İmparatorluğun 19. yüz yıl sonlarından itibaren düştüğü duruma sebep olarak “kaht-ı rical” (devlet adamı yokluğu) gösterilirdi; bunun gerçek bir tespit olduğunu şu son yılları yaşayıp da kabul etmeyen var mı bilmiyorum ! Aklıma, o da hâlâ “aday” olarak Nursultan Nazarbey’den başka isim gelmiyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı, aslında her şeyi, büyük Türk, yiğit mücahit, kocakurt, son Başbuğ, Bozkurt Rauf Denktaş, 27 Ocak 1924’te Kıbrıs’ın Baf ilçesinde doğdu. Babası Hâkim Raif Bey’dir. 1,5 yaşında annesini kaybeden Rauf’u anneanne ve babaannesi büyüttü, 1930’da eğitim için İstanbul’a gönderildi. Arnavutköy’de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Feyz-i Ati Lisesinde yatılı okumaya başlayan Denktaş Ortaokuldan sonra Kıbrıs’a döndü, liseyi Kıbrıs’ta bitirdi. II. Dünya Savaşından sonra hukuk eğitimi için İngiltere’ye gitti. Mezun olduktan sonra kısa süre avukatlık, 1949 yılı yaz aylarından itibaren de savcılık yaptı, aynı yıl Aydın Hanım’la evlendi.
27 Kasım 1948’de Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Dr. Fazıl Küçük ile beraber başı çeken, mitingin hatibi ve Türk Cemaatinin dargın iki önemli ismi Faiz Kaymak ve Dr. Fazıl Küçük’ü arabulucuk rolünü üslenip barıştıran, toplumun çıkarlarının takipçisi olan henüz 24 yaşındaki genç toplum önderi Denktaş, Faiz Kaymak’ın teklifi ve Dr. Fazıl Küçük’ün de tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu kongresinde başkanlığa seçildi. Savcılık görevinden İngiliz yönetimini zorlukla ikna ederek istifa etti ve Cemaat sorunlarıyla uğraşmaya başladı. 1955′te Enonis’le mücadelede ve EOKA’ya karşı direnişe yön veren Denktaş, 1958’de hükümetten istifa etti. Arkadaşlarıyla 1 Ağustos 1958′de, Bozkurtlar ordusu Türk Mukavemet Teşkilâtını kurdu. 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile 1960 antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının hazırlanmasında en büyük emek yine onundu; aynı yıl Türk Cemaat Meclisi ve İcra Komitesi Başkanlığına seçildi.1958’de Rum teröristler Zürih-Londra antlaşmaları öncesinde Türk köylerine saldırınca, Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, Ankara’da Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüştüler. Bu görüşmede Denktaş adaya Türk askeri gönderilmesinin şart olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin de benimseyip taraflara (İngiltere, Yunanistan ve Kıbrıs Rumlarına) kabul ettirdiği teklif uyarınca 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanına ayak bastı.
1963 Olaylarından sonra Denktaş temaslarda bulunmak için Ankara’ya gitti. Temaslarını tamamlayan Denktaş Makaryos tarafından “istenmeyen adam” ilân edildi, Ada’ya girmesi yasaklandı; 1964’te bir botla gizlice Erenköy’e çıkarak savaşa katıldı. 1967′de görüşmeler için geldiği Türkiye’den Ada’ya yine gizlice girerken yakalandı, tutuklandı. Yoğun girişimler sonucu Türkiye’ye geri verildi. 1968′de adaya giriş yasağı kaldırıldı, Kıbrıs’a döndü.1970 seçiminde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığına seçildi. 28 Şubat 1973′e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi. 1974 Kıbrıs Savaşlarından sonra 13 Şubat 1975′te Kıbrıs Türk Federe Devletinin ilânı üzerine devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976′da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1981’de ikinci defa devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983’te KKTC’nin ilânı ardından, 22 Nisan 1990′daki erken seçimde Cumhurbaşkanı seçildi, 1995 ve 2000 seçimlerinde de görevde kaldı. 17 Nisan 2005 seçiminde, kaybedeceğini anladığı için aday olmayan Denktaş, 24 Nisanda görevi Mehmet Ali Talât adlı malûm tipe devretmek zorunda kaldı. Sonra gördüğü vefasızlık hattâ terbiyesizlikleri, rezaletleri, ihanetleri, ahmaklıkları, gâvur yalakalıklarını biliyorsunuz.
Büyük Türk, 13 Ocak 2012’de vefat etti. Türklüğe, özellikle Kıbrıs Türklüğüne adanmış, mücadelenin masa başı çekişmesi, dosya kavgası, göğüs göğüse çarpışması dahil her tipiyle dopdolu geçmiş bir 88 yıl. Her an aklımızda, gönlümüzde, rahmetle anıyor, bu son büyük Başbuğ’u da çok ama çok arıyoruz !