Vatanımızın neresine hangi beldesine ,kaza,köyüne giderseniz gidin.,Yaylalarina çıkınca , Şairin dediği gibi çoban çekmeleri görürsünüz.
Şırıl şırıl akar, suyu buz gibidir
..Ama bir garipliği vardır,hissedersiniz.
Çobanlar, vatanın gece gündüz bekçileridir.Güttüğu koyun ,keçilerle meralarda,dağlarda gezerler.
Her çeşmenin nerede olduğunu bilirler.
Nerede ne çeşit ot vardır,bilgisi dahilindedir. Hangi ot zehirli,mantar oymagi nerede bilirler
Ona göre hayvanları yayaylar, güneş yukarıda ısısını verdiği zaman ,serin bir yere yatırırlar ,sürüyü..
Bugün Niksar'in yaylalarina çıkarken ,
Çoban Çeşmesi "
şiiri vardi zihnimde,dilimde..
Ne zaman kırda bir çeşme görsem hep bu şiiri hatırlarım..
Devasa ağaçlar, Sık ormanliklar,Yeşilin her türlüsü hakim güzellik.
Damadim , Ali Osman Uçar Anne burada Aslan'ı çeşme var,Deyince şaşırdım.. Gezdigim yerlerde bu isimle bir çeşme görmemiştim hiç..
.Genellikle çeşmeler hayrat olur, yaptırmanın ismi yazar ,kitabesinde
Arabayı eyledik, indik su içip,resim çekelim diye...
İndik baktım ki üzerinde: Kerbela Çeşmesi :yazıyor.
Öğretim görevlisi bir hoca yaptırmış. Kitabevi silinmiş ama kalan yazılardan okuyabiliyorsunuz..
İçtiğim su içimi cız diye yakarak indi.
Gözümün önüne Kerbela Çölleri geldi
Görmedik ama her okuyan Müslüman Kerbelayi bilir.
Peygamber Torununa bir yudum su verilmeyen Kerbela,
Bir aylık bebeğe Hz Huseyin"in çocuğuna ,bebeğe bir yudum su vermeyen Yezit,Muaviye Eşari zihniyeti.
Peygamber Kız Hz Zeynep'i zulmeden imansızlar.
Saltanat,Para,Saray ,şatavat ,lüks düşkünü dini pazarlayanlar.
Herturlu Hakkı,hukuku kendinde görüp, Halka zulmeden Muaviye ..
Ne yazikki bu zihniyet zamanimiza kadar gelip,Türk Milletinin yönetimine sirayet etmiştir..
Milletine zulmü layık görenler,Bugün saraylarda saltanatının devam etsin istiyorlar..
Kerbela çöllerinde İslam unutuldu diyor,Din Alimleri.
Ne zaman ki Kerbela'nin çöllerinde İslam dinini çıkarır, Kuranın Dinine,Hz Muhammete tam inanırsak,
Devlette ,Hak ,hukuk,Adaleti hakim kılarsak o zaman Kerbela Çesmelerinden içimiz cız etmeden su içebiliriz...
Bu duygularla Kerbalayi yureginde hisseden, Muaviye,Yezit zihniyetini yok etmek mücadele edenlere selam olsun.
Bu duygular içerisinde,
Faruk Nafiz Çamlibel'in
Y Çoban Çeşmesi şiirini hatırlayalım
Diyorum.
ÇOBAN ÇEŞMESİ..
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.
Göynünü Şirin’in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi…
O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi.
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi.
Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu,
Kerem’in sazına cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu…
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.
Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,
Ateşten kızaran bir gül arar da,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,
Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar.
Beyhude seslenir, beyhude çağlar,
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL