Kahramanmaraş İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Elbistan Sesi Gazetesi sitelerinde çıkan aşağıdaki haberi okuyunca –daha önce düşündüğüm ama yazamadığım- bu yazıyı yazmak zorunda hissettim.
Bu haberde; “Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mahir Ünal (Sayın Bakan Elbistan’lıdır.)’ın talimatlarıyla, Elbistan’ın tarihi karakterini ve kimliğini yansıtan adanın; yeniden ayağa kaldırılması ve tarihinin ortaya çıkarılması amacıyla yürütülen işlemler hız kazanırken, Karahöyük’te ve Elbistan Ceyhanhöyük’te 114 parselin kamulaştırılması için çalışmalara başlandığı…” belirtilmektedir.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde; “Höyük: 1.Tarih boyunca türlü nedenlerle yıkılan yerleşme bölgelerinde, yıkıntıların üst üste birikmesiyle oluşan ve çoğu kez içinde yapı kalıntılarının gömülü bulunduğu yayvan tepe, 2.Toprak yığını, küçük tepe,” olarak tarif edilmektedir.
Vikipedi’de ise; Höyük, çoğu zaman yığma tepe şeklindeki mezar (tümülüs) anlamında da kullanılır. Hüyük, Öyük veya Üyük şeklinde de söylenir. Çok eski bir yerleşme yerinin zamanla toprakla örtülüp tepe biçimine gelmiş halidir… 1-40 metre yükseklikte ve 1000-1500 metre genişlikte olurlar. Uygarlıkların araştırılmasında önemli referanslardır. Höyükler, günümüze göre en yakını en üstte olmak üzere eskiye doğru uzanan bir katmanlaşma gösterirler… Anadolu’da yaklaşık 20.000 höyük bulunduğu tahmin edilmektedir. Höyüklerin haberleşme amaçlı olarak kullanıldığı da bazı kayıtlarda geçmektedir.
Esas konumuza gelince: Daha önce birkaç yazımda (Kahramanmaraş’ın İlçesi) Elbistan’lı olduğumdan bahsetmiştim. Babaannem (ninem)’den dolayı da Karaelbistan köyündenim. Burada aklınıza şu soru gelmiştir: “Karaelbistan neresi?” diye… Karaelbistan Elbistan’ın yaklaşık 5 km. batısında ve ilk yerleşim yeridir.
Çocukluğumda, marangoz olan babamın işi olmadığı zamanlarda büyük dayımızın yanına köye giderdim.
Karaelbistan köyünün bir höyüğü vardı. Köy, höyüğün güney tarafına yerleşmişti. Höyüğün güney ve batı tarafı daha yayvandı, doğu ve kuzey tarafı ise biraz daha dikti. Höyük, kuzey tarafından harman yerine göre tahminen 10-15 m.yüksekliğindeydi. Höyüğün doğu tarafının alt kısmından Ceyhan nehri akardı. Höyükle nehir arasında toprak yol vardı. Bu yol, hem höyüğün batı tarafına doğru uzar dere üzerindeki köprüyü geçerek batıdaki tarlalara giderdi, hem de kuzeydeki harman yerine ve tarlalara giderdi. Ayrıca, höyüğün kuzey tarafında biraz dik ve dar bir kağnı yolu vardı.
Elbistan’ın eski yerleşim yerinin; Karaelbistan, Hasankendi ve Tepebaşı köyleri arasındaki düzlük olduğu bilinmektedir. Köye, İlk (erken) Tunç Çağı denilen MÖ.3000-2000 yıllarında yerleşme olduğu, bulunan çanak çömlek parçalarından anlaşılmaktadır. Höyük üzerinde mezarlar -daha çok eski mezarlar- bulunmakta idi.
Köyün gençleri höyükte toplanırlar, bugün çocuklarımıza yeniden öğretmeye çalıştığımız –zannediyorum- “Mangala” oyununu oynarlardı. Yerde çöple küçük çukurlar kazılırdı. Küçük taşlar -şimdi oynanma şeklini tam anlatamayacağım- bu çukurlara dağıtılarak oynanan bir oyundu. Mangala için oyulan bu çukurlar; yağmur-yaş olmadığı müddetçe bozulmaz, Mangala bilen çocuklar/gençler oynarlardı. Harman yerini veya ovayı gözlemek veya harman yerinden birini çağırmak isteyen kişiler höyüğe çıkardı.
Elbistan’a yaptığım bir ziyarette, eski günleri anmak için eski Karaelbistan köyüne gittim. (Köy, Ceyhan nehrinin taşması ve sel baskınları nedeniyle dağın eteğine taşındı.) Bir kaç akrabam ile eski köyü, höyüğü, harman yerini, çilingir çayırını gezdik. Eski köy harabeye dönmüş. Höyük ile harman yeri arasındaki yol bir köprü ile Çilingir çayırına bağlanmış, karşı köylere yol açılmış. Ancak, höyüğü ve köprüyü görünce çok üzüldüm. Höyüğün kuzey tarafından -zannediyorum ev veya ahır yapmak için- toprak alınmış ve höyüğün şekli bozulmuş. Köprü de çok yüksek ve uzun yapılmış, çirkin bir görüntü ortaya çıkmış.
Karaelbistan Höyüğü; Elbistan Kaymakamlığı sitesinde de, Kahramanmaraş Valiliği ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü sitesinde de yer almamış. Araştırdığım kadarıyla bu höyükten resmi kurum sitelerinde bahsedilmiyor. Karaelbistan höyüğünden, yerel gazetede köşe yazan hemşehrilerim Adnan Güllü 27/12/2009 tarihli “Elbistan Ovasındaki Tarihi Höyükler” başlıklı yazısında, Mustafa Köş’de 15/10/2013 tarihli Yeşil Afşin Gazetesi’nde “Höyükler Kenti Efsus-Afşin” başlıklı yazısında bahsetmiş.
Bunları belirttikten sonra; Karaelbistan Köyü Höyüğü ile ilgili şahsi taleplerimi yazmak istiyorum.
* Öncelikle bu höyük de -kayda girmeyen başka höyükler var mı bilemiyorum- resmi kayıtlara alınmalıdır.
* SİT alanına mı alınır veya başka bir şekilde mi olur, ama mutlaka koruma altına alınmalıdır.
* Höyükteki bu tahribe son verilmelidir.