Azerbaycan kültüründe bayramdan önceki son 4 çarşambaya özel bir önem verilir. Nevruz, yaratılışın aşamalarını belirleyen 4 elementle (su, ateş, rüzgar ve toprak) ilişkili gelenekleri içerir. Genelde çarşamba günleri ve özellikle bu son dört çarşamba gecesinde dikkatli olunması ve doğaya (doğanın ruhlarına) daha hessas yapılmaması gerektiğine inanılır. Çarşamba günleri baharın gelişini müjdeler.
Su çarşambası
Su Çarşamba'sı günü, su ve su kaynakları yenilenir, su havzaları iyileştirilir ve suyla ilgili çeşitli şenlikler yapılır. Şafaktan önce herkes suya gider, elini yüzünü yıkar, birbirine su serper, suyun üzerinden atlar, yaralıların yaralarına su serper. Halkın inanışına göre Çarşamba günü “tatlı su”dan geçen, ağrılarını ve rahatsızlıklarını verenler, tüm yıl boyunca hastalıktan uzak kalacaklardır. O gün su üzerinde çeşitli törenler yapılır, eski Türkler tarafından su tanrısı olarak kabul edilen Aban ve Yaradan Su Çarşambası, su bulma inancıyla efsaneler vardır.
Od çarşamba'sı
Çarşambaların ikincisi, Ateş Çarşambası'dır. Bu Çarşamba, eski insanların güneşe, ateşe olan inancından kaynaklanıyor. Geleneğe göre, bugün bir şenlik ateşi yakarlar, ateşin üzerinden atlarlar ve içerideki tüm pisliği yakarlar.
Rüzgar çarşamba'sı
Rüzgarlı bir Çarşamba günü, sıcak rüzgarlar baharın gelişini müjdeliyor. Halk arasında "Rüzgarlı Çarşamba" olarak bilinen Rüzgarlı Çarşamba, sonraki Çarşambaların üçüncüsüdür. Nevruz şenliklerinde yapılan Yel Baba töreninin kökleri eski atalarımızın tanrı Yel'e olan inancına dayanmaktadır.
İnançlar:
Üçüncü Çarşamba, bazı bölgelerde, özellikle Azerbaycan'ın batı bölgelerinde Kara Çarşamba ve Gül Çarşamba olarak da adlandırılır. O gün mezarlar ziyaret edilir, temizlenir ve ölen yakınları anılır.
Toprak Çarşamba'sı.
Nevruz'dan önceki bir sonraki Çarşamba, Toprak Çarşambası. İnsanın yaratılışının ana maddi temeli olan toprak, bu süreçte son derece önemli bir konuma sahiptir. Toprak Çarşambası, dünyanın uyanışının efsanevi kökleri olan diriliş kavramıyla ilişkilidir.
Son Çarşamba günü şenlik ateşi, pilav yapımı, kapı çalma, mum yakma, kutlamalar, fal bakma ve daha birçok gelenek var.
Yılsonu Çarşambası geldiğinde toprağın ekime hazır olduğuna ve ekilebileceğine inanılıyor. Atalarımız yeryüzünün uyanışını en neşeli törenler, şarkılar ve ritüellerle karşıladılar. Yılsonu Çarşambası dünyanın çehresini değiştirir ve insanlar kıtlık, zorluk ve yoksunluğun üstesinden gelmek için daha fazla güç bulur.
Böylece Dünya Uyanışı, başlı başına refahı, mahsulün büyümesini, insanlara bol miktarda maddi nimetler sağlamayı ve insanları açlıktan kurtararak hayat kurtarma görevini yerine getirmeyi sembolize eder. Toprağın kutsallığı ve canlılığı, diğer canlıların da toprakta hayat bulması ve gelişmesidir. Bitkilerin filizlenmesi örneğinde, diğer canlıların dünyasının, toprağın armağanıyla yaratıldığı gerçeğini yansıtır. Maddi bir varlık olarak toprak, bitkilerin ve insanların yaşaması, gelişmesi ve işlev görmesi için koşullar yaratır.
Sonraki çarşambaların her birinde ayrı yaratıcı elementlerin isimleriyle bilinmesine rağmen, halkımız her zaman Su, Ateş, Rüzgar ve Toprak Çarşambalarına eşit derecede önem vermiştir. Ayrıca törenlerde ve ritüellerde halk bilgeliğinin bir göstergesi olarak belirtilmektedir. Bütün çarşamba günleri ateş elementini simgeleyen ocak kalanır, mumlar yakılır, su elementinin simgesi olarak kapılara ve bacalara su atılır, "su berraklıktır" ve diğer inançlar, törenler eylemler vb. gerçekleştirilir.
Son Çarşamba olan Toprak Çarşambası, diğer çarşambaları kendi ritüelleri ve törenleriyle geride bırakır. Bu çarşamba törenleri, sabahın erken saatlerinde pınara ya da nehre yapılacak bir yürüyüşle başlar. İnsanlar pınara, nehre gelir, oradan su alır, suyun üzerinden atlar, dertlerini, arzularını suya söylerler.
Şenlik ateşleri yakılır, ateşin üzerinden atlanır, çocuklar akraba ve komşulara yönelir, evlere çantalar atılır, gelinler ve damatlar fal dinler. İnsanların toplanıp yaşadığı El-Oba'da yumurta dövülür ve diğer halk oyunları oynanır. İnsanlar evlerinde ve çiftliklerinde değişiklikler yapıyorlar. Ev temizlenir, eşyalar güneşlendirilir, evin içindekiler yıkanır, kapılar ve bacalar açık bırakılır, evin havası değiştirilir.
Erkekler de bahçede çalışmaya başlar. Bahçede, tarlalarda toprak taşlardan arındırılır, ekime uygun ekilir ve hazırlanır.