Hani derler ya "Seni Allaha havale ediyorum o affetsin." Yaradan ise buna karşılık ne buyurmuş "Ey kullarım benim karşıma birbirinizin hakkını yemiş olarak gelmeyin, sizi asla affetmem bilesiniz. Hakkını gasp ettiğiniz kardeşinizle helalaşın da gelin." Demek ki, üzerinde kul hakkı bulunanı Allah bile affetmiyor. Ama benim seçerken bu konuda yetki vermediğim parlamenterlerim affedebiliyor. Aynı parlamenterlerim kendileri haksızlığa uğradığında affetme yerine yargıya koşup hakkını arıyor. Hani demokrasilerde halkın kendini yönetsin diye seçtikleri vekillerle yönetilmesi var ya. İşte o halk bunları seçerken ne demiş; beni mutlu, huzurlu ve geleceğimi güvende hissettirecek, her türlü haklarımı koruyan, benim arzularıma ve lehime yasalar çıkaracaksın demiş ya. İşte o halk sanki bunların tersini söylemiş gibi seçilenler meclise girer girmez, önce benim olanları benden alanları affetmekle işe başlayıp, çıkarları neyi gerektiriyorsa o yasalara öncelik verip, bana lazım olan yasalarla ilgili kısımları ise çeşitli bahanelerin arkasına sığınarak öteleyip, unutturma gayreti içine giriyorlar.
Hayırdır; Ne yapıldı diye sorarsanız daha ne olsun hırsızı uğursuzu affeden yeni bir af yasası çıkardılar. Belki de amma da abartın ne var bunda diyenler çıkabilir, neden abartıldığını düşünüyorsun diye sorulduğunda ise onun adı af değil düzenlemedir diyebilirler. Tıpkı zam değil de fiyat ayarlaması dedikleri gibi. Neymiş efendim af olsaymış her suçlu bırakılırmış. Halbuki bu düzenlemeyle teröristler, kasten adam öldürenler, kadına şiddet uygulayanlar ve uyuşturucu satıcıları bu çıkarılan ceza infaz yasasından faydalanamıyorlarmış, işte bu nedenle de yapılan düzenlemeye af denilemezmiş. Pekiyi öyleyse sayılanlar suçta, hırsızlık, gasp ve namusa tasallut suç değil mi? İşte efendim suçta ne yapalım ki ceza evlerinde yer kalmamış, üstüne üstelik birde korona virüsü çıktı öyleyse acilen bir şeyler yapılması gerekiyormuş. İyi de benim hakkımı gasp edeni Allah bile affetmezken sana yetki vermediğim halde sen nasıl affediyorsun. Bu işin başka bir çözümü yok mu? İşinize geldiğinde yerli milli ve dini konulara sığınıp, gelmediğinde topla bohçaya as duvara olmuyor mu? Yok öyle, elbet bununda bir hesabı sorulur. Allah büyüktür.
Efendim bu kadar siteme ne gerek var, sandık önüne gelince demokratik hakkını kullanarak yanlış yapanlara gereken dersi verirsin diyenleri duyuyorum. Ne demokratik hak ama! Vekilleri sanki ben mi seçiyorum? Parti liderleri seçiyor, bana da onaylamak düşüyor. O nedenle parti liderleri ne derse mecliste o yapılıyor. Böyle demokraside de, ancak bu kadar vatandaş hakkını koruma yani. Başkası türlüsü zaten beklenemez ki. Farklı bir şey yapılırsa şaşardım. Verilen mesaja bakıldığında, ey ahali ben bu suçluları salı veriyorum sizde kendinizi koruyun deniyor. Dikkate alınmayacağını biliyorum ama, benim size acizane önerim şu ki, suç olarak gördüklerinizin dışındakileri bir yasayla suç olmaktan çıkarın, bizlerde evimizde kalarak namusumuzu canımızı ve malımızı değişik yöntemlerle koruyalım. Hem de evde kalmakla korona virüs gibi hastalıklardan da korunmuş olur devlete de külfette olmayız, ha ne dersiniz? Siz büyüksünüz, her şeye kadirsiniz, öyle ki Allah'ın affetmediğini bile affedebildiğinize göre bunu da yaparsınız.
Vergisini vermeyeni affeder, bizim sırtımızdan onları destekler, faturalarını yatırmayanları kaçak göçek diye yatıranlardan alırsınız, yola yolcu, hastaneye hasta olarak insanları pazarlarsınız. Şehitler için para toplar hazineye aktarır, deprem vergisi kor nereye harcadığınız bilinmez, Biz Kızılay'a yardım ederiz, o birilerinin vergisini kaçırmak için çalışır, doğalgazı bize pahalıya satan şirket karinin bir kısmını hem vergiden kaçırır, hem de bazı vakıflara bağışlar. Durum bu olunca sizin her şeyi bilip bizim haklarımızı yok saydığınızı bizde biliyoruz. Madem ki sizleri oralara götüren bizlerin bir anlamım yok, seçimler de bize adetten diye mi gelirsiniz? Buyurun yine bekleriz; kapımız herkese olduğu gibi sizlere de açık, izzeti ikramda bulunuruz yer içer gidersiniz. Bizim görevimiz sizi seçmek ve size karşı kusur etmemektir. Eğer sitem ediyorsak canımız yandığındandır, yoksa size kızgınlığımızdan değil. Sonra biz kimiz ki, size kızalım. Siz emredersiniz biz yaparız. Hiç bir zaman aslı görevimizi unutmayız. Ancak kısaca şunu da belirteyim ki, bu millet hakkı olanın başkalarına peşkeş çekilmesine göz yumanlara da hakkını helal etmez.
Saf olabiliriz, aklımızın bir şeye yetmediğini düşünebilirsiniz. Enayi yerinede konulabiliriz. Elimizden bir şeyde gelmeye bilir. Ancak bu toprağın birde altı var. Yarın huzuru mahşerde ne yaptıklarınız bize sorulacak, sorulmasa bile bilinecek, işte o zaman herkes yaptıklarının hesabını verecek bizlerde kaybettiklerimizin karşılığını alacağız. Yüce dinimiz böyle söylüyor ama menfaat galebe çaldığı için ne hikmetse günlük düşünülüp günlük yaşanıyor. Unutmayın ki, afla dışarı saldıklarınız tıpkı vergi affında vergi ödeyenlerin daha da çoğalarak beklediği gibi, bunda da hırsızlıklar gasplar, darpla, namusa musallatlar artarak devam edecektir. Bugün kodeslerdeki kalabalıktan bahsedenler yarınlarda spor salonlarını da kodese çevirecektir.