Bu sapık, son yıllarda şeytani ve felsefi kelime oyunlarıyla, saysız saf ve ahmağı kitleler halinde kandırıp bir yerlere hizmet etmektedir! Bu gibi insanları benimseyip savunanları anında sayfamdan siliyorum.
TÜRK MİLLETİNİN İKİ MUSTAFA'SI VARDIR.
Türk milletinin iki Mustafa’sından ilki, iki cihan güneşi Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’dır,
Diğer ikinci Mustafa’mız ise Mustafa Kemâl Atatürk’tür.
Birinci Mustafa'mız (sav), Şeytanın istilâsından gönüllerimizi,
İkinci Mustafa’mız da, Sevr sonrası müstevlilerin işgâlinden vatanımızı kurtarmıştır.
Bazı Türk düşmanı utanmaz kişiler, ''Türklüğü ve Türk milliyetçiliğini ayaklarımın altına aldım'' diye yırtına dursunlar. Peygamber Efendimizin Türklerle tanışıklığı daha MİRAÇ’ta iken, Abdülkerim Satuk Buğra Han ile başlar. Peygamber Efendimiz, Miraç'ta gördüğü kişinin kim olduğunu sorunca, Cebrail Aleyhisselâm kendisine; ''Bu kişi Türk Abdülkerim Satuk Buğra Han'dır, üç yüz yıl sonra gelecek ve senin dinini yayacaktır''der.
Bugün Türk’ün İKİ MUSTAFA'SINA karşı sistemli bir saldırı başlatılmış olup, her iki Mustafa’mıza da İslâm’ı kullanarak saldırılmaktadır. Yâni saldırıda daha çok Fesli gibi Müslüman görünümlü münafık tarihçiler, say özürlü İlâhiyatçılar ve İslâmi geçinen yavşak Yazarlar öne çıkarılmaktadır.
Bir de, Cumhuriyetten yanaymış gözüküp, Emevilerin aleyhine konuşarak itimat kazanan İlâhiyatçı bozuntuları var ki, bunların her biri aslında Emevilerden çok daha sapık, çok daha mide bulandırıcı birer İBLİSTİRLER!
Bu yazıyı, ''Ölülere Kur'an okunmaz, ölü duymaz'' diyen, bunla da kalmayıp,Süleyman Çelebi’nin, Peygamber Efendimize methiye olarak yazdığı MEVLİD-İ ŞERİFİ alaya alan ve Mevlid ile çok çirkin ve ahlâksızca dalga geçen, Mevlidden pasajlar okuyarak pis pis sırıtan sözde ilâhiyatçı, özde soytarı olan bir PORNOFOSÖRE cevap olarak yazıyorum ve kendisine buradan soruyorum;
Daha birkaç yıl önce FETULLAH GÜLEN diye biri vardı ve bu adamın görevi, ‘’Medeniyetler Arası İttifak- Dinler Arası Diyalog- İnanç Turizmi- Kültürler Arası İttifak’’ gibi ABD ve VATİKAN tuzaklarıyla Türk gençliğine Hz. Muhammed’siz bir İslâm’ı benimsetmek için, AKP’nin de sınırsız desteğini alarak büyük gayretler gösteriyordu. FETÖ bittikten sonra, Fetö’nün PEYGAMBER DÜŞMANLIĞI GÖREVİ size mi verildi?
Suret-i haktanmış gibi gözükerek, Hz. Muhammed’in sevdasıyla tutuşan Türk milletinin iman dolu gönüllerine şeytâni kelime oyunlarıyla zift döken ilâhiyatçı bozuntusu söz de Öğretim Görevlisi zat! Sen ve senin gibi sapıklar önce şunu bilesiniz ki;
Bu gece, iki cihan güneşi ve kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın teşrifiyle dünyayı şereflendirdiği bir gecedir. Allah’a açılan ellerin boş çevrilmediği, zikir, dualar ve ibadetlerin Allah katında kabul gördüğü, gecenin nuruyla ruhların cezbe hali yaşadığı, kardeşliklerin zirve yaptığı, dostlukların daha da perçinlendiği, ölülere rahmetler niyaz edildiği, mânevi coşkunluğun haneleri ve gönülleri kapladığı müstesna bir gecedir.
EY SAPIK!
EY MEVLİD DÜŞMANI!
EY TÜRK OLMAYAN İLÂHİYATÇI HOCA MÜSVEDDESİ!
Türk milletinden başka bir millet ismi söyleyebilir misin ki, kışladaki askerine, Peygamberimizin ismi olan "MEHMETÇİK’’ ismini vermiş olsun?
Söyleyemezsin ey sapkın hokkabaz!
Çünkü bu bir aşk, sevda, soyluluk ve Hz. Muhammed’e karşı beslenen muhabbet işidir ki, bu aşkı ve bu Peygamber sevgisi Türk’e has bir yüceliktir.
BİZ TÜRKLER, BU İMAN VE BU PEYGAMBER AŞKIYLA;
1071 Malâzgirt Ovasında Bizans Kralı Diyojen’i esir alıp, Anadolu’yu Türk’e tapuladık…
İstanbul’u alarak Hıristiyan Batı’nın bağrına hançer sapladık…
Tuna boylarında Allah Allah nidalarıyla at koşturduk, Bir yaz günü Tuna’dan kafilelerle geçip, bin atlı akınlarda çocuklar gibi şen olduk…
Nice krallara baş eğdirip nice başlardan taç aldık, nice başlara taç giydirdik…
Çanakkale’de yedi düvele boğazın karanlık sularını mezar eyleyip, 9 Eylül 1922 de ise, Batı’nın şımarık veledi Yunan’ı İzmir’den denize döktük…
Bu Allah aşkı,
Bu Muhammed Mustafa sevdası,
Ve bu asil kan ve bu Türklük şuuru bizde var olduğu müddetçe, genlerimizde mevcut olan Türklük mağması her an kızgın lavlar gibi akacak ve yeni yeni Çanakkale Destanları yazarak;
Türk’ün kimliğine, Türk’ün vatanı ve devletine düşman olan hârici ve dâhili düşmanlara ve de Türk’ün üzerine uhabbetle titrediği Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’sının övüldüğü SÜLEYMAN ÇELEBİ’nin MEVLİD-İ ŞERİFİNİ alaya alan sahte ve sapık İLÂHİYATÇILARA karşı gereken en ağır tokadı indirecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
TÜRKLER VE PEYGAMBER SEVDALARI
Allah’ın Mâide- 54 de övüp sevdiği ve İslâm’a bayraktar kıldığı büyük ve şanlı Türk Milleti, Hz. Muhammed aşığı müstesna ve mümtaz bir millettir.
MEVLİDİ YAZAN SÜLEYMAN ÇELEBİ BİR TÜRK’TÜR!
O’nun yazdığı MEVLİDİ yazmak hiçbir millete nasip olmamıştır. Bu ise, Türk’ün yüksek imanından, Muhammed Mustafa’ya karşı olan muhabbetindendir, asaletindendir, soyundan gelen hasletindendir.
Peygamber Efendimize karşı olan bu aşk ve muhabbetimizi asla kaybetmeyelim!
Bazı sapık, kanı bizden olmayan, Türk milletine karşı en küçük bir mensubiyet şuuru taşımayan ve de fanilalarının altında, dedelerinden emanet gizli HAÇ KOLYE taşıdığı halde İlâhiyatçı geçinen Hz. Muhammed düşmanlarının, televizyon konuşmalarına, salon konferanslarına, vaaz, nutuk ve sözlerine kanarak Hz. Muhammed’e karşı gönüllerimizde yer bulan bu aşkı, muhabbeti, bu sevdamızı kaybedersek, biliniz ki;
Vatanımız ve devletimizden, kimliğimizden, asâletimiz ve imanımızdan olur, nihayetinde ise MİLLİ VE DİNİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ kaybederiz.