Din alimi değilim..Din konuusunda da ahkam kesecek durumda da değilim..Bu yazımın tek amacı var..
Amacım bu gün ülkemizde din alimi olduklarını söyleyenler,İmamlar,Din hocaları,ilahiyatçılar ve özellikle de dini duygularının hassas oldugunu söyleyen siyasetçilerin Müslüman Türk Milletine karşı dinimizi nasıl kullandıklarını herkese göstermektir.
Medine vesikasını hepimiz duymuşuzdur..
İslam Tarihinde İlk Yazılı Anayasa:Hz Peygamberimiz Medine'ye varır varmaz ilk yaptığı işlerden biri ,Medine ve çevresinde yaşayan ve birbirine düşman olan unsurlardan ,barış içinde yaşayan düzenli bir millet oluşturmak olmuştur..
Deyim yerindeyse Hz Muhammet””S.A.V”bu çalışmasıyla Medine'de yaşayan herkesin hak ve sorumluluklarını içeren ,bu gün adına Anayasa dediğimiz sözleşmeyi hedeflemiştir..O gün Medine'de Müslümanlar azınlıkta ,diğer gruplar,yani yahudiler coğunluktaydı..Öyle bir sözleşme hazırlandı ki yahudiler memnunlukla kabul etmek zorunda kaldılar..
Medine sözleşmesine dikkatle baktığımızda Hz.Muhammet'in Allah'ın kendisne öğrettiği siyaset ile insanlığın temel sorunlarını çözecek kuralları ve insani değerleri asla göz ardı etmeyen bir sözleşme hazırladığını görüyoruz..Bu sözleşmenin temel üç ilkesi olduğunu da söylemeliyiz..
ADALET,
LİYAKAT,
EHLİYET..
Bu üç ilkenin ne kadar önemli olduğunu bugün ülkemizde yaşanılan olaylar gösteriyor..Görev başında olanlar adaletli,liyakatlı,ehliyetli olsaydı,15 Temmuz akşamı Türk Milleti'ne haince pusu kuran kahpelere fırsat verilir miydi?Neyse dönelim esas konumuza;
Dünyanın ilk Anayasası olan medine sözleşmesi ;vicdan özgürlüğünü esas almıştır..Dayandığı metin ise Kur-an-nın insanları özgür yaratması olmuştur..Özgür insan..Yer yüzünün halifesi olan insan..İradesi kendinde olan insan..Doğruları ve yanlışlarını aklını kullanarak gören insan..Ahlak temeli üzerinde hayatını inşa eden insan..
Medine vesikası 47 madde..Toplumun her türlü ihtiyacına temas eden ve bütün sorunları çözme kapasitesi olan bir sözleşme..Bu vesikanın en önemli maddesi ise “”ADALET”” olduğunu görüyoruz..Dikkat ediniz Dindarlık ya da dini inanç en önde yer almıyor..Adaletin olmadığı yerde hiç bir iş başarılamayacağını asırlar önce İslam Peygamberi ifade ediyor ve hazırladığı Anayasanın ilk maddesinin “”adalet”” olduğu özellikle belirtiyor..
Temel ahlak kurallarının ,evrensel insan haklarının o dönemde nasıl korunduğunu Hz Peygamber şöyle ifade ediyor..””Hiç kimse din,dil ,ırk ve renk farkı gözetmeksizin herkes eşit ve özgür vatandaş statüsündedir..”” Ne mezhep var ne din ayrımı ne de ırk ayrımı var..İnsan temelli ve insanın özgürlüğüne değer veren bir anlayış..
Asırlar sonra İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin tamamı Medine Sözleşmesinin kelime kelime aynısı olduğunu görüyoruz..
Şimdi geliniz birlikte düşünelim..Türkiye dahil hangi İslam ülkesi bu sözleşme hükümleriyle yönetiliyor?
İslam Ülkeleri adaletle yönetiliyor mu?
Bir belde de Adalet yoksa,o beldeyi yönetenler adaletli davranmıyorlarsa ,bu kişileri müslüman diye adlandırabilir miyiz?
Belde yöneticileri İslam'in temel ilkesi olan ahlak kaydelerine uymuyorlarsa ,İLAHİ ADALETİN tecelli etmesi mümkün mü?
Bir başka önemli bir soru;Yüce Allah Kitabımız olan KUR-AN-I KERİM'DE “”Ben çalışanı veririm ..”” İFADESİNİ NİÇİN KULLANIYOR?
Çalışmanın en büyük ibadet olduğunu niçin din alimleri,hocalar,ilahiyatçılar söylemiyorlar?
Piyasa da anlatılan İslam'ın gerçek İslam olmadığını niçin koca koca ilahiyat profesörleri analatmazlar?
Yüce Yaratan vahiy yoluyla Peygamberimize gönderdiği ilk ayetin “”OKU””olmasının manası neden açıklanmıyor?
Bizler inanç sahibi olmak ve inanmak zorundayız..İnansız insan boş bir teneke gibidir..İnançsız insan pusulasız,dümensiz gemiye benzer.Önemli olan dinimizin doğru okunmasını ve anlaşılmasıdır..
İslam dini hepimizi doğruları yapmaya sevk eder..Ahlaklı,namuslu,dürüst ve hepsinden önemlisi adaletli davranmaya bizi mecbur eden Mübarek dinimiz İslamiyet'i ne zaman ilahi kurallar çercevesinde anlar ve aynı zamanda yaşarsak gerçek kurtuluşun ilacını bulmuş oluruz.
Yüce Allah Müslüman Türk Milleti'nin ve İslam aleminin yar ve yardımcısı olsun..