Sayın Özgür Özel;
Kaçak sığınmacıların, kaçak işyeri tabelalarının vatansever ve Türklük bilincine sahip bazı CHP’li belediyeler tarafından sökülmeye başlanması üzerine, Arapça tabelalar ve sığınmacılara ilişkin gerek kamuoyunda gerekse , Haber Türk televizyon kanalında yaptığınız talihsiz açıklamayı, derin bir endişe ve üzüntü ile takip ettik.
Konuya ilişkin dedikleriniz özetle şu şekilde:
‘’...Bazı siyasi partiler var. Böyle aşırı sağ, popülist göçmen karşıtı tavırları var. Ben belediye başkanlarımı da uyardım. Onlara uymayın, etkileşim alacağım diye, artık Arapça tabelalara karışmayın. Arapça Kur’an dilidir, halkı incitir. Hatay da, Urfa da, Batman da, 6 milyon ana dili Arapça olana o vatandaşlarımıza karşı hürmetsizliktir. Belediye başkanlarımızın onu yırtması, bilinç altlarında bir yara oluşturabilir.
Bizim Belediye başkanlarımız çiğ popülizm aktörleri olmayacaktır. Arapça tabelalara yapılan saygısızlık ana dili Arapça olan milyonlarca Türk vatandaşına yapılmış olur. Kur’an’ı Kerim’in ana dili de Arapçadır...Arapça ve diğer yabancı tabelalara kanunlara uygun muamele yapılmalıdır...’’
Açıklamalarınız kısa ve öz bu şekilde.
Halkımız arasında bir söz var. ‘’Deveye sormuşlar, boynun neden eğri’’ O da, "Nerem doğru ki, boynum da doğru olsun" dediğini herkes biliyor.
Yaptığınız talihsiz açıklamanın hiçbir yerine neden katılmadığımızı açıklamaya çalışalım.
Sayın Özgür Özel;
Hala iyi niyetinize ve samimiyetinize inandığımız için, CHP’li olmadıkları halde size oy vermiş büyük bir kitleyi üzdüğünüz, incittiğiniz ve kırdığınız için bu mektubu yazmak zorunda kaldım.
İktidarı hezimete uğratarak aldığınız bu oyların sadece CHP’li vatandaşlardan olmadığını bildiğinizi biliyorum. Unutmayın sizi oraya getiren kudret ,yarın indirmesini de bilir...
Sırasıyla anlayacağınız şekilde basit olarak anlatalım:
1-Sosyal medyada bazı hocalarımızın da anlattıkları gibi; her şeyden önce Arapça Kur’an dili değildir, Kur’an-ı Kerim Arapça olarak inmiştir. Bu arada ki farkı mutlaka anlayacaksınız.
Allah, her kavme Peygamber göndermiştir. Büyük Peygamberlere de kitap göndermiştir. O zaman bu mantıkla kitap gönderilen her kavmin dili de kutsal olmalıdır. Dolayısıyla ne Arapça, ne başka bir dil kutsal değildir. Kutsal olan kitapların içinde ki ayetler ve manalarıdır...
2- T C Devletinin kuruluş felsefesi bildiğiniz için, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu beyanlarınız karşısında kemikleri sızlamıştır. Atatürk’ün kurduğu CHP’nin 6 okundan birisi de milliyetçiliktir. Unutmayın ki, Türk milliyetçileri bu devletin ve milletin sigortası ve güvencesidir.
Yukarıda ki beyanlarınızda belki de istemeyerek maksadı aşan ifadeler de size yakışmadı. Bu söylediklerinizi kabul etmemiz mümkün değildir. Hele de, tek adam rejimine karşı size oy vermiş olan ÜLKÜCÜLERİ pişman etmeyin. Ne vatandaşlarımız ne de ülkücüler bu söylemleri asla kabul etmezler. Bu ifadelerde Türk milleti yerine, ‘’ Türkiyelilik’’ kavramına vurgu yapılmış gibidir!...
Arapça, Kur-an’ı Kerim’in yazıldığı ve okunduğu dildir. Bunun dışında Arapçanın hiçbir kutsiyeti yoktur. Kaldı ki Arapça tabelalarda ayeti kerimeler yazmıyor...
Siz asil Türk milletini tarihte Hz Ali ve Muaviye arasındaki Sıffin savaşında olduğu gibi ve gerekse Cemel Vakasında Muaviye’nin Kur’an- ı kullanarak Hz Ali Efendimize hile yapmak için Kur’an sayfalarını mızrak uçlarına taktıran, Muaviye’nin Şam ordusuyla karıştırmayın. Bu millet içinde Kur’an olan hiçbir yazıya ve sayfaya hürmetsizlik yapmaz.
Arapça tabelalarda ayetler değil, et döner, tavuk döner yazıyor!.. Kutsal olan Arapça dili değil, dinimizdir. Hiçbir dil kutsal olmaz, dinler kutsal olur.
Çok basit örnek olarak,Kur"an da geçen ve halkımızın da bilmeden iyi niyetle kullandığı Kezban ismi yalancı ve yalanlayan manasındadır.
Osman ismi Arapça. Ama manası büyük yılan yavrusu gibi...Bunları çoğaltabiliriz.
Kur'an da geçiyor diye bu ve benzeri Arapça tanımlamalar kutsal mı?!..
3- Arapça tabelalara yapılan saygısızlık ana dili Arapça olan milyonlarca Türk vatandaşına yapılmış olur diyorsunuz. Bu da yanlış bir ifade.
Tabelaların kaldırıldığında Türk milleti incinmez merak etmeyin, tam tersi memnun olur. Eğer siz, kaçak, göçek bu ülkeye doldurulan milyonlarca Suriyeliden bahsediyorsanız orada durun diyorum.
Yabancı tabelaların bile yazma ve asılış kanununa göre olması gerektiğini biliyorsunuz. ( %75-%25...)
Bu sorunun adı koyulmasa da ülkemizde beka sorunu olmuştur. Demografik yapımız şimdiden bozulmuştur. Senin vatandaşın geçinme korkusundan, ekonomik sıkıntılardan gençler evlenemezken ve doğum oranı %1.6 ya düşmüşken, sığınmacıların üreme oranları %5.6 olmuşsa ve en geç 2040’lı yıllarda ülke nüfusunun yarısı sığınmacı olacağı bilinirken, bu kişileri insani ilişkilerle ve güvenlikle hukuk çerçevesinde, muhalefet lideri olarak, ülkelerine geri gönderilmesinin çarelerini aramanız gerekir...
Artık kimse ensar- muhacir aldatmacasına inanmadığı için bu sıfatı kullanıyorum, tüm kaçak göçmen ve sığınmacı oldukları iddia edilenlerin ve tümünün her ne sebeple olursa olsun Türkiye’yi şekillendirmeye, hayatımızı değiştirmeye, beka sorunu olmaya hak ve hukukları yoktur...
Açıklamanızda tek haklı olduğunuz taraf şu.Tabela sahiplerine önce kaldırmaları için bir tebligat yapılarak belediyenin yetkili memurları ve zabıtalarınca indirilmesi gerekir.Belediye Başkanlarının işi değildir bu...
4-Sayın Özel; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi dili Türkçedir. Yaşayan halkına da Türk milleti denir. Dolayısıyla batı ve her türlü dillerde dahil Türkçe dışındaki her dil, yabancı dildir. Dolayısıyla, Arapça tablaların kaldırılması hiçbir Türk vatandaşını rahatsız etmez, siz rahat olun. Tam aksine sizin bu tutum ve davranışlarınız Türk halkını derinden üzmüştür...
‘’ ... tabelalarda ne yazıldığına bakmak lazım, ana dilinde yazması bir insanın aldığı hizmeti kolaylaştırıyorsa bu bir haktır...’’
Sayın Özel, bu nasıl bir düşünce ve anlayıştır?!.. Bu şekilde konuşmak Kuvay’ı Milliye lafını ağzınızdan düşürmeyen bir partinin liderine yakışıyor mu?
Hala size olan saygı ve güvenimizden dolayı laflarımızı kırmamak adına yutkunarak yazdığımızı anlayın lütfen...
Sanki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin muhalefet lideri konuşmuyor da, Kurtuluş savaşından önce İstanbul’u işgal eden ülkelerin yabancı komserleri gibi konuşmak size asla yakışmaz!...
Bu tavrınızla, 1928 Türk Harf İnkılabına da karşı gelmiş gibi görüntü verilmesi bizi son derece üzmüştür.
‘’...Ana dilde hizmet almak hakmış....’’ Sayın Özel hangi lafınızı düzelteyim!...
Beyanlarınızın hepsi yanlış.
TC.’nin resmi dilinin Türkçe olduğunu her türlü hizmet ve işlemlerin Türk dilinde yapılması gerektiğini bilmiyor musunuz?
İster, istemez düşünüyoruz. Saraya gidip görüşenlere bir hal oluyor!..Yoksa bizim bilmediğimiz şeyler mi var? Bu korkakça ve ürkekçe çıkışlarınız ve Sarayın güya Yeni Anayasa projesine onay vermeniz anlamına mı geliyor?!..
5- Bir de, ‘’ Bilinçaltından’’ bahseden ifadeniz var. Bakın size şunu söylemek istiyorum.
Bilinçaltı konusuna inerseniz bu ülkede insanlarımız üzerinde sürekli manipülasyon yapıldığı, bir çoğunun tarihi bilgileri olmadığı, Laikliği bile on kişiden beşinin tarif edemediğinden ; CHP, laik ve dinsiz bir parti, AKP ise din ve iman üzerinde olduğunun propagandasının etkilerini bile hala silemediğinizi de unutmayın!..
Laikliğin din düşmanlığı olmadığını, dine karşı olmadığını, ateizmi ve deizmi simgelemediğini herkesin inancı doğrultusunda yaşayabilmesinin kanunen garanti altında olduğunu, İslam da zorlama olmadığını anlatamayan bir partinin, bilinçaltına etki edemeyeceğini siz de bilmelisiniz!...
●●●
Belli ki, Arapça’ya olan sempatiniz, Türkçemizin büyüklüğüne gölge düşürmesinden endişe ettiğimizden dolayı, bazı hatırlatmaları yapmak durumundayız.
6- Türkçemiz tıpkı Türk milleti gibi tarihimizin son bin yılında dünyanın 3 kıta, 7 deniz ve milyonlarca km 2 üzerinde hükümran olmuş hakimiyet kurmuş engin ve eşsiz bir dildir.
Son yüz yıl dünya tarihinin en büyük lideri Gazi Mustafa Kemal ; Türkçe gibi zengin bir dilin sihirli ifadelerine yükselterek, daha çok duyan, duyduklarını anlayan ve düşünen insanlar olarak Türk gençliğini yetiştirmeyi kendine vazife bilmiştir. Çağdaş medeniyetlerle boy ölçüşebilmek için bir kültür, lisan, dil inkılabına önem vermiştir...
Dil, vatan çocuklarını bir milletin yarattığı ve yaşattığı dilimizin bütün güzelliklerini, inceliklerini ve güzel sesleriyle öğretmektir.
Türk milleti ince kıvrak zekasıyla, Arab’ın Ellah’ına, Allah diyerek Türkçeleştirmiştir.
Arapların ‘’manara’’sına minare demiştir. Acem’in ‘’gul’’ sözüne ise gül güzelliğini katarak Türkçeleştirmiştir.
Türkler imparatorluklar kurduğu gibi, lisan ve dil imparatorluğu da kurmuş bir millettir. Türkiye Türkçesindeki güzelliklerin etkisi bilhassa son 900 yıldır Anadolu ve Balkanlarda Türkçenin söz hakimiyeti de vücut bulmuştur.
Dememiz o ki; Türkçemiz başka dillere mahkum olan bir dil değildir. Türkçe imparatorluk dilidir. Her dil imparatorluk dili olamaz. Çünkü her millet Türk milleti gibi 144 devlet, 16 büyük imparatorluk kuramaz...
Bunun için büyük millet olmak gerekir. Hatta büyük millet olmak da yetmez, büyük millet olarak yaratılmak gerekir. ..Türkler kurdukları imparatorlukları sadece kılıç kuvvetiyle değil, kültür, yaşayış, davranış kuvvetiyle de egemen olmuş millettir.
7- Sayın Özel; bugün muhalefet lideri olarak, yukarıdaki saydığımız hatalara benzer başka hatalar yapmamak kaydıyla, yarın Türk devletini idare etmeye namzet bir kişi veya parti olarak, önce kendinize, sonra da Türk milletinin ve Türkçenin büyüklüğüne inanarak içinde bulunduğunuz başka dillere hayranlığı ve kompleksi bırakmanız şarttır.
Sayın Özel; size Türk tarihine ilişkin bazı eserleri de hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Türkçe tarihin her çağında en büyük diller arasında yerini almıştır. Prof. Oktay Sinanoğlu hocamızın da dediği gibi Türkçe, matematiksel ve her dilden daha fazla kelime üretmeye uygun bir dil olmuştur.
Türkçülük çok eski çağlardan itibaren Türkler arasında yaşayan bir ülküdür.
●KAŞGARLI MAHMUT, 1077 yıllarında yazdığı DİVAN-I LÜGATİ’T TÜRK adlı eserinde; ‘’ Tanrının, Türkleri has ordusu saydığı ve yola getirmek istediği milletlerin üzerine Türkleri saldığnı...’’ yazar. Devam ederek;
"’... Türk dilini öğrenin, çünkü Türklerin uzun süren saltanatları olacaktır... Gördüm ki, yüce Tanrı devlet güneşini Türklerin burçlarında doğurmuştur. Onlara Türk adını kendisi vermiş, onları yeryüzünün hakanı kılmış ve cihan halkının dizginlerini Türklerin ellerine bırakmıştır...’’
Abbasiler zamanında ve Bağdat da saltanatın ve Arapçılığın en koyu zamanında, Kaşgarlı Mahmut, Türkçenin, Arapça kadar zengin bir dil olduğunu ve Araplara Türkçe öğretmek maksadıyla bu eserini yazmıştır.
●YUSUF HAS HACİB (1069) yıllarında meşhur ve çok ünlü KUTATGU BİLİG ( Mutluluk veren bilgi) bu eserini o yıllarda hem Arap harfleriyle hem de ayrı ayrı Uygur harfleriyle birer nüshalarını yazmıştır. Bu eserinde toplum ve devlet yaşamının düzgün gitmesine yararlı olacak bilgi ve öğütler verilmektedir. Eser çağa damgasını vurmuş en büyük Türk eserleri arasında gelmekte ve günümüzde de okunmakta ve içindeki bilgilerden yararlanılmaktadır.
●ALİ ŞİR NEVAİ’yi duymuşsunuzdur. 1400’lü yıllarda MUHAKEMETÜL LÜGATEYN ismiyle yazdığı eserinde Türk dilinin ve Türkçenin güzellikleri ve üstünlükleri anlatılır.
Anlatılmakla kalmaz ispatlanır da. Ali Şir Nevai, Kaşgarlı Mahmut’dan sonra Türk diline hizmet eden en büyük Türk edebiyatçısıdır... Muhakemet-ül Lügateyn ( iki dilin muhakemesi) adlı eserinde Türkçe ile Farsça’yı karşılaştırarak Türkçenin üstünlüğünü göstermiştir.
Bitti mi? Hayır devam ediyoruz.
● 1850 yıllarında ŞEMSETTİN SAMİ, KAMUSİ TÜRKİ yani Türkçe sözlük eserini yazmıştır. Bugün Türk Dil Kurumunun genel sözlük açısından 616.767 kelimenin büyük bir kısmının o yıllarda da kullanıldığını bu eserlerden bilmekteyiz.
●Yine AHMET VEFİK PAŞA’da , LEHÇE-İ OSMANİ adlı ilk Türkçe sözlükte Türkçenin en zengin diller arasında olduğunu göstermiştir..
●Türk dilinin en önemli eserlerinden biri olan ATABETÜ’L- HAKAYIK (Hakikatlar eşiği) Edip Ahmet Mahmut Yükneki tarafından 12. yüzyılda Karahanlı Türkçesi ile yazılmıştır. Bu eserde de Türk dilinin zengin söz varlığından bahsedilir. Türkçenin anlatım gücü ve güzelliği vurgulanır.
Sayın Özel; bu ve bunun gibi daha yazamadığımız tüm eserlerde Türkçenin en büyük ve en zengin diller arasında olduğu anlatılır. Dolayısıyla zengin ve bizim ses bayrağımız olmakla övündüğümüz Türkçemiz de, Arapça kadar üstün ve zengin bir dil olduğunu unutmamanız gerekir...
8- Her millet kendi kavmini sever. Aşağılanmaz da, yargılanmaz da. Biraz da yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e bakalım. ( Prof. Dr. Zekeriya Beyaz’ın İslam’a Göre Milliyetçilik, Sancak Yayınları, 5. Basım kitabından aynen aktaralım. S. 361,362,363...)
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim de Araplara hitap ederek:
‘’ Eğer siz İslam’ı layıkı ile temsil etmekten, korumaktan ve ona hizmet etmekten, İslam’ı gerçekten yaşamaktan ve onun yolunda cihad etmekten geri durursanız sizin yerinize bir başka milleti getirir, onu İslam’ın mücahidi ve bayraktarı yaparım’’ şeklinde ihtarlarda bulunmuştur. (Ra’d Suresi 7- İbrahim Suresi 4)
‘’ Eğer (İslam yolunda cihada) elbirlik halinde çıkmazsanız, Allah sizi pek acıklı bir azaba uğratır, Yerinize sizden başka bir kavmi getirir. Siz ona hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah her şeyi hakkıyla kadirdir.’’ (Tevbe suresi 39)
(Enam Suresi 89- Muhammed Suresi 38- Maide Suresi 54)
Bu ayetlerde Arablar, İslam’a hizmetten geri durdukları, İslam’ı iyice temsil etmedikleri taktirde yerlerine onlardan başka yani Arab olmayan başka bir kavmin getirileceği anlatılmaktadır...
Getirilecek kavmin bir takım yüksek sıfatları da sayılmıştır.
‘’ Ey iman edenler, içinizden kim dininden dönerse, İslam’ı temsil eylemekten uzaklaşırsa bilsin ki, Allah onun yerine öyle bir kavim getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve zorludurlar. Allah yolunda cihad ederler... (Maide Suresi 54)
İşte bu ayeti kerimede getirileceği haber ve müjde verilen yüksek sıfatlı onurlu ve zorlu millet Türk milletidir. İslam tarihi incelendiğinde bütün müfessirler ve ilim adamları ittifakla kabul etmişlerdir...
Sayın Özel, görüldüğü gibi Türk dili ve Türk milleti tarihin en büyük milletlerinden en önde gelenidir. Ne Arapça ve Araplar, Türk milletinden üstün değildir.
Mektubuma burada son verirken önce milletinizi ve onun dilini, kültürünü sevmelisiniz...
Bu ikazlarımızı görmezlikten gelerek başta size oy verenleri ve milletimizi hüsrana uğratırsanız bilin ki sizi oraya yükseltenler, yarında indirmesini bileceklerdir...
Milletimizin açtığı kredinin sonlandırılmasını istemiyorsanız, o makama ve Atatürk’ün kurduğu partinin ilkelerine, Cumhuriyetin felsefesine sahip çıkacağınızı umut etmek istiyoruz.
Bu mektubu kendi adıma olduğu kadar belki de daha fazla, size oy vermiş ya da vermemiş halkımızın büyük kısmının düşüncelerine tercüman olarak yazdığımızın bilinmesini arz eder, milletimize hizmet yolunda başarılar dilerim...