Bu güzel hikayeyi bir okurum göndermiş, kendisine çok teşekkür ediyorum…
Kendisinin izni ve onayıyla, olduğu gibi, siz çok değerli okuyucularım ile paylaşıyorum:
Kurt, puslu bir havada sessiz sessiz yürüyormuş. Kendi kendine hem gidiyor hem de söyleniyormuş: “Havayı yine puslu yapanlar bedelini ödemeli.”
Çok haksızlığa uğradığından içinde bir ürperti varmış. Soğuk bir kış gecesi olduğu için kar yağışı nedeniyle bedenine vuran beyaz ışıklardan nerdeyse kemikleri sayılıyormuş..
Patikaya doğru ilerlerken birden bire iyi beslendiği her halinden belli olan, heybetli ve tüyleri oldukça bakımlı bir köpekle karşılaşmış ve ona
“Böyle zorlu şartlarda bile nasıl bu kadar bakımlı görünebiliyorsun?” diye sormuş.
Köpek “Kolayı var Kurt kardeş.
Sana anlatayım, sen de istersen benim gibi olursun” demiş.
Kurt “Dinliyorum” demiş.
“Sahibim bana gündüzleri tasma takar, geceleri ise serbest bırakır..
Çünkü gündüzleri pek işine yaramam.Ama geceleri evini korurum.
Ardından da karnımı bir güzel doyurur.
Evin hizmetçileri de beni besler. Bazen de sahibimin tabağından kalanları yerim.
O yüzden de sağlıklı ve bakımlıyım. Çevik olduğumdan da başarılı oluyorum.” demiş.
Kurt, köpeğe dönerek: “Senin adına sevindim Köpek kardeş.
Tüm yiyecekler ve başarılar senin olsun.
Ben özgürlüğümü ve başarılarımı bunların hiçbirine değişmem. Ne için olursa da olsun,
boynuma kimse asla tasma takamaz.” demiş.
Köpek dayanamayıp hayretle sormuş: “Peki, sen nasıl beslenir ve başarılı olursun?”
Kurt başını kaldırmış ve cevap vermiş:
“Hakkım olanı almak için boyun eğerek, senin gibi yalakalık yaparak değil, Savaşarak kazanırım.
Kazandığım zaman da etrafıma senin gibi köpekler gelir, zaferime sonradan hep ortak çıkmaya kalkarlar.. Ama fırsat vermem.
Çünkü Köpek kardeş, kim savaşırsa zaferi de o kutlar”…