar Danimarkalılara satılmadı mı? Üniversitelerimizdeki öğrenim özgürlüğünün önündeki barikatları yıkacağız deyip, peşinde Boğaziçi Üniversitesine önce kelepçe vurup sonrada 4-5 temmuz tarihlerinde öğrenci ve öğretim elamanlarının girişini yasaklamadınız mı?
Cumhur ittifakına muhalif olan parti yöneticilerini dövdürtüp, gittikleri yerde protesto ettirerek bir işlem yapılmadığı gibi daha nelerle karşılaşacaklarını söylemediniz mi? Aynı şekilde gazetecileri evlerinin veya çalıştıkları kurumların önünde öldüresiye dövdürüp dövenleri serbest bırakmadınız mı? Orduda iktidar ortağı olan BBP' sinin kadın kolları başkanı televizyonda iktidarı eleştirdi diye iş yerinde onlarca polisle ters kelepçe vurularak yerlerde sürükleyerek aldırtıp, bilahare vali korona nedeniyle alındı demedi mi? Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinde aşı 100-150 avro arası parayla yapılıyor bizim ülkemizde ise bu aşıları parasız yapıyoruz deyip, muhalefetin araştırması üzerine "Avrupa ülkeleri gibi bizde de aşılar bedava yapılıyor" denmedi mi? Halka tasarruf tedbirleri genelgesi yayınlayıp, tasarruf için tabakları küçültün derken, itibardan tasarruf olmaz diyerek sarayda ejder meyvesi yiyip, milyonluk yeni araçlar alarak ve 640 milyona yazlık saraylar yapılmadı mı?
Halka gözünün içine baka baka emeklilikte yaşa takılanlar için "Onları genç yaşta emekli edelimde ikinci işte çalışıp çift dikiş mi yapsınlar" derken, yandaşların üç, beş , hatta on bir yerden on binlerce lira maaş aldıkları ortaya çıkmadı mı? Yükselen gıda maddeleri için "Öyle bir sistem kuracağız ki tarladan tüketiciye kadar uzanan yolda neler olduğunu takip edeceğiz" denmesine rağmen üzerinden aylar geçti gıda fiyatları tarlada çürümeye terk edilirken tüketici daha da pahalıya yemeye başlamadı mı? Ülkede enflasyon oranları çarşıda pazarda %35-40 arda gezinirken zamlar bu oranların bile üzerinde yapılıp, çalışana gelince yıllık enflasyon %17, 53 deyip ücretlere %5,45 zam yapılıp insanlar açlığa mahkum edilmedi mi? "Suyu korumak vatanı korumak" diyerek halka telkinde bulunup dereleri atık yatakları haline getirip Marmara Denizini müsilajla kirletip seyretmeye devam edilmedi mi?
"Milli paramızın değerini koruyalım bunun içinde işlemlerinizi lira üzerinde yapın, elinizdeki dövizleri liraya çevirin" derken, devlet ihalelerini özellikle de yap-işlet dev retleri dövizle ihale edip ve dövizle ödemiyor musunuz? Tank palet fabrikası satılmadı diyorlar, fabrikanın Altay tankı yapmak için BMC' ye kiralandığı söylenirken, fabrikayı BMC'nin Fatsalılara devrettiğini %49 hissesinin ise Katarlılarda olduğu söyleniyor ve Altay tankının ise yıllardır yapılamadığı görülmüyor mu? Mafya liderinin açıkladığı pislikleri işleyenlerin bazıları kabullenirken, bazıları susuyor, kimileride ülke üzerinde oynanan bir komplo diyerek sorumluluktan sıyrılmaya çalışmıyor mu? Yöneticilerimiz prestijden tasarruf olmaz derken, halkın prestiji yokmuş gibi yönetici eşleri halka dönerek tasarruf için tabaklarınızı küçültün demiyor mu? Belediyelerde ihalelerde şeffaf olun denirken, iktidar ihaleleri kapalı kapılar arkasında yapıyor ve sorulduğunda ise mali sır diyerek cevap dahi verme tenezzülünde bulunmuyor mu?
Ülkemiz gelişmiş demokrasi ile idare ediliyor derken, iktidarı ve küçük ortağını eleştirenler evlerinin önünde, işyerlerinde ve toplumun içinde komalık yapılıyor, failler ise elini kolunu sallayarak geziyor halka bakın görün ha diye göz dağı verilmiyor mu? Mafyadan maaş alan siyasiler inkar edilmiyor, hatta kabul ediliyor ama hiç bir yetkili tarafından kamu oyuna bunların kimler olduğu açıklanmıyor. "Temmuzda Türkiye şahlanacak dediler" büyük bir ümitle bekledik bir de ne görelim şahlananlar fiyatlar ve faturalar olmadı mı? Her yüz kişide yirmi sekizi yoksulluk sınırı altında yaşarken, her yüz gençten otuzu işsiz avare avare gezerken, Cumhurbaşkanlığı Marmaris de üç yüz odalı bir yazlık sarayı altı yüz kırk milyona yaptırmıyor mu? Tüm bunlar halkın gözü önünde gazetelerin çarşaf çarşaf sayfalarını süsleyip, televizyonların ve muhalefetin günlük konularını oluştururken iktidarın yaptığının doğru savunanlar mı doğru söylüyor? Değilse doğru hangisi söylermisiniz?