Bugün Filistin'de, Gazze'de, Ortadoğu Coğrafyasında ve İran'da yaşanan savaşın şifrelerini bu yazımızın içinde bulabilirsiniz...
İlahi veya beşeri bütün dinler, insanlığa mutluluk ve barış getirmek için gönderilmiştir.
Bunun tek istisnası bozulmuş ve değiştirilmiş Yahudiliktiir...
Bu din ise adeta, insanlardan intikamı ve öç almak için, kendi milletinden olmayanlara yaşama hakkı bile vermeyen ayet ve öğüterden ibaret olduğu görülecektir!..
Ne demek istediğimiz okuyunca anlaşılacağına inanıyorum...
----------●●●--------
Çoğumuz bilir. II. Beyazid zamanında 1492’de İspanya’dan ve Portekiz’de zulümden kaçan yüzbinlerce Yahudi Osmanlı topraklarına kabul edilerek yerleştirilmişlerdir. O dönem de tarihi kaynaklara göre, Kastilya ve Leon Kraliçesi olan I. İsabel ile Aragon Kralı II. Ferdinant, Yahudilerin Hristiyanlığı kabul etmemeleri üzerine sürgün fermanını imzalayarak ülkeden kovulmuşlardır.
Osmanlı ise tarihinde ve kültüründe dini inancı her ne olursa olsun tüm milletlere eşit ve adil mesafede ki yönetim tarzıyla, sürgüne gönderilen Yahudilere kucak açmıştır. Sadece bu dönemde değil, Fatih Sultan Mehmet zamanında da, Almanya’dan gelen bir çok Yahudi de o dönemde Osmanlı topraklarına yerleştirilerek zulümden ve soykırımdan kurtarılmışlardır…
Yahudilere tanınan imtiyazlar ve yerleştirme politikaları devam ede, ede geldi. 1878 Berlin Kongresinden yani 93 harbinden hemen 1 yıl sonra 1879’da Yahudi göçmenlerin Filistin’e yerleştirilmesiyle ilgili o meşhur layihasını Oliphant tarafındani II. Abülhamit’ e taktim edilmiştir. Layiha’da, Yahudilerin Filistin’e yerleştirilmesi isteniyordu.
Layihanın içeriğinde; Anadolu ve Rumeli Yahudileri için Filistin de bir göçmen merkezi kurulması ve böylece zulüm ve adaletsizliklerden Yahudilerin kurtarılması amaçlanmıştır…
Yine Filistin’de boş ve verimli arazilerde ziraatı geliştirmek, sanayi ve sanatı geliştirmek ve bedevi Arapları medenileştirmek için Yahudileri o topraklara yerleştirmenin öneminden bahseden bir layihadır…
II. Abdülhamit zamanında hazine tamamen boşaldığı ve mali sıkıntılar dolayısıyla muhacir Yahudilere o toprakların verilmesi karşılığında hazineye büyük miktarda para ödeneceği , Osmanlı'nın dış borçlarını ödeyebileceği, yani Yahudi göçüne izin verildiği taktirde, hazine borçlarını ödeyecek, mali sıkıntılar bir nebze olsun giderilecekti. Bu teklifler cazip görülerek, Babıali’yi ve II. Abdülhamit’in de ikna edilmesine vesile olmuştur…
Batılı devletler başta İngiltere olmak üzere nasıl ki Osmanlı’yı bölüp parçalamak için, Sırplardan, Bulgarlardan, Rumlardan ve Ermenilerden istifade etmişlerse aynı şekilde Yahudilerden de faydalanmayı düşünmüşlerdir!...
Bu dönemde Avrupa ve Rusya’da Yahudi aleyhtarlığı şiddetlenmiş ve Yahudilere karşı yapılan saldırılar artmıştır. Yahudi göçlerinin artması üzerine, Osmanlı tabiyetinde olan Yahudilerin Türk topraklarına yerleştirilmesi kabul edilmişti.
Bunlara rağmen Yahudilerin toptan Filistin topraklarına yerleştirilmesi de başta II. Abdülhamit olmak üzere Bab-ı Ali tarafından da uygun görülmemiştir…Bu konu kendi şartlarında daha özel olarak incelenmesi gereken gereken ayrı bir tarihi konudur…
Yukarıda kısaca başlıklar halinde anlatıldığı üzere, dünya tarihinde bu millete karşı yapılabilecek en büyük iyiliği Türk milleti yapmıştır. Yani bugünkü İsrail’in büyük bir kısmı Türkiye’den götürülen göçmenlerle ve paralarla kuruldu. Fakat gel gör ki, Türk Milleti’ne neredeyse en büyük zararı da veren Yahudiler olmuştur.
***
SİYONİZM NEDİR
Siyonizm genel manasıyla, Filistin dışındaki tüm Yahudileri, ‘’ Yeni Arz-ı Mevud Teorisi’’ yani vadedilmiş topraklar olan, Nil’den - Fırat’a kadar olan toraklarda toplamak suretiyle, Süleyman Mabedini, Siyon dağında yeniden inşa etmek olarak tanımlanmış olsa da, esasında ise;
Siyonizm Yahudilerin, "dünya hakimiyeti …’’ idealidir… Bu ideallerini de her gün üzerine yenisini koyarak gerçekleştirmektedirler…
Hazreti Süleyman, krallığı zamanında ‘’ Siyon Dağında’’ Süleyman mabedini yaptırmıştır. Yahudilerin geleneklerinde, ‘’ Beyt Hamikdaş’’ yani ‘’Kutsal Ev ‘’ sayılan bu mabedin çok önemli tarihten gelen bir yeri vardır. Günümüzde ise bu mabedin sadece Batı Duvarı denilen ‘’ Ağlama Duvarı’’ kalmıştır. Ve bu duvar kutsal bir ziyaret yeri olarak muhafaza dilmektedir.
Siyonizm kökenlerini Tevrat denilen kutsal kitaplarında ki öğretilerden almıştır. Fakat, zaman içinde Tevrat bir çok defa Hahamlar ( Yahudi din alimleri) tarafından bozularak, Allah’ın gönderdiği kutsal kitap tamamen değiştirilmiştir...
Hahamlar tarafından bozularak değiştirilen Tevrat’da insan aklının ve hafızasının almayacağı sapkınlıklar mevcuttur.
Tevrat’a göre: Yahudiler üstün karakterli ve seçkin bir millettir!. Tevrat’da 5 bölüm bulunmaktadır. Bu bölümler:
1-Tekvin. Yaratılıştan, Nuh tufanından ve İsrail oğullarının hayatlarından bahseden 50 babtan oluşmuştur.
2- Huruç. Çıkış demektir. Musa Peygamberden, İsrailoğullarının Mısır’dan çıkarılışından ve Hz. Musa’nın Tur Dağında, Allah’la konuşması ve emir alması bölümlerini içeren 40 babtır.
3- Leviler. Ayin ve merasimler, kaideler, günlük hayata ilşkin bölümlerden oluşur ve 27 babtır.
4- Sayılar. Hz. Musa’dan sonra İsrailoğullarının Turdan Filistin’e gelmelerinden bahseden bu bölüm 36 babtır.
5- Tesniye. Kısaca yasalar kitabıdır… ( Prof. Dr. Cemal Anadol, İsrail ve Siyonizm kıskacında Türkiye. Bilge Karınca. 3. Baskı)
****
YAHUDİLİK: Bu kelimenin aslı Yahuda’dan gelmektedir. Yahudiler, Hz İbrahimin oğlu Hz İshak soyundan, Araplar ise yine Hz. İbrahimin oğlu Hz İsmail soyundan gelmektedirler. Yani Yahudiler ile Araplar amca çocuklarıdır. Yahudiler, Hz Yakup’un Allah ile görüştüklerine inanırlar.
Yahudi efsanelerine göre; bir gece sabaha karşı Hz. Yakup güya insan şeklinde görünen birisiyle iki saat güreş yapmışlar ve yenişememişlerdir!.
O meçhul kişi, Hz Yakup’a bundan sonra senin ismin Yakup değil, ‘’ İsrail’dir’’ demiştir. Efsanelerine göre insan sureti şeklinde Hz. Yakup ile güreşen adam da güya Allah (CC) mış!..
Yani Yakup Peygamber haşa Allah ile 2 saat boyu güreşmiş de biribirlerini yenemediklerinden, İsrail demek, Allah’la uğraşan ve ona yenilmeyen adam manasına geldiğine inanmışlardır!...
Peki, Allah (CC) tarafından hak olarak gönderilen kutsal kitap TEVRAT NEDEN DEĞİŞTİRİLMİŞTİR:
Çünkü; Yahudilere indirilen ağır darbeler Mısır kralı Firavun’, Babil Kralı ikinci Nabukednazar ve Romalılar da dahil olmak üzere bir çok defa sürgün ve göç yaşamışlardır.
Bu durum onların ruh dünyasında tüm insanlığa karşı öç ve intikam alma duygularını sapkınlık derecesinde kamçılamıştır…
Dört Haham, uzun bir inziva sonunda Hz. Musa’ya gönderilen Tevrat’ı tamamen değiştirerek bunun yerine UYDURMA BİR ÖÇ ALMA KİTABI OLAN TALMUT’U meydana getirmişlerdir.
Talmut iki kısma ayrılır. El Nesne ve El Kumar. İkincisi birincinin açıklamasıdır. Bunlardan Kudüs’te yazılana ORSELİM, Babil’de yazılana ise BABİLİ denir.( age, s. 18 ve dvm)
Tevrat’ın yerine yazılan TALMUT denilen uydurma kitap, Yahudi alimlerinin 1000 yıldan fazla süren çalışmaları sonunda Tevrat’ın yerini almıştır. Daha açık bir tabirle Talmut Kitabı, Yahudilerin en bağnaz, en tutucu, en ırkçı tarikatı olan FARİSİLERİN kitabı denilmektedir.
***
Filistin ve Gazze’de sınır tanımayan, insanlık dışı acımasız ve merhametsizce SOYKIRIM SUÇU işlendiği biliniyor...
Kendisinden başka kimsenin varlığını tanımayan, koyun boğazlar gibi masum, suçsuz günahsız çoluk çocuk, yaşlı , hasta demeden 20 aydır silahsız GAZZE HALKINA SOYKIRIM UYGULAMASI ve dün bugün de İRAN’A saldırmasının altında yatan gerçek nedenleri anlayabilmek için, Yahudilerin TALMUT’U ve buna dayalı dini eserlerini bilmekten ve tanımaktan geçmektedir.
Bu hasta ruhlu ve haleti ruhiyesi bozuk İsrail kavmini anlamak için, Talmut denilen uyduruk kitabı tanımak çok önemlidir…Bu kitap, Yahudiliğin gerçek ideallerini ve ruhunu yansıtan çok önemli bir kaynak kitaptır…
ALLAH’IN KUTSAL KİTABINDA BÖYLE AYETLER OLUR MU?
*Talmut’a göre Yahudiler Allah indinde meleklerden bile daha seçkin bir kavimdir. *Bütün Yahudiler kral çocuğu olarak doğarlar. Yahudi olmayan bir kimse, Yahudiyi döverse, ölüm cezasına mahkum edilmelidir.
*Çünkü Yahudi’yi döven aslında Allah’ı tokatlamış sayılır.
*Allah, Yahudilere hiçbir zaman öfkelenmez, öfkesini ve kızgınlığını yalnız Yahudi olmayanlara gösterir…
*Kim bir Haham’a karşı gelirse Allah’a karşı gelmiş demektir. Haham’ın şerefi, Allah’ın şerefi demektir.
*Bir Haham’a karşı saygı gösteren ve ona hizmet eden kimse Allah’a hizmet etmiş sayılır. Hahamların talimatlarını hiçe sayanlar, ölüm cezasına çarptırılmalıdırlar…
Yine Talmut’a göre:
*Yahudi olmayanlar İNSAN BİLE SAYILMAZLAR. Hepsi sadece ehil hayvanlardır ve hiçbir hakka sahip değildirler. Dolayısıyla yalnızca Yahudilere İnsan denir. Yahudi olmayanlar ise İnsan sayılmazlar…
*Yahudi olmayanlara karşı oluşturulan bu kin dolu sözler, Yahudi kanunları olarak, onlara Sina Dağında indirilmiştir…
*Yahudi olmayan bir kimsenin sığırı, Yahudi’nin sığırına zarar verirse tazminat ödemeye mecburdur. Fakat Yahudi’nin sığırı aynı işi yaparsa o Yahudi bunun için tazminat ödemeyecektir…
Talmut’da yazılanları izlemeye devam edelim.
*Yahudilere, haksızlık ve baskı yapılamaz. Ama Yahudi olmayanlara her türlü zulüm yapılabilir… Bu belirtilenler Yahudilerin Talmut kitabı Chulin- 91 b- Berahat 7a - Yobomat 63a- Şabbar 67a, 128 a (………) Baba Batra 114b- Yebemat 61a- Hazıkıyel 20,23 Niddah 45a - Baba Kamma 113b (…..)
Kur’an-ı Kerim’de LANETLENMİŞ BİR KAVİM OLAN, İsrail’in Talmut kitabına göre Yahudilerin DÜNYA HAKİMİYETİ idealleri ise şu şekilde anlatılmaktadır.
* ‘’…. Ey Siyon kızı kajk, harmanını döv, zira boynuzunu demir, tırnaklarını tunç edeceğim. Sen daha çok kavimler ezeceksin. Ve onların kazancını Yehova’ya ve mallarını bütün dünyanın Rabbine tahsis edeceğim. ( Mika-4.18)
* ‘’ Milletlerin bütün soyları senin önünde secde edecek. Bütün milletler sana kulluk edecekler…’’ ( Mazmurlar 27,82)
* ‘’Denizden denize kadar ve ırmaktan yerin uçlarına kadar saltanat sürsün…’’
Şimdi acımasız, zalim, soykırımcı ve Ortadoğu Coğrafyasında bir ur olan İsrail oğullarının genlerinde ve düşüncelerinde var olan ırkçı, bozuk haleti ruhiye yapısının kaynağı yani NİL’DEN – FIRAT’A kadar vadedlmiş olunduğuna inanılan ‘’ YENİ ARZ-I MEVUUD TEORİSİNİN’’ tarihi kökenleri buradan başlar... Düşünce yapısı tahrif edilmiş Tevrat’ın yerine ikame edilmiş TALMUT KİTABINDA bakın neler diyor!..
**Evet, MISIR’DAN TA FIRAT’A KADAR BÜTÜN ÜLKELER ABRAHAM’A ve ONUN IRKINA VADEDİLMİŞTİR. ( Musa’nın 1. Kitabı. 15-18)
***Abraham, İshak ve Yakup soylu, Mısır’dan çıkarken kendilerine şu haber verilmiştir:
** ‘’ Seni atalarına vadedilmiş ülkeye götürüyorum. Sana kendin hiçbir zaman inşa etmediğin büyük ve zengin şehirler, senin hiçbir zaman doldurmadığın her çeşit mal ve bereketlerle dolu evler, kendin hiçbir zaman bulamadığın budanmış ağaçlar, kendin hiçbir zaman dikmediğin bağlar ve zeytin bahçeleri veriyorum. Bunları yiyecek ve doyacaksın…’’ ( Musa’nın V. Kitabı- 6.10)
Beynelmilel Siyonist kongresinde Yahudiler şu kararları almışlardır :
‘’… Osmanlı İmparatorluğunu parçalamadıkça İsrail Devleti kurulamaz. Her çareye başvurularak Osmanlı Devleti yıkılmalı, Filistin’de Türk Bayrağı indirilmeli, Türk askeri Filistin’den çıkarılmalıdır ve ancak ondan sonra Yahudi devleti kurulmalıdır…’’
Bu kongrede, İsrail Devletinin sınırlarının Nil’den- Fırat’a kadar olduğu da karar altına alınmıştır.
İsrail devletinin 1948’de kurulmasından hemen bir gün sonra, 15 Mayıs 1948’de Başbakan Ben Gourion Galilio, Yahudi okulu öğrencilerine, önündeki haritayı göstererek şunları söylüyordu:
‘’….Bu harita devletimizin coğrafi haritası değildir. Başka bir haritamız daha vardır ki, onu gerçekleştirmek için bu görev sizlere düşmektedir. Bu Nil’den başlayarak Fırat’a kadar uzanan toprakları içine Büyük İsrail İmparatorluğudur…’’ ( siyonizmin gayeleri- Salih Özcan. S.32)
Görüldüğü üzere bu sapık düşüncenin alt yapısını bilmeden, İsrail vahşetinin neden acımasız, katliamcı ve soykırımcı olduğunun altında yatan büyük resim net olarak görülemez...Filistin’de göz kırpmadan 55.000 masum insanları öldürmesini de anlayamaz…
Sağa, sola kuduz köpekler gibi saldıran en üst yetkili bakanın; '’… Gazze’de bebekleri açlıktan öldürelim….’’ diyenlerin acımasızlığın altında yatan ve genlerine kadar işlemiş katliamcı ve soykırımcı bozuk ruh yapısı anlaşılamaz...
İnsanlığa karşı her çeşit soykırım suçu işlemekten zevk alan sadist düşünce yapısının altında bu tarihi gerçekler ve tahrif edilmiş Tevrat hükümleri yatar…
TALMUT İNSANLIĞA KARŞI OLUŞTURULMUŞ
BİR İHANET KİTABIDIR
İşte insanlığa karşı olan sözlerden bazıları:
*‘’… Milletlerin, kralların sütünü emeceksin ve onların tüm servetlerini yiyeceksiniz…’’( İşaya, 60-18-61-6)
* ‘’… Siz Allahınız, Rabbin oğullarısınız. Cenaze için vücudunuzda yara açmayıp, kaşlarınızın arasını yolmayasanız. Zira sen Allh’ın mukaddes bir kavmisin. Ve Rab yeryüzünde bulunan kavimlerin hepsinden daha üstün tuttuğu ve kendine bağlı olmak üzere seni seçti…’’( Tesniye 14-1)
*Yahudi ırkı dışındakilerin malları terkedlmiş mal hükmündedir. O mallara Yahudinin sahip olması en tabi hakkıdır. Allah Yahudi milletine, bütün kabilelerin hayatı ve kazancı üzerinde bir hakimiyet vermiştir…’’ ( Faslı baba petra ve Fi hıkrıym, 3 .cilt fasu 25 nakledilmiştir….)
** ‘’…İnsanın hayvan üzerinde üstünlüğü olduğu gibi, Yahudinin de bütün insanlara karşı üstünlüğü vardır…’’ ( sırf sanhedriya)
Her birisi tüm insanoğluna karşı suç içeren bu ve buna benzer sözleri burada yazmakla bitiremeyiz.
Yahudilerin seçilmiş ırk olduğu, tüm insanlığı yönetmek için insanları idare etme yetkisini sadece Allah tarafından onlara verildiği şeklinde ki sapık düşünceler her zaman insanlığın başına bela olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.
Yüce kitabımız Kur’anda lanetlenmiş bu kavmin neden lanetlendiği ilgili ayetlerde .. anlatılmaktadır. Bu konuyu da artık içimizde ki İlahiyatçı arkadaşlarımıza bırakalım. İlahiyatçılar bu ayetlerin tefsirini gayet iyi yapacaklarına şüphemiz yok. ..
Son olarak şu sözlere dikkat edelim ve konuyu kapatalım. Taktir siz okuyucularımızın…
Kendilerine Tanrı tarafından bir görev verildiği ve bu görevin misyonunu yerine getirmek için görevlendirilmiş olduklarına inanmışlardır!...
.....
Romen Yahudilerinden Hahambaşı Rabino Fitchi, 1952 yılında Budapeşte de düzenlenen, Milletler arası Haham konferansında ki sözler Yahudilerin düşünce sisteminde ki ideallerini gerçekleştirmek uğruna insanlığı ve dünyayı ateşe atmaktan zerre kadar çekinmeyeceklerinin en seçkin örneğidir.
Özetle şöyle diyor Haham başı Rabino:
‘’….Şundan kesin olarak eminim ki, bundan 10 sene sonra Siyonist cemiyetine mensup kimseler efendi, bu cemiyetin dışında kalan zümreler ise bizim uşaklarımız olmaya mahkumdur.
1930’daki çalışmalarımız Amerika ile Almanya arasında bir gerginliğin meydana gelmesine ve bunun neticesi olarak da İKİNCİ DÜNYA SAVAŞININ patlak vermesine sebep olduk...
Bütün dünyada geniş çalışmalarımıza tekrar başlamış bulunuyoruz. Ve gayretlerimiz kötü sonuçlarıyla İkinci Dünya Harbini gölgede bırakacak ÜÇÜNCÜ DÜNYA HARBİNİN ÇIKMASINA SEBEP OLACAKTIR.
İşte bu 3. Dünya Harbi, beyaz nesli ortadan kaldıracak ve biz dünyaya hakim olduğumuz zaman beyaz bir erkeğin beyaz bir kadınla evlenesini men edeceğiz. Aynı şekilde siyah bir kadının siyah bir erkekle evlenmesine müsaade etmeyeceğiz…Bütün diğer dinleri ve aleyhimize düşmanlık tohumları saçan Ruhban sınıfını da mahvedeceğiz…’’
………
……..
Konuya ilişkin geniş açıklamaları belgeleriyle birlikte ‘’İsrail ve Siyonizm kıskacında TÜRKİYE’’ ( Prof Dr. Cemal Anadol 3. Baskı. Bilge Karınca) Kitabında bulabilirsiniz.