Aday öğretmenlerin asaleten atanmalarına dair süreçte son yıllarda yapılan mevzuat değişiklikleri hepimizin malumudur. Buna göre aday öğretmenler önce yazılı, sonra da sözlü sınava yani mülakata alınarak başarılı olurlarsa asaleten atanabileceklerdir.
Mevzuatta yapılan bu düzenlemede mülakat yapılacağını gören malum sendikamsı, yandaş, makam-mevki gaspçısı, kul hakkı tanımaz güruh hemen harekete geçerek, bu yasal düzenlemeyi ahlaksızca kendi lehine kullanmaya başladı. Hatta öyle ileri gittiler ki aday öğretmenleri okullarda kapalı kapılar ardına toplayarak “bakın arkadaşlar, asaleten atanmanız için bize üye olmanız gerekir, bizim fikrimize yakın olmasanız dahi bize üye olduğunuz takdirde mülakat sınavında sizlere her türlü yardımı yaparız, yazılı sınavların cevaplarını sizlere veririz. Aksi takdirde memuriyetiniz tehlikeye girer. Yapacağınız tek şey sendikamıza ait şu üye formlarını imzalamak.” vb. şekilde Müslümanlıkla alakası olmayan, ahlak, şeref ve namus kaidelerine aykırı bir tarzda aday öğretmenlerimize aba altından değil direkt olarak sopa göstererek baskı yoluyla üye yapmaya başlamışlar. Her okuldan stajyer/aday öğretmen sayısına göre 10 dakikada 10-15 üye toplayarak güya sendikacılık yaptıklarını zannediyorlar.
Bu ahlaksız, namussuz güruhun bu ilk tehditleri değil. Bunlar daha önce idareci atamalarında da aynı baskıyı ve aynı ahlaksız teklifi 30 yıllık yöneticilere yaptılar. Ancak bu sefer ki daha aşağılıkça ve ahlaksızca bir teklif… Şöyle ki; belki de 10 yıldır atama bekleyen öğretmen adayları, göreve atanmalarına sevinirken bir yandan da ekmekleriyle oynayabilecek bu timsahların, sırtlanların salyalı ağızlarında, kanlı pençelerinde birer av konumuna düşürülmüştür. Mülakat komisyonlarının ne şekilde işlediği herkesçe malumdur. Milli Eğitim Bakanlığımızın, henüz daha mesleklerinin baharındaki bu öğretmenlerimizi bu kuduz sırtlanların kanlı dişlerinden kurtarması gerekmektedir. Aksi takdirde, mesleğinin başında bu ahlaksız teklife boyun eğmek zorunda kalan öğretmenlerimizin, ülkemizin geleceği olan nesilleri hür, özgür iradeye dayalı olarak yetiştirmesi düşünülemez. Bu ahlaksız teklif, ülkenin geleceğine koyulan dinamittir, ahlaksız nesillerin yetişmesine atılan adımdır! Bu ahlaksızlığı yapanların asaleten memuriyete atanırken ettikleri yeminleri ve özellikle bu yeminin son cümlesini hatırlamaları faydalı olacaktır.
Şimdi hepinizin aklında bir soru; bu ahlaksızlığı, namussuzluğu yapanlar kimler? Bunu bana mı soruyorsunuz? Okullarda birçok sendikacı, öğretmenler odasında alınteriyle derdini anlatıp, üye yapmaya çalışırken bu ahlaksızlar öğretmenler odasına dahi girmeye cesaret edemeyen, konuşacak sözü, elde ettiği kazanımı olmayan bürokrasinin kanburu mahlûkatlardır. Bunların sendikacılığı, yönetici atamalarında kendilerine gebe olan müdür ve müdür yardımcılarının odalarında çay-kahve içip, belediyelerden sağladıkları lokum ve çikolata paketlerini ağızlarından salya akarak yemekten ve hep birlikte sırıtarak makam odalarında fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşmaktan ibarettir. Zannediyorlar ki bu devran böyle devam edecek. Bu sürüngenlerin yaptığı her şeyin hesabı birgün sorulacak! Bu dünyada olmazsa mahşerde sorulacak, ama hesabı sorulacak!
Son sözüm aday öğretmenlerimize; değerli öğretmen adayı arkadaşım, size bu aşağılık teklifle, baskı ve tehditle gelen ve uzun vadede bu ülke için en az terör kadar tehlikeli olan kuduz sırtlanlara bu fırsatı vermeyin! Bu ahlaksızlığı yapanları, sizleri ayrı bir odaya toplayıp tehdit edenleri, bu sırtlanlara ayakçılık yapan, peşkircilik yapan okul yöneticilerinizi hep birlikte tutanak tutarak savcılıklara, idari makamlara şikayet edin. Veya bu konuda namuslu hareket eden sendikalara ulaşarak hukuki yardım isteyin. Unutmayın ki rızık Allah’tandır. Bu baskıya, tacize, mobinge ses çıkarmazsak bu kuduz sırtlanlar hergün daha da azarak bu namussuzlukları yapmaya devam edeceklerdir.
Karar senin…