Ülkemizin son yıllarda yaşadığı büyük ahlâki çöküntünün farkındasınız sanıyorum. Eğer farkında değilim diyorsanız, bu sizin duyarsız olduğunuzu gösterir ki, hiç sağlıklı bir durum değildir. İslâm’ı kendine referans edinenlerin her konuda daha hassas olmaları gerekir.
Televizyon ve gazete haberlerinden okuyor, dinliyor ve görüyorsunuz. Bazı dizilerdeki ve programlardaki rezaletler hakeza… Maalesef! Zorla alıkoyma, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri derken, karşımıza bir de çocuk istismarı çıktı. Ne kadar gizlemeye çalışılsa da, zaman zaman basında ensest ilişkilerle ilgili haberler çıkmakta, bilim adamları/psikologlar bu hususta konuşmaktadırlar. Son günlerde, “livâta” diyebileceğimiz hadiseler de ortaya çıkmıştır. Daha neler çıkacaktır, bilemiyoruz.
“Değerler Eğitimi” adı altında her yerde toplantılar düzenlendi, çalıştaylar yapıldı, sonuç?.. Şovdan öteye geçmedi. Hep konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor ama davranışa dönüşmüyor. Hiçbir hareketimiz, moda kelime ile “içselleşmiyor.” Sözde var, özde yok.
Millî ve dinî değerler, ahlâki değerler bir yana atılmış; sanki İslâm’dan -bilerek veya bilmeyerek- sapmaya ve sapıtmaya yönelme var. Ne İslâm ahlâkıyla, ne inançlarımızla, ne de törelerimizle hiç bağdaşmayan, aykırı hadiseler yaşanmaktadır. İster istemez “ne oluyoruz?” diyorsunuz.
Bu yaşananlar, beni “Sodom ve Gomore” hikâyesine götürdü. Yazıma “Lut Kavminin Helâkı” başlığını koyacaktım. Ama sonra vazgeçip, ilginizi daha da çekmek için bu başlığı kullandım. Bu şehirlerle ve Lut Kavmi’yle ilgili bilgiler, kutsal kitaplarda geçmektedir. Ancak, bizim için önemli olan Kuran-ı Kerim’in ne yazdığıdır.
T.Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (cilt 27, sayfa 227-229) “LUT” maddesi şöyledir: “… Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi yedi yerde ismen zikredilen Lût’un İbrâhim’in tebliğini kabul ettiği (el-Ankebût 29/26), onunla birlikte bereketli ülkeye ulaştırıldığı (el-Enbiyâ 21/71), peygamberlerden olduğu (es-Sâffât 37/133), diğer peygamberler gibi âlemlere üstün kılındığı (el-En‘âm 6/86), ona hüküm ve ilim verildiği, sâlihlerden olduğu ve ilâhî rahmete kabul edildiği (el-Enbiyâ 21/74-75) bildirilmektedir.
…peygamber olarak görevlendirilip gönderildiği için (es-Sâffât 37/133) Sodom’a gitmiştir. Kavmine Allah’a karşı gelmekten sakınmalarını, kendisine itaat etmelerini, kadınlar yerine erkeklerle beraber olmalarının büyük ahlâksızlık ve günah olduğunu bildirmiş, bundan vazgeçmelerini istemiştir. Kavmi …“Eğer doğru söylüyorsan bizi tehdit ettiğin azabı getir” diye kendisine meydan okumuştur. Bunun üzerine Lût …Allah’a dua etmiştir (el-A‘râf 7/80-81; eş-Şuarâ 26/160-166; en-Neml 27/54-55; el-Ankebût 29/28-30). …Allah ahlâksız kavmi helâk etmek üzere Cebrâil, Mîkâil ve İsrâfil oldukları nakledilen üç meleği görevlendirir (Fîrûzâbâdî, VI, 56). Melekler genç ve yakışıklı birer erkek sûretinde …Lût kavmini helâk etmek üzere geldiklerini haber verirler (Hûd 11/69-70; el-Hicr 15/57-58; el-Ankebût 29/31). İbrâhim, Lût’un onlarla beraber yaşadığını hatırlatarak helâkin biraz tehiri ve inananların kurtulması konusundaki temennilerini Allah’ın elçilerine tekrarlar (Hûd 11/74)… Bunun üzerine melekler azap emrinin geldiğini, fakat Lût’un ve ailesinin kurtulacağını bildirirler (Hûd 11/76; el-Ankebût 29/31-32).
Melekler Lût’un yaşadığı yere gelince Lût daha önce hiç görmediği bu yabancıları evinde misafir eder. Bir taraftan da kavminin yapacağı kötülüğü düşünerek içi daralır (Hûd 11/77). Misafirlerden haberdar olan halk toplanıp evi kuşatır ve misafirlerin kendilerine teslim edilmesini ister. Lût kendisini misafirlerin yanında rezil etmemelerini, isterlerse kızlarıyla evlenebileceklerini, ancak misafirlerden vazgeçmelerini söyler. Fakat onlar Lût’a, başkalarının işine karışmaktan ve yabancıları evine almaktan kendisini menettiklerini hatırlatarak isteklerinde ısrar ederler. Lût, “Keşke size karşı koyacak gücüm olsaydı” diyerek sıkıntısını dile getirir (Hûd 11/77-80; el-Hicr 15/67-71).
Bunun üzerine melekler Allah’ın elçileri olduklarını, kavminin kendisine ve ailesine zarar veremeyeceğini, geceleyin şehri terketmesini, sabaha yakın azabın geleceğini, karısı dahil kavminin helâk edileceğini bildirirler (Hûd 11/81). Öte yandan dışarıda evi kuşatan ve içeri girmeye uğraşan halkın gözlerini kör ederek (el-Kamer 54/37) onları evin çevresinden uzaklaştırırlar. Lût ve ailesi şehirden çıkar, sabaha karşı da şehrin altı üstüne getirilir, üzerlerine balçıktan pişirilmiş, kat kat taşlar yağdırılır ve Lût’un kavmi karısıyla birlikte helâk edilir (el-A‘râf 7/83-84; Hûd 11/81-83; el-Hicr 15/65, 73-74; el-Kamer 54/37-39; et-Tahrîm 66/10) …”
Sodom ve Gomore (veya Lut kavmi) ile ilgili hikâye kısaca böyle. MÖ.3150-1550 yılları arasında var olan, kutsal kitaplarda bahsedilen günahkâr kentler, cinsel sapkınlıklar sebebiyle felakete uğrayan şehirler. Bugünkü Ürdün’de Lut gölü (ölüdeniz) bölgesindedir. Arkeolojik bulgular bu şehirleri işaret etmektedir.
Tarihdeki olaylardan ibret almazsanız, benzer olayları veya farklı felaketleri yaşamanız her zaman mümkündür. O sebeple, objektif olmak kaydıyla tarihi olayları öğrenmemiz elzemdir. Yazdığım bu konu aynen gerçekleşecek anlamı taşımaz. Ancak kendimize de bir çeki-düzen vermemiz gerekir.
Ülkemiz böyle bir felaketle inşallah karşılaşmaz. Tabii ki, hiçbir zaman böyle bir temennide bulunmam, bulunamam.
Hiç birimiz de istemeyiz.