Bu yazımda, “Türk Tarihi” ile ilgili Anadolu’da tespit edilen buluşlardan bahsedeceğim. Çünkü Anadolu’ya ilk gelişimizle ilgili hâlâ bazılarının kafası karışık. Artık 1071 Malazgirt Savaşı sonrası değil, milattan önce Anadolu’da bulunduğumuz kabul edilmeli, hem batılıların hem de şom ağızlıların çeneleri kapatılmalıdır.
Bulunduğum sohbet ortamlarında bazı arkadaşlardan duyduklarıma şaşıp kalıyorum: Çok yanlış bilgiler ve bakış açıları görüyor, üzülüyorum. Okumayan bir toplum olduğumuz gibi kulaktan dolma bilgilerle ve taraflı tarihçilerin sözleriyle ahkam kesiyoruz: Gereksiz laflar ediyor, bilmediğimiz konularda konuşuyoruz. Tarihimizi, “İslâm öncesi-sonrası ya da şu hükümdar-bu hükümdar” diye ayırıp taraf oluyor; ayrışmaya, bölünmeye sebep olacak ifadeler kullanıyoruz. Mesleğimiz ne olursa olsun tarihimizi bilmek, tarihimize objektif ve bir bütün olarak bakmak zorundayız. Tarih kavga etmek için değil, ibret ve ders almak için okunur, öğrenilir.
Tarih sahnesine çıktığımızdan beri -ki bilim insanları M.Ö. 5.000 ilâ 20.000 yıllarına kadar götürmektedir- çok çeşitli inançlara girmiş çıkmışız ve sonunda İslâmiyet’i benimsemişiz. Ama hâlâ farklı dinlere mensup Türk halkları var. Bunu bilip Türklük bilincini buna göre oluşturmak ve diğer Türk halklarıyla ilişkileri de ona göre kurmak zorundayız.
Gelelim derlediğim haberlere… Eğer daha ayrıntılı bilgi edinmek istiyorsanız haber başlıkları ile internetten okuyabilirsiniz.
1.Haber: Göktürk alfabeli mezar taşı
Malatya’nın Arapgir İlçesi Onar Mahallesi’ndeki mezarlıkta bulunan Göktürk alfabeli mezar taşı, köyün eski eserler odasında koruma altında tutuluyor. Üzerinde Göktürk alfabesiyle “Neng ölesi”, yani “her şey fanidir” yazan mezar taşının yanı sıra 21 mezar taşı da korunuyor. Bu taşların üzerinde güneş ve yıldıza benzeyen şekiller dikkat çekiyor. Odada gün yüzüne çıkmayı bekleyen çocuk, kadın, erkek mezar taşları da koruma altındadır…
Onar Köyü Kalkındırma, Tabiat Varlıklarını ve Tarihi Eserlerini Koruma Derneği Başkanı Mehmet Ali Tanrıvermiş; “Mezar taşının bin 300 yıllık olduğunun tahmin edildiğini” belirterek, “Dört harften oluşan Göktürk Alfabesi’nin kazındığı bir mezar taşı. Bu mezar taşı, Şeyh Hasan Onar Türbesi’nin içerisinde bulundu” diye konuştu. (Habertürk,01/09/2018, https://www.haberturk.com/gokturk-alfabeli-mezar-tasi-korumaya-alindi-2126920)
2.Haber: Tunceli’nin Hozat İlçesi’nde geçen yıl çalınan 500 yıllık koç başlı mezar taşı, ekiplerin çalışmasıyla bir evin bahçesinde bulundu.
Çılga köyünde geçtiğimiz yıl arazide yüzey araştırması yapan Tunceli Müzesi görevlileri, tescilli “koç başlı mezar taşı”nın çalındığını fark etti… Hırsızlık olayıyla ilgili her ihbarı değerlendiren ekipler, mezar taşının Buzlupınar köyünde olduğu bilgisine ulaştı. Jandarma desteğinde köye giden ekip, yaptıkları aramada mezar taşını bir evin bahçesinde buldu. …mezar taşı, …kent müzesinde koruma altına alındı.
Müze müdürü Kenan Öncel, “Tunceli’de kültür tarihi deyince akla gelen ilk şeyler koç ve at biçimli mezar taşları. Mezar taşları bölgenin yaşamını ve mezar kültürünü anlatan en güzel örnekler arasında. İlimizdeki birçok mezarlık alanında bu eserleri görüyoruz. Günümüzde bu mezar taşları halen yapılıyor” ifadelerini kullandı. (https://www.aa.com.tr/tr/gundem/tuncelide-calinan-500-yillik-koc-basli-mezar-tasi-bir-evin-bahcesinde-bulundu/2599312)
3.Haber: Türk Tarihi’ni yeniden yazdıracak keşif
Denizli’nin Bekilli İlçesi kırsalında bulunan M.S. 3 ve 4 üncü yüzyıllara ait kaya resimleri ve yazıtların Türklerin 1071’den önce de Anadolu topraklarında yaşamış olduğunun ispatı olduğu kaydedildi.
AFAD Arama Kurtarma teknisyeni Ümit Şıracı tarafından 2 yıl önce bulunan kaya resimleri, Pamukkale Üniversitesi’nden akademisyenlerce incelemeye alındı. “…Yurt dışında kaya resimlerini inceleyen merkezler bulunduğunu” belirten Rektör Kutluhan, “Biz de en kısa zamanda bir merkez kurmayı planlıyoruz. Çünkü Anadolu tarihinin en derin bilgisi kaya resimlerinde saklı. Eğer biz bu tarihi çözebilirsek o zaman nereden geldiğimizi daha iyi anlama noktasında ulaşacağız. Bu bizim başarımız olacak” ifadesini kullandı.
Prof.Dr.Mustafa Beyazıt, “Türkiye’de 30’dan fazla noktada kaya resmi tespit edildiğini ve çalışmaların yapıldığını” söyledi. “Bölgede bulunan kaya resimlerinin ‘tamga (tarihte Türkler tarafından kullanılmış özel işaretler)’ olabileceğini düşündüklerini” dile getiren Beyazıt, “Şu an bölgede yaklaşık 33 figür tespit ettik. Bu figürlerin ayrı ayrı önemi var. Figürlerin milattan önceki çağlardan günümüze yakın bir döneme kadar yapıldıklarına dair ipuçlarımız var. Genel şekillere baktığımızda Şaman motifleri ele alınmış. Bunların ortak özellik olarak bizleri Orta Asya’ya götürdüğü konusunda hem fikiriz. 1071 bizim muhteşem bir zaferimizle Anadolu’nun tapusunu aldığımız bir dönemdir ama 1071’den önce Anadolu’da Türkler var mıydı, bu bir tartışma konusuydu. Kaya resimleri tespitlerimizden net olarak söyleyebildiklerimizden yola çıkarak şunu diyebiliyoruz ki biz 1071’den önce de buradaydık.”
AFAD Arama Kurtarma teknisyeni Şıracı, “kaya resimlerini iki yıl önce doğa gezisi sırasında bulduğunu ve bunu bilim insanlarına bildirdiğini” söyledi. Bölgede eski Türklere özgü mezar taşı (balbal) ve mezarlara (kurgan) da rastladıklarını kaydeden Şıracı, “İnanıyorum ki bu buluntular Anadolu’daki Türk tarihi hakkında yeni bir sayfa açılmasını sağlayacak” ifadesini kullandı (Yeniçağ, 4 Haziran 2022 Cumartesi).
4.Haber: Antik kazıda “Türk” ibaresi yer alan yazıt bulundu
Konya'nın Karatay İlçesi Yağlıbayat Mahallesi’ndeki Savatra Antik Kenti’nde yürütülen kazı çalışmalarında “Türk” ibaresi yer alan yazıt bulundu.
Selçuk Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarımı Bölümü ve Kazı Başkanı Doç.Dr. İlker Işık, “2017’den itibaren yürütülen yüzey araştırmalarında, İslam öncesi erken dönem Türk Tarihi’ne ait yazıtların yanı sıra birçok kaya resmi tespit edildiğini” söyledi.
Işık, “Yakın çevreden getirilen ve milattan sonra 10 veya 11 inci yüzyıla ait bir templon payesi üzerinde, kırmızı aşı boyası ile kazınarak işlenen ‘TORKOP, TURKOPOL (TÜRKOĞLU)’ yazıtını keşfettik” dedi. “Anadolu’da ‘Türk’ adının geçtiği başka bir yazıya bugüne kadar rastlanmadığını, bu eser Anadolu tarihi ve ecdadımıza ait çok önemli bir yazılı belge niteliğine sahiptir. Kaleden getirilmiş olması nedeniyle yazıt üzerinde ‘Türkoğlu’ adının yer alması, burada Bizans dönemi askeri bünyesinde bulunan Türk askerlerinin Savatra’da konuşlandığını, düşündürmektedir. İslam öncesi gruplar halinde gelen Türk boyları, Anadolu’nun çeşitli bölgelerine yerleşmiş ve belli bir kısmı Hristiyanlığı seçerek Bizans ordusu içerisinde lejyon olarak görev yapmış. Bu yazıt, tahminimizce bir Bizans mimari unsuru üzerine işlenerek onların varlığını ortaya koymaktadır.
Kazı çalışmaları kapsamında, Türklere ait çalışmalarını derinleştirdiklerini, bölge etrafında daha erken devirlere ait yazıtlar da saptadıklarını ve bu çalışmaların daha sağlıklı yürütülebilmesi için tercümelerinin akademik bir zeminde ele alınmasını beklediklerini” dile getirdi (Yeniçağ, 4 Eylül 2022 Pazar).
Haftaya devam…