Aileler sınavın sizin için anlamını sorgulayın

Sınavlar sadece öğrenciler için değil, anne-babalar açısından da zorlu bir süreç. Bunu kolay atlatabilmek için ebeveynlere de bazı görevler düşüyor. Sınav kaygısını azaltmak için çocuğunuza nasıl destek olabilirsiniz? Ne yapmalı ve yapmamalısınız? İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Esra Aslan anlattı.

Reklam
Reklam

 

Sınavlar yaklaştıkça evde stres de artıyor. Bu süreç sadece öğrenciyi değil, tüm aileyi etkiliyor. Tabii ki bu noktada anne-babalara bazı görevler düşüyor. İstanbul Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Esra Aslan, çocuklarınıza nasıl destek olabileceğinizi, bu zorlu süreçte kaygılarını azaltmak için ne yapmak ve yapmamak gerektiğini anlattı. Ebeveynlere “Sınavın anne-baba olarak sizin için anlamını sorgulayın” diyen Prof. Dr. Aslan’ın önerileri şöyle: Sınav belli bir zaman diliminde çocuğun o güne kadar nasıl bir öğrenci olduğu, yaşam alışkanlıkları, kişiliği, zekâsı gibi özelliklerinin göstergesi. Kişilik yapılarına bakıldığında bazı öğrenciler soğukkanlı, telaşsız görünür. Bazısının ise, kalbi ağzından çıkacakmış gibi çarpar, eli ayağı birbirine karışır. Bu kısmen mizaç, kısmen sonradan çevre etkisiyle oluşmuş bir kişiliğin göstergesi. Mizaç kısmı genetik etkilere de bağlı olduğundan çok fazla değiştirilemez olsa da çevre etkisiyle oluşan bölüm değiştirilebilir. Bunu bir olay haline getirmek değil, sıradan günlük hayatın parçası olarak görmek, öğrencilerin sınav kaygısını azaltır. Uzmanlarca geliştirilmiş stres azaltıcı bazı taktik ve teknikler uygulanabilir. Sınav sırasında heyecanı kontrol etmek önemli ve öğrenci başarısına olumlu yönde destek olur.

Ancak esas olan ‘bilgi’ ve ‘beceri’. Derslerin günü gününe öğrenilmesi, sınıfta iyi dinlenmesi, tekrar edilmesi, farklıkaynaklardan konunun öğrenilmesi gibi unsurlar sınavda mutlak başarıyı getirir. Özellikle zor denilen sınavlarda sadece ezberleme değil, öğrenilenin üzerinde düşünme, sorgulama ve çıkarımda bulunma gibi beceriler istenir. Bu da eleştirel düşünmemetotlarıyla kazanılır. Bu tip sorular sosyal bilimler alanında çıkabileceği gibi fen ve matematikte de olabilir. Örneğin, ‘Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u almasaydı ne olurdu?’ sorusu sınavda ‘İstanbul’un fethinin önemi’ başlığında sorulur. Bu, her öğrencinin cevaplayacağı bir soru değil. Çünkü verilen şıkların hemen hepsinde doğru bilgiler olur. Bu gibi durumlar için öğrenilen konuların sorgulama, düşünme, yakın okuma gibi tekniklerle çalışılması gerekir. Üstün yetenekli veya yaratıcı öğrencilerin bir kısmı bu metotları kendileri keşfeder ve uygular. Ama normal yetenekli öğrenci için öğrenme mentorluğuna ihtiyaç var.

Bu noktada da ailelere de bazı sorumluluklar düşüyor. Sınavın anne-baba olarak sizin için anlamını sorgulayın. Sınavı çocuğunuz başarırsa, siz neyi başarmış olacaksınız? Yaşamda neyi başardınız, neyi başarmak istiyorsunuz? Cevap sonrası çocuğunuzla kendinizi ayrıştırın. O kendi başına bir varlık ve belki hedefleri, istekleri sizden farklı. Öncelikle bunu olgunluk ve saygıyla kabul etmeniz gerekir. Sınav sonucunda elde edeceği olanakları ve durumu onunla konuşun. Onun bu sınava değer biçmesini sağlayın.

KONUŞMAKTAN ÇEKİNMEYİN

Ayrıca siz de sınav hakkında bilgi sahibi olun. Hangi ders konularıyla ilişkili ne tür, nasıl soruların çıktığını araştırın. Bunları ders kapsamında ne kadar gördüğünü onunla birlikte inceleyin. Eksik konular varsa farklı kaynakları edinin. Ders kitaplarıyla duygusal yakınlık kurun ve mümkünse sevin. Önce öğrencinin nasıl bir kaynağa, ders kitabına ihtiyaç duyduğunu düşünmesi gerekir. Bunu sorarak,onunla tartışarak bulabilirsiniz. Kitabın dili, düzenlemesi, konu anlatımı öğrenci için uygun olmalı. Çalışılacak kaynağı öğrenci önce kabaca gözden geçirmeli, hatta renkli, neşeli ayraçlar ve işaretleyicilerle kendine ait bir metin haline getirmeli. Bu gibi ön hazırlıklar aslında öğrencinin beyninde ‘bilgi için rezervasyon’ yapar. Bunu takiben sınavdaki genel soru tipine göre malzemenin konu kısmı çalışılmalı ve mümkünse örnek sorular çözülmeli. Özetle, önce öğrenme tamamlanmalı sonra deneme sınavı alınmalı. Aksi takdirde öğrenci çözemediği sorularla karşılaştığında sınava çalışmaktan soğuyacak, kendine güvenini yitirecek. Sınav stresini azaltmaya yönelik taktik kullanmayın. Ön hazırlık ve ebeveyn olarak kitap seçiminden sınava çalışmaya kadar öğüt vermenin dışında, bu olayın üzerinde konuşmak, ne ve nasıl yapılacağına dair onunla tartışmak öğrencinin sınav yükünü azaltır. Sınavı konuşulur, başa çıkılır bir seviyeye indirir.

‘Küçük şeylere’ dikkat edin

Sınavdan birkaç gün önce giysi seçimini yapması, kalem silgi, gözlük gibi malzemesini hazırlaması da öğrenciyi, sınav sabahı panik ve telaşından kurtarır. Bu gibi ‘küçük şeyler’e dikkat edin. Sınav yerinin önceden gidilerek ziyaret edilmesi, sınav günü nasıl gidileceğinin belirlenmesi konusunda ebeveyn olarak yardımcı olmak onun stresini azaltacaktır. Unutmayın her sınav şansa bağlı değil, insanların kendine yarattığı şansın sonucunda kazanılır.

3D tekniği

Okul rehberlik servisinde denenen ve işe yarayan tekniklerden biri 3D: Dur, Düşün ve Davran.

DUR: Kitapçık gelince aday birkaç saniye durup önce sorulara bütün olarak bakmalı. İçinde mutlaka çözebilecekleri olduğunu gördüğünde korkusu azalır.

DÜŞÜN: Bildiği ve kolay çözebilecekleri hızlı ama dikkatli yapması gerektiğini düşünmeli. Soruda istenileni iyi anlamalı. Çünkü birçok öğrenci bildiği halde dikkatsiz okuduğu için yanlış yapıyor. Sorunun neyi cevap olarak beklediğini iyi anlamak, satır aralarındaki çeldirici veya ipucu niteliğinde bir bilgi olup olmadığını gözden geçirmek faydalı. Ayrıca şıkların tamamını gördüğünden ve anladığından emin olduktan sonra işaretlemeli.

DAVRAN: Doğru bildiğinden emin olduğu ilk sorudan cevaplamaya başlamalı. Atladığı soruların başına minik işaretler koyarak sonra ona dönmeyi kolaylaştırmalı. Tüm sorular bitince başa dönüp yanıtsızları cevaplamalı. Yine taktik “en kolay ve en az zaman” harcama ilkesi olmalı. Kâğıdını teslim etmeden isim ve kişisel bilgileri gözden geçirmeli.