1974 lerde tanıdım onu.
Heyecanlı atak ve korkusuz. Tabiri caizse tam bir deli fişek. Öbür yandan duygulu sevdalı ve vefalı bir insandı.
Felsefe bölümünde derse girmekten zorlanıyoruk. Mehmet Yaprakla neler yapabilecegimizi düşünürken Gültekin geldi.
Ne dusunuyorsunuz?
Derse girelimmi girmeyelimmi? Ne olacak böyle?
Hadi gidelim.dedi Gültekin.
Nereye gidelim? Sınıfta enaz 50 kişi var..Nasıl gireceğiz. Bizi döverlerse dedik.
Ya yürüyün dedi.Ölumden ötesi yokya.
Bir sopa bulduk.3 kişi sınıfın önüne geldik.. Sopali bir kişi asansörün orada bekleyecek.diger iki kişi sınıfa girecektik. Mehmet asansörün orda kaldı. Biz sınıfa daldık. Ellerimiz boş bellerimizde...
Kimse yerinde kıpırdamasın. Su anda DTCF Ülkücüler tarafından zaptedilmistir.Teker teker çıkıp aranıza bakmadan zafer çarşısı kadar kosacaksınız.Durursanız sizin için iyi olmaz dedik.
Elebaslarını önceden çıkardık. Blöf yaptıgımız anlaşılırsa bizim için iyi olmayacağını biliyorduk.
O gün DTCF Herkesin huzurla okuduğu bir fakülte haline geldi.
Aradan yıllar geçti. Aydına yolum düştü. Ev adresi vardı. Vakit çok erkendi.Adnan Menderes Bulvarinda dolasayım dedim.Küçücülk bir köpek ayaklarimi koklamaya başladı. Huylandım. Kafamı kaldırıp baktım Gültekin.
Gülmeye başladım. Sakalastık.
Yoğun bir hayvan sevgisi olduğunu öğrendim. Sonra hep görüştük.
Son nefsine kadar tavizsiz bir Türk Milliyetcisi olarak yaşadı. Doğruları ni ve dusunduklerini hep yazdı.
Öğrendim Gültekin Hakka yürümüş. Kızı ayça yla konuştum. İlk defa teselli edecek cümleleri kuramadım.
Mekanın Cennet olsun kardeşim. Başta ailesine.DTCF Ailesine hataylilara ve camiasına başsağlığı diliyorum.
Rabbim merhametini esirgemesin .