Bazı insanlar vardır yıllar geçtikçe değerleri daha çok anlaşılır, daha çok sevilir ve daha çok özlenir. İşte aramızdan ayrılışının 88. yıldönümünde Mehmet Âkif Ersoy'u daha iyi anlıyor, seviyor ve özlüyoruz.
Seküler grup onu İslâmcı diye dışlayarak, onun cahilliğe, bağnazlığa, yobazlığa, geriliğe karşı çıkan, aklı, bilimi ve tekniği esas alan aydın yüzünü gölgelediler. İslâmcı grup onun hem aydın yüzünü hem de Atatürk’ün davetiyle katıldığı Milli Mücadele'de yaptığı büyük hizmetleri örttüler. Neticede Mülkiye İdadisinde ve Veteriner Fakültesinde (Baytar Mektebi) öğrenim gören bu aydın düşünceli Milli Şairimiz, dini konularda şiir yazan, koyu mutaassıp bir adamı gibi tanınmıştır. Halbuki şiirlerinin çoğunda geri kalmışlığımızın üzüntüsünü ortaya koymuş, bunun sebebinin cehalet, dini anlamamak, bağnazlık ve yobazlık olduğunu en sert biçimde ortaya koymuş, Batının ilim ve fenninden yararlanmak gerektiğini belirtmiştir.
Mehmet Âkif Ersoy, her şeyden önce özü sözü bir olan, bir ahlak ve karakter âbidesidir. Hayatının hiçbir döneminde gücün, güçlünün ve menfaatin önünde eğilmemiştir.
Kalbindeki samimi iman, gönlündeki vatan, millet, bayrak, hürriyet ve bağımsızlık aşkıyla milli andımız olan, Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça okunacak olan İstiklâl Marşımızın ölümsüz mısralarını yazmıştır.
27 Aralık 1936 tarihinde ebedi aleme göçen Milli Şairimiz Mehmet Âkif Ersoy'u rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhu şad, mekânı Cennet olsun.