Çözüm sürecinde başlayan Türklük, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı hız kesmeden devam ediyor. Bu düşmanlık, İktidarın başının "Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım" ve “Türkiye’de 36 etnik grup var, Türklük de bu etnik gruplardan biridir” dediği gün başladı, halen devam ediyor.
Aslında “Türk”, “Atatürk” ve “Cumhuriyet” düşmanlığı, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih sahnesinden çekilip Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulduğu gün başladı. O gün bu düşmanlığı yapanlar; saltanat ve hilafet fanatikleri, İstiklâl Harbi’ne karşı çıkanlar, düşmanla işbirliği yapanlar, Milli Mücadele’yi teşkilatlandıran Atatürk ve diğer Kuvva-yı Milliyecilerin idamına fetva verenler, iç isyanlar çıkaranlar, asker kaçakları, bu fillerinden dolayı İstiklâl Mahkemelerinde yargılanıp ceza alanlar, ümmetten millete geçişi hazmedemeyenler, kapatılan tekke ve zaviyelerin müritleri, inkılaplara karşı çıkanlar, çağdaş hayat tarzını benimsemeyenler ve Türklüklerinden şüphe edenlerdir. Bugün de aynı düşmanlığı sürdürenler onların torunlarıdır.
“Türk”, “Atatürk” ve “Cumhuriyet” düşmanlığı, 2009 yılı Oslo görüşmeleri olarak adlandırılan MİT-PKK görüşmelerinin yapıldığı 2009 yılında başlayan ve 2015 Ceylanpınar saldırısı sonrası sona eren “Çözüm süreci” döneminde hızlandı. “Türk” ve “Atatürk” düşmanlarını sevindiren en önemli gelişme, 1933 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından yazılan ve Atatürk’ün onayıyla o tarihten itibaren 2013 yılına kadar 80 yıl her sabah ilkokullarda okutulan okutulan Andımız’ın kaldırılmasıdır. Andımız’ın şu sözlerinden rahatsız oldular: “Türk'üm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene!” Ardından resmi dairelerdeki T.C. ibareleri ve “Ne mutlu Türk'üm diyene!” yazıları kaldırıldı.
Bununla kalınmadı, ardından Danıştay 10. Dairesi tarafından alınan kararla, devlet madalyalarından Atatürk kabartması çıkarıldı. Devlet Nişanı, Cumhuriyet Nişanı, Liyakat Nişanı'nda bulunan Atatürk kabartması, 15 Aralık 2013 tarihinde yönetmelikte yapılan değişiklikle kaldırıldı. Bu kararların ardından Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi ilçesindeki Nizamettin Demirdöven İlkokulu'nun bahçesindeki Atatürk büstüne zarar verildi ve kaidesine “Atatürkçülük putperestliktir" yazıldı. Ardından Yeniçiftlik Belediye Ortaokulu'ndaki Atatürk büstüne ve Opet Anadolu Lisesi'ndeki Atatürk büstüne saldırdılar. Yeni hazırlanan Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Yönetmeliği ile Milli Savunma Üniversitesi Astsubay Meslek Yüksekokulları Yönetmeliği’nde, bu okullara giriş şartları arasında bulunan “irticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmamış olmak” hükmü kaldırıldı.
Bunların ardından Milli Savunma Üniversitesi bünyesindeki SUTASAK (Subaylık Temel Askerlik ve Subaylık Anlayışı Kazandırma Kursu) ve ASTTASAK (Astsubaylık Temel Askerlik ve Astsubaylık Anlayışı Kazandırma Kursu) yönergelerinden ve müfredatından Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün adı ve ilkeleri çıkarıldı. Önceki yönergelerde 8 ayrı yerde Atatürk adı, ilkeleri yer alırken, üniversitede son şekli verilen ASTTASAK ve SUTASAK yönergelerinden Atatürk adı tamamen çıkarıldı. Yıkılıp yeniden yapılan onun üzerinde şehir stadyumundan "Atatürk Stadyumu" ibareleri kaldırıldı. Bunun son örneği Elazığ Atatürk Stadyumunun adından da Atatürk ibaresinin çıkarılmasıdır. Atatürk döneminde yapılan bütün sanayi tesislerinin satılarak yok edilmesi de Atatürk’ün izinin silinmesi kapsamındadır.
Şimdi de “Türk bayrağına Türkiye bayrağı denilmesini”, “Kürdistan devletinin kurulmasını”, “Anayasa’nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek ilk 4 maddesinin kaldırılmasını” isteyen HÜDA-PAR iktidar tarafından meclise taşınıyor. Bunu yapan iktidar, rakibi olan muhalefet partilerine “terörist” ve “bölücü” diyor. HÜDA-PAR’ın bu isteklerinin PKK’nın isteklerinden ne farkı var?
“Türk”, “Atatürk” ve “Cumhuriyet” düşmanlarına diyoruz ki: (“Türk” ve “Atatürk” adını çıkarınca, Atatürk büstlerine saldırınca, Türk’ü ve Atatürk’ü yok edeceğinizi mi sanıyorsunuz? Bunu 1. Dünya Savaşından sonra dünyanın bütün emperyalist süper güçleri denedi, fakat Türk’ü ve Atatürk’ü mağlup edemedi. “Türk” ve “Atatürk” adını nereden çıkarırsanız çıkarın, hayalinizdeki Türkiye’ye ulaşamayacaksınız.
Türk milliyetçisi ve Atatürkçü olanlara diyoruz ki: “Titreyin ve kendinize gelin. 14 Mayıs’ta Türklüğe, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Atatürk’e ve Cumhuriyet’e sahip çıkalım.” Unutmayın, “TÜRK” VE “ATATÜRK”SÜZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ OLMAZ, OLAMAZ…..