Bundan tam 72 yıl önce bugün Potsdam Konferansı başlamıştı. II. Dünya Savaşı sonunda 17 Temmuz – 2 Ağustos 1945 arasında, artık galip gelecekleri kesinleşen Müttefik liderlerin son buluşmasıdır. Nazi Almanya’sının teslim olmasıyla Avrupa'nın yeni siyasî durumunu görüşmek üzere İngiltere, ABD ve SSCB liderleri, Avrupa'nın paylaşımından mümkün olduğu kadar kârlı çıkabilmek için ellerindeki tüm kozları oynamak üzere bir araya gelmişlerdir.
Konferans, 5 ay önce 4 – 11 Şubatta yapılan Yalta Konferansında kararlaştırıldığı üzere eski Prusya devletinin kraliyet merkezi olan Potsdam Cecilienhof'ta yapılmış, konferansa ABD'den 12 Nisan 1945'te ölen Başkan Roosevelt yerine yardımcısı ve vekâleten başkanlık yapan Truman ve Dışişleri Bakanı Byrnes, İngiltere'den Başbakan Winston Churchill ve Dışişleri Bakanı Eden (Konferans sürerken yapılan seçimlerde Churchill iktidardan düştü ve yeni Başbakan Attlee ve Dışişleri Bakanı Bevin) ve Sovyetler Birliğinden Stalin ve Dışişleri Bakanı Molotov katılmıştı. Aralıklarla 17 gün süren konferansın amacı zaferin ortaya çıkardığı meseleleri çözmekti. İngiltere'deki seçimler sebebiyle (25 Temmuz) verilen aradan sonra, konferans Churchill'in yerine Attlee'nin katılmasıyle yeniden başladı (28 Temmuz). Almanya ve peykleriyle yapılacak antlaşmaları hazırlamak üzere "beş büyükler”in dışişleri bakanlarından meydana gelecek bir konseyin (Fransa ve Çin dahil) kurulması kararı alındı. Bu kararda, ancak Almanya'nın teslimine katılmış olan devletlerin konseyde yer alabileceği şartı kabul edildiği için, Çin'in alınmaması gerekiyordu.
Antlaşma hazırlanırken, bir yandan da, Almanya'nın askerî işgali, silâhsızlandırılması, Nazilerden temizlenmesi, savaş suçlularının yargılanması, ülkenin iktisadî kontrolü ve donanmasının galip devletlere teslimi, merkeziyetçilikten çıkarılması, Doğu Prusya'nın SSCB (Königsberg'i ilhak ediyordu) ile Polonya arasında bölünmesi, Oder-Neisse çizgisinin doğusunda kalan ülkelerin, "geçici olarak" Polonya tarafından işgali, SSCB'nin alacağı savaş tazminatının bir kısmını kendi işgal bölgesinden sağlayabilmesi ve Avusturya'nın antlaşma dışı bırakılması öngörülüyordu.
Stalin'in Libya üstünde manda ve Boğazlarda kontrol hakkı isteğinin reddedildiği, Churchill'in Batılıları çeviren bir "demirperde"den söz ettiği bu görüşmeler sırasında Bulgaristan ve Romanya konusunda da bazı güçlükler ortaya çıktı. Sonunda, Potsdam bildirisi ile (26 temmuz) Japonya'nın kayıtsız şartsız teslim olmasını isteyen İngiliz - ABD ültimatomuna SSCB de katıldı.
Temmuz 1945'te başlayan Konferans, tarihin en büyük zaferinden sonra toplanmıştır. Fakat çözülmesi gereken sorun çok önemliydi: Avrupa'nın yeniden kurulması! Avrupa'nın savaştan yıkık çıkması, bu ihtiyacı doğurmuştu. Potsdam konferansı, yeni başkan Truman’ın güya hazırlanması için plânlandığı tarihten birkaç gün sonra başlamıştı; Truman, konferansa ilk atom bombası denemesinin sonucunu beklerken gitti. Konferans'ta, barış antlaşmalarını hazırlayacak bir Dışişleri Bakanları Kurulu kuruldu.
Konferansta en çok tartışılan konu Almanya idi. Müttefikler, Almanya'nın yenilmesi kesinlik kazanmaya başlayınca, Almanya'nın parçalanması konusundaki eski görüşlerini değiştirmeye başladılar. Churchill Mart 1945'te "Almanya'yı parçalamayı düşünmüyoruz" demekteydi. Stalin ise Almanya'yı parçalak istediklerini söyledi; Ruhr bölgesinden tamirat için pay almak istiyordu. En çok Almanya'nın Nazilerden ve askerlikten arındırılması üzerinde duruldu. Önce savaş suçlularının cezalandırılmasına karar verildi. Alman ordusunun dağıtılıp silâhlara el konması, demokratik düzenin kurulması; bunu yapmak için de eğitim sisteminin tümüyle değiştirilmesi gerekirdi. Bunun için Almanya'nın bir süre işgal altında kalması kararlaştırıldı: Almanya, SSCB, İngiliz, ABD ve Fransız işgal kuvvetleri komutanlarınca yönetilecek 4 ayrı işgal bölgesine ayrılacaktı. Berlin, Viyana ve Avusturya aynı şekilde bölünecekti. Demokrasiyi için, bütün ülkeyi kapsayan, yerel özerkliğe sahip devletlerden oluşan federasyon kurulmasına karar verildi. Maliye, dış ticaret gibi konular federalizm kapsamına alınmadı, "Denetim Kurulu" oluşturuldu.
İtalya'nın savaştan erken ayrılması ve Mussolini sonrasında gelen yönetimin Müttefiklerle iş birliği yapmasından dolayı hafif yaptırımlar uygulanmasına karar verildi. SSCB, İtalya'nın Akdeniz ve Kızıldeniz kıyılarındaki sömürgelerinden pay talep etti; ancak talep kabul görmedi, konu ertelendi.
Yalta Konferansında kurulması kararlaştırılmış olan Polonya koalisyon hükümeti, Potsdam Konferansı oluşturulmuş ve kabul edilmişti. Polonya'da seçimler açık olacak, gazeteciler seçimde gözlemci sıfatı ile bulunacaklardı. SSCB, Müttefiklerden yönetimleri Kızılordu’nun acımasız katliamlarıyla değiştiği ve Rus ajanı komünist yerlilerin başa getirildiği (zaman içinde bu ülkesini satanları Kızılordu tek tek “ülkesini satan bizi de satar” haklı düşüncesiyle yok edecektir) Romanya, Bulgaristan ve Macaristan'a karışmamalarını istedi ve karar alınamayınca fiilen istekleri kabul edilmiş oldu. Ancak tamamen SSCB kontrolüne giren Tuna nehrinin ulaşım ve ticaret serbestliği ilkesi benimsendi. Britanya işgali altındaki İran'ın boşaltılması, yeniden bağımsız olması kararı alındı. SSCB, İstanbul ve Çanakkale boğazlarında serbest geçişin Türkiye tarafından sağlanamadığını öne sürerek, boğazlarda üs talebinde bulunduysa da diğer devlet temsilcileri buna yanaşmadı, konu bir çözüme kavuşturulamadı.
Savaşa devam eden Japonya'ya, Potsdam Bildirgesini kabul etmesi için ültimatom gönderildi, Japonya bunu reddetti. Bunun üzerine ABD, Hiroşima(6 Ağustos) ve Nagazaki'ye (9 Ağustos) atom bombası attı; fiilen savaş bitti. Bu sırada 1 Ağustos 1945 tarihinde son olarak toplanılan konferans sona erdi.