Önce iftiranın ne demek olduğunu kısaca açıklayalım...
Sözlükte "yalan söylemek, uydurmak, asılsız isnatta bulunmak gibi" anlamlara gelen iftira, ahlâk terimi olarak bir kimseye işlemediği bir suçu isnat etmek demektir.
İftira suç mudur? Evet İslamiyete göre en büyük suçtur, aynı zamanda da Allah tarafından affedilemeyecek kadar ağır bir GÜNAHTIR.....
Hukuk ve ahlâkta iftira yerine daha çok ifk ve bühtân terimleri, zina iftirası için de kazf kelimesi kullanılır. Kur'ân'da iftira ve aynı kökten gelen kelimeler elli dokuz yerde geçmektedir. Bu âyetlerden birinde Allah'ın, kendisine ortak koşma dışında dilediği kimselerin bütün günahlarını bağışlayacağı ifade edildikten sonra, "Allah'a ortak koşan kimse yanlış bir inanç uydurup büyük günah işlemiş olur" denilmektedir (Nisâ, 4/48). Bir diğer âyette ise "Kim bir hata yapar veya kasıtlı günah işler de onu bir suçsuzun üzerine atarsa büyük bir bühtan ve apaçık bir günah işlemiş olur" (Nisâ, 4/112.) buyrulmak suretiyle iftiranın ne denli büyük bir günah olduğuna dikkat çekilmiştir.
Hadislerde, büyük günahlar arasında, kötülükten habersiz iffetli bir kadına zina iftirasında bulunmak da sayılmıştır (Buhârî, Vesâyâ, 23). Mü'minleri kötü huy ve davranışlardan uzak tutma gayreti içinde olan Hz. Peygamber onları iftira konusunda da uyarmış, iftiranın insanın âhiret hayatını iflasa götürecek olan kul hakları arasında yer aldığını belirtmiştir (Müslim, Birr, 60). İslâm'da iftira haram kılındığı gibi asılsız olması muhtemel haberler doğruymuş gibi kabul edilerek bunları araştırmadan inanmak da yasaklanmıştır (İsrâ, 17/36; Hucurât, 49/6).
İftira konusunu anlamak için din adamı ya da İlahiyatçı olmamıza gerek yoktur.İnsanlığa zararlı ne varsa ,temelinde cehalet yatar. Her nedense Müslüman ülkelerde son çağda kan ve göz yaşı hiç dinmiyor.Bunun nedenini araştırmak hepimiz için önemli bir insanlık vazifesidir.
BİAT KÜLTÜRÜ ile büyümüş toplumlarda sorgulama yönetiminin yer almadığına şahit oluyoruz...Bu kültürün yer aldığı gruplar ise değişik adlar altında İslami faaliyetlerde bulunan CEMAATLERDİR.. Cemaatlerin önde gelenlerinin söyledikleri her şey doğru ve kutsal kabul edilir. Aslında sıkıntı da bu noktadan itibaren başlamış olur.
Halbuki kuran BİAT Kültürünün karşısındadır. Kur-an'da en BÜYÜK İBADET “”DÜŞÜNMEKTİR..”” denilmesine rağmen sözde din adamları, Cemaat önderleri ve özellikle de teoloji eğitiminden geçen İlahiyatçıların büyük bir bölümü İslam ile ilgili doğruları inançlı insanlara anlatmıyorlar. Bir yerde de düşünen insanın bunlara da ihtiyacı yoktur. İsteyen her kişi ,arzu ettiği konuda iletişim araçlarını kullanarak doğru sonuca ulaşabilir. Doğru neticeye varmanın ilk başlangıç şartı ise "OKUMAK”tan geçer.
Türk Milleti olarak okumaktan uzak bir toplumuz. Okumayı ,okullarımızda her nedense bir türlü alışkanlık haline dönüştüremedik. Yıllarca Eğitim ve Öğretim alanında görev yaptım. Niçin okumayı gençlerimize öğretemedik ? Sorunun cevabını eğitim sisteminde aramalıyız, diyorum.....Bizim eğitim sistemimiz; maalesef vahşi hayvanları ehilleştirmek için kullanılan yöntemleri içinde barındırmaktadır. Buna rağmen öğretmenler olarak bizim de sorumluluklarımız vardır.
Bilgisiz olan topluma her yanlışı, doğru olarak aktarmak mümkündür. Yanlışı daha sonra düzeltmek çok zor olur. Felaketlere yol açmaya dahi sebep olabilirsiniz..
Doğru bilginin egemen olmadığı toplumlarda anarşi, terör, her türlü kötülük, kaos, huzursuzluk, 15 Temmuz'da Ülkemizde yaşadığımız insanlık dışı,vahşet manzaralarının görülmesi asla tesadüf OLAMAZ...
İnsanoğlu suç işlemeye meyillidir..Bunu söylemekle suçun meşrulaştırılması manası çıkarılmamalıdır..
Devlet adı verilen kurumun birinci görevi; suç işlemeye meyilli olan insanları,grupları ,cemaatleri önce yasalarla uyarmak sonra izlemek ,takip etmek ,yapacakları olumsuz eylemlerin önüne geçmek ve her türlü önlemleri almaktır. Gerektiğinde de kanunlar ve kurallar içerisinde suç işleyenleri normal yaşamdan alıkoymaktır..Devlet bu tür işlemleri icra ederken de adil ve adaletli olmalıdır. Suçluyu ve ya suçsuzu elindeki imkanları kullanarak ayırt etmelidir.
Devlet kurumunu yönetenler vatandaşını yanlışa sevk edemezler. Kısaca şu çağrıyı yapmak bir devlet yöneticisi tarafından söylenemez; "Adını yazmaktan dahi imtina ettiğim pislik terör eylemcisine bir zamanlar “”destek olanları ihbar ediniz..””Resmen bu yaklaşım vatandaşı iftira etmeye zorlamaktır..Bu davranış ağır bir vebaldir..Halkımız arasında iftira furyası başlarsa ki “”başladığı söyleniyor”” o zaman bu topraklarda kaos olur..Allah korusun..Halk birbirine girer..
HAİN ,SATILIK, KAHPE, MÜSLÜMAN TÜRK DÜŞMANI VAHŞİ YARATIKLARIN BAŞARAMADIKLARINI GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLURUZ...BUNA HİÇ KİMSENİN HAKKI YOKTUR..
Son günlerde yaşadığımız olayın arkasında devletimizi yönetenlerin hatası var...Bir an önce Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler ,bu ülkede söz sahibi olanlar ;
1-MİLLİ EĞİTİMİ KİŞİLERE,GURUPLARA,CEMAATLERE,VAKIFLARA TESLİM ETMEKTEN HEMEN VAZ GEÇMELİDİRLER..
2- DİNİ EĞİTİMİ DE NE OLDUKLARI BELLİ OLMAYAN CEMAAT ADI ALTINDA FAALİYETTE BULUNAN VE SAYILARI 18 OLAN CEMAATLERİN ELİNDEN ALMAKTIR..BAŞKA TÜRLÜ NE MİLLİ EĞİTİMİ NE DE DİNİ EĞİTİMİ ŞER GÜÇLERİN KONTROLÜNDEN KURTARAMAYIZ..