Bakan Avcı'dan üniversite sınavı açıklaması
~~
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, tek bir üniversite sınavının pedagojik açıdan doğru olmayabileceğini söyleyerek, “4 yıllık performansına bakarak öğrenci almak başka bir şey, gireceği yıl yapılan iki sınav sonucunda öğrenci almak başka. 4 yıllık performans daha iyi gösterge sağlar. Bizim de orta vadede niyetimiz, öğrencilerin bu 4 yıllık performanslarına bakarak üniversiteye girebilecekleri bir düzeni oluşturmak. Ama bunun için hem fiziki hem beşeri altyapının biraz daha gelişmeye ihtiyacı var” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 12 yıllık eğitimden üniversite giriş sistemine kadar eğitimle ilgili birçok konuda açıklamalar yaptı. Üniversite giriş sınavlarını acımasız bir rekabet alanı olmaktan nispeten çıkardıklarını belirten Avcı, ancak ister istemez birtakım üniversiteler arasında nitelik farkı olduğunu ve bundan kaçınılamayacağını vurguladı. Avcı, yarışın artık, üniversiteye girmek üzerine değil, üniversiteler içerisinde en nitelikli bölümlere girmek üzerine olduğunu söyledi. Tek bir üniversite sınavının pedagojik açıdan doğru olmayabileceğine dikkat çeken Avcı, şöyle konuştu:
“TEOG sisteminde yaptığımız gibi, bütün bir lise eğitimi boyunca gösterilen performansa bağlı olarak çocuklar üniversiteye gidebilirlerse daha sağlıklı seçimler yapmış olur. Üniversiteler de öğrenciyi daha iyi tanıyarak alacak. 4 yıllık bir performansına bakarak öğrenci almak başka bir şey, gireceği yıl yapılan iki sınav sonucunda öğrenci almak başka bir şey. Dolayısıyla 4 yıllık bir performansın değerlendirilmesi, daha sağlıklı olur. Adaylar, bu sürede 'evet benden iyi bir mühendis, veteriner, spor yöneticisi, hariciyeci olur' diyebilir. 4 yıllık performans daha iyi gösterge oluşturur. Bizim de orta vadede niyetimiz, öğrencilerin bu 4 yıllık performanslarına bakarak üniversiteye girebilecekleri bir düzeni oluşturmaktır. Ama bunun için hem fiziki hem beşeri altyapının biraz daha gelişmeye ihtiyacı var.”
Tabletler sayesinde öğrencilerin ilgilerini ölçeceğiz
Tablet bilgisayarlardan öğrencilerin hangi dersle ne kadar zaman ayırdığının, ilgi gösterdiğinin ve istekli olduğunun ölçülebilecek duruma gelindiğini anlatan Avcı, “Yani bir çocuğumuzun matematik başarısını ölçebileceğimiz gibi aynı zamanda matematik konusundaki gayretini de oradan süzebileceğiz. Buna ilişkin programlar geliştiriyoruz” dedi.
Ayrıca Avcı, sınıftaki öğrenci sayısını 30'un altına indirdiklerini, okullarda tekli eğitime geçildiğini, öğretmenlerin aynı zamanda her öğrencisinin özel durumunu görebilecek ve gayretini değerlendirebilecek durumda olduğunu, üniversiteye girişleri daha sağlıklı yapabilir hale geleceklerini anlattı.
MEB en istikrarlı dönemini yaşıyor
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 13 yılda bakan sayısı olarak en istikrarlı dönemini yaşadığını söyleyen Avcı, Hüseyin Çelik'in, Hasan Ali Yücel'den sonra en uzun süre görev yapan Milli Eğitim Bakanı olduğunu hatırlatarak, 1987'de yaptığı bir hesaplamayla bakanların ortalama bakanlık süresinin 11 ay olduğunu, Tevfik İleri ve Hasan Ali Yücel çıkarıldığında bu sürenin 9 aya düştüğünü söyledi. Avcı, 2.5 yıldır bakan olduğunu, cumhuriyet tarihinde 2.5 yıl görev yapan bakan sayısının iki elin parmağını geçmeyeceğini vurgulayarak, “Kaldı ki biz aynı partinin bakanlarıyız. Yani aynı programa bağlı olarak çalışan bakanlarız. Söylendiği gibi bakandan bakana değişen giriş sistemleri de olmamıştır” dedi.
Türkiye eğitimde son 12 yılda büyük başarı sağladı
Özel okullarda eğitim alacak öğrencilere verilecek teşvikin Hüseyin Çelik döneminde gündeme geldiğini, o zamanki Cumhurbaşkanı tarafından “belli bir cemaatin okullarını finanse etmek için özel olarak geliştirilmiş irticai bir proje” diye veto edildiğini hatırlatan Avcı, OECD'nin ve Dünya Bankası'nın açıkladığı raporlara değinerek şöyle devam etti:
“Son 1 ay içerisinde, Türkiye'yle ilgili bir sürü olumsuz şeyin servis edildiği bir ortamda, OECD çıkıyor diyor ki 'son 12 yılda Türkiye eğitimde büyük başarılar sağladı'. Bunu OECD, Dünya Bankası söylüyor. Japon Eğitim Bakanı buraya geldi ve bir arkadaşımız 'Türk eğitim sisteminde örnek alacağınız bir şey var mı?' diye sordu. Muhtemelen bu soruyu soran arkadaşlar bekliyor ki 'Türk eğitim sistemi nerede, biz neredeyiz' diyecek. Ancak Bakan dedi ki; 'Evet var. 12 yıllık eğitime geçişi büyük bir başarı olarak görüyorum. Sadece biz değil pek çok ülke bunu hayranlıkla izliyor.’ Türk eğitim sistemiyle ilgili pek çok övücü şeyler söyledi. 6 ay önce İtalya'da dijital teknolojilerin eğitime uyarlanması toplantısında, Türkiye ile iftihar ettim. FATİH Projesi öncesinde tartıştığımız ama projeyle uygulamaya başladığımız pek çok konuda hala onların nerelerde, nasıl bulanık bir kafa karışıklığı içinde olduklarını ve Türkiye'nin yaptıklarını duyunca nasıl gıpta ettiklerini görüyorum. İtalya'da FATİH Projesi'ne ödül verdiler. Buraya gelen her yabancı eğitim bakanı 'FATİH projesinde birlikte ne yapabiliriz?' diye soruyor. Dolayısıyla Türkiye eğitimde son 12 yılda çok ciddi başarılara imza attı.”
A.A.