• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • KAMU
  • SENDİKA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • HUKUK
  • TÜRK DÜNYASI
  • EĞİTİM MEMURLAR
  • Ara
SON DAKİKA:
01:20
Öğretmen ve öğrenci sayısındaki değişim ile eğitimin sorgulanması
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Köşe Yazarları
  2. Yakup Sözen
  3. Zararlı alışkanlıklar
Yayınlanma: 17 Mayıs 2022 - 00:19
Güncelleme: 17 Mayıs 2022 - 21:26

Zararlı alışkanlıklar

17 Mayıs 2022 - 00:19
Güncelleme: 17 Mayıs 2022 - 21:26
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yakup Sözen
Yakup Sözen
Gönül Pınarı...

           
             ZARARLI ALIŞKANLIKLAR VE SONUÇLARI


            Değerli Okuyucularımız!
           Kur’an-ı Kerim de belirtildiği üzere İnsan, Allah’ın, en güzel bir şekilde yarattığı (Tin:95/4), şeklini güzel yaptığı (Tegabün:64/3), bilgi nimeti ile donattığı (Bakara:2/31), yaratılan her şeyi emrine verdiği (İbrahim:14/32-33 Lokman:31/20 Casiye:45/12-13), sayısız nimetler bahşettiği (İbrahim:14/34) duygu, düşünce ve akıl gibi özelliklerle diğer varlıklara üstün kıldığı, meleklerin kendisine secde ettiği değerli bir varlıktır. (Bakara:2/34)
Bütün üstün vasıflarla donatılan insanın; dünya hayatında yaratılışına uygun bir hayat sürmesi, ebedi yurdunda da saadete ulaşması için, yaratılıştan kendisine verilen mükemmeliyetini muhafaza etmesi, onu bozmaması en başta gelen bir sorumluluğudur. Bu sorumluluğun farkında olarak hayatını planlayan insan, devamlı bir mükâfata ulaşacak, aksine hareket edenler de aşağı derecelere düşeceklerdir. (Tin:95/5-6)
İslam, bu sorumluluğun gereği olarak, insanı yaratılış mükemmeliyetinin dışına atacak, Yaratan ve kullarının katında itibarını zedeleyecek davranışlardan, uzak kalmasının yollarını göstermiştir. Mükemmeliyetin devamı için dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunması da esas alınmıştır. İlahî dinlerin beş asli ilkesi sayılan bu temel kıstasların zedelenmesine sebep olacak her türlü davranış da yasaklanmıştır. İnsanın ruh ve beden sağlığının korunması, bu temel ilkelerin korunmasına bağlıdır.
İnsanı itibarından eden, olması gereken yerden aşağılara düşürecek olan davranışların başında kötü alışkanlıklar gelmektedir. Kötü alışkanlıkların başında da her türlü felaketin temel sebebi olan içki, kumar, uyuşturucu vb. maddeler gelir. İnsanı her türlü kötülüğün kıskacına sürükleyen felaketlere kısaca bir göz atalım:

 
            İÇKİ İÇMEK

            İçki deyince, içilmesi dinen yasak olan sarhoş edici alkollü sıvı maddeler anlaşılır.
            İçki alışkanlığı ve bağımlılığı insanlık tarihi kadar uzun bir geçmişi bulunmakta ve bütün dönem ve toplumlarda görülmektedir.
            Rahmet dini olan İslam, insanların dünya ve âhiret mutluluğunu, onları kötülüklerden uzaklaştırmayı hedeflediğinden, kişinin aklında, malında, sosyal itibar ve konumunda büyük zararlara, yıkımlara yol açan içkiyi kesin bir dille yasaklamıştır. Bu kötülüğe karşı vereceği mücadelede de insana büyük bir destek vermiştir. Bunun için İslam, aklı ve ruhî dengeyi bozan, sarhoşluk veren ve sinir sistemini alt üst eden içkiyi haram kılmıştır. Bu konuda Kur'ân’da şöyle buyurulmaktadır:
           “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” (Maide:5/90, 91).
İnsanlık için büyük felaketlere yol açan içkinin yasaklanması ile, insan aklının korunması sağlanmış, kişiler arasında kin, nefret ve düşmanlığın yayılması engellenmiş ve Allah’a ibadet etmeyi unutma tehlikesi ortadan kaldırılmış olmaktadır.
Bunun tersi, yani içkiye müptela olmak, büyük problemleri getirecektir. İçkiye müptela olan insanlarda davranış bozuklukları başlar, ailesinde huzursuzluk ve mutsuzluklar artar, suçluluk duyguları gelişir ve büyük bir depresyonun içine düşer. Bunun neticesinde, sosyal hayatı ve sosyal ilişkileri kötü bir şekilde etkilenir. Ailesi ve çocuklarına karşı davranışları değişir ve neticede aile yuvasının yıkılması ile karşı karşıya kalır.
            Mü’minler için en güzel örnekleri şahsında toplayan peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) da sözleriyle bu haram kılmanın, yasaklamanın özü ve kapsamına açıklık getirmiştir. Bunlardan birkaçını zikredelim.
            Hz. Enes (r.a) rivayet edildiğine göre; "Resulullah (a.s.) içki ile ilgili olarak on kişiye; 'Üretene, kendisi için üretilene, içene, taşıyana ve taşıtana, sunana, satana ve bunun parasını yiyene, satın alana ve satın aldırana' lanet etti" demiştir. Peygamberimizin içkiyi üretenlere, içenlere ve bu konuda hizmet verenlere "lanet" etmesi, bu kimselerin Allah'ın rahmetinden uzak olmasını dilemesidir. Peygamberin lanetine uğramak bir mümin için iyi ve hoş olmayan bir durumdur.
           Dinimizin haram kıldığı "içki", sarhoşluk veren her şeydir. İçki içen insan tövbe etmeden ölürse âhiret nimetlerinden yararlanamaz. Bu konuda Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurmaktadır:
"Her sarhoş edici içkidir ve her sarhoş edici içki ise haramdır. Kim dünyada içki içer ve tövbe etmeden ölürse, âhiret içkilerinden içemez."
            Peygamberimiz (a.s.) müminlerin içki içmeleri şöyle dursun, içki bulunan sofraya oturulmasına bile izin vermemektedir:
            "Kim Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsa üzerinde şarap içilen bir sofraya oturmasın”
            İman ile içkinin bağdaşmayacağını Peygamberimiz şöyle bildirmektedir:
           “Zina eden kimse, zina ettiğinde Mü’min olarak zina etmez; şarap içen kimse, onu içtiğinde Mü’min olarak içmez, hırsızlık yapan kimse de, hırsızlık yaptığında Mü’min olarak hırsızlık yapmaz.” Demek oluyor ki o anda iman bedenden çıkıp gitmekte ve tövbe edilmeden de tekrar iman edilmiş sayılmamaktadır.
            Bir mümin içkinin haramlığını kabul etmez veya haram oluşunu küçümseyerek içerse dinden çıkar. Haram olduğunu kabul eder buna rağmen içerse büyük günah işlemiş, Allah'a isyan etmiş olur.
           İçki, deva değil derttir, şifa değil hastalıklara sebeptir. Peygamberimiz (a.s.);‏ 
“Muhakkak ki içki deva değildir, bilakis hastalıktır (hastalık vericidir.)” Buyurmuştur.
Alkollü içkilerin az içilmesi de çok içilmesi de haramdır.
Peygamberimiz (a.s.), 
“Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır.”

            KUMAR

            İslam, birçok oyun ve eğlenceyi helal, kumar bulaşığı olan her türlü oyunu da haram kılmıştır. Mâide Suresi’nin 90. âyetinde geçen “meysir” kelimesi kumar olarak açıklanmış, şarabın kardeşi, arkadaşı olarak isimlendirilmiştir. Kumar, Allah’ı anmaktan, namazdan alıkoyduğu, insanlar arasında düşmanlık doğurduğu için günah sayılmış ve yasaklanmıştır.
            Kumarın haram olduğu hükmünü ortaya koyan ayet, bu hükmün hikmetlerini de gözler önüne sermektedir:
1. Müslüman, hayat ve kazancını şansa ve tesadüfe değil, aldığı tedbirlere ve verdiği emeğin sonucuna bağlamalıdır.
2. Başkasının malı haramdır, kumar haksız bir kazançtır.
3. Kumar ibadetlere engel olur.”
4. Kumar, aile fertlerini ve toplumu menfi yönde etkiler. Sosyal bunalımların kaynağı olan işsiz ve güçsüzlerin artmasına sebep olur.
            Müslüman’ın eğlenmeye hakkı vardır. Ancak, eğlenirken meşruiyet çizgisini aşmamak ve İslam’ın yasakladığı kumara bulaşmamak esastır.
            Başkalarının mallarını meşru olmayan yollarla almak ve yemek haramdır. Yüce Allah Kur'ân’da;
            “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir” (Nisa:4/29) buyrulmak suretiyle meşru olmayan yollarla, gönül rızasına dayanmayan şekliyle başkasının malına sahip olmak yasaklanmıştır. Mal canın yongasıdır. Parasını kaybeden insan, kumar arkadaşları ile kavgaya tutuşur ve bu kavga cinayete kadar da gidebilir. Kumar sonucu parasını ve malını kaybeden insan, dışarıda başladığı kavgayı ailesine kadar taşıyabilir. Aile içerisinde meydana gelen bu kavga, aile fertleri arasındaki sevginin ve saygının ortadan kalkmasına ve neticede aile yuvasının yıkılmasına yol açabilir.
            Vakit insan için çok önemli bir nimettir. Kumara bulaşan insanlar, Allah tarafından kendilerine bahşedilen bu nimeti zayi ederler ve zamanlarını Allah’ın hoşlanmadığı bir fiil ile harcarlar.
            Kumar, fertler arasında ve toplumda kin, nefret ve düşmanlık tohumlarının yeşermesine sebep olur. Bu sebeple, Kur'ân’ın ve Hz. Peygamberin ikazlarına kulak veren Müslümanlar, fertleri, aileleri ve toplumları temelinden sarsan kumar illetine karşı hassas davranmalı ve bu hastalığın yayılmaması ve engellenmesi konusunda kendilerini görevli addetmelidirler.
           
           SİGARA

          Toplumumuzu ve gençliğimizi menfi yönden etkileyen bir başka kötü alışkanlık ta sigaradır. İnsan sağlığı ve hayatı ölçü alındığında sigara toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
            Her yıl yüz bin insanımızı sigaraya kurban vermekteyiz. Sigaranın yol açtığı ölümler, trafik, terör, iş kazaları vb. tüm ölümlerin toplamından beş kat daha fazladır.
            Sigara, sağlıklı nefesimizi dumanıyla alır gider, içimizde bizi adım adım ölüme götüren zehrini bırakır ve Allah’ın bize vermiş olduğu en büyük “devlet” olan sağlığımızı ve hayatımızı yitirmemize sebep olur. Sigaranın esiri olan bir toplumda sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi mümkün olmaz ve sigaranın esiri olan bir toplum da medeni bir toplum olma şansını yakalayamaz.
            Sigara insan sağlığını olumsuz yönde etkilediği gibi çevre kirliliğine de sebep olur.
            Bir başka kötü alışkanlık da UYUŞTURUCU MADDELER dir.
            Uyuşturucu madde deyince ilk aklımıza gelen esrar, eroin, afyon, kokain gibi maddelerdir. Bu maddeler, insan vücudunda büyük tahriplere sebep olduğu gibi, toplumda da büyük ölçüde zararlar meydana getirmektedir.
            Sorumluluktan kaçan, iyi bir eğitim alamayan, kötü aile ve çevrede yetişen, lükse ve gösterişe meraklı olan, manevi bir boşluk içerisinde bocalayan insanlar, uyuşturucunun etkisine rahatlıkla girebilmekte ve bu kötü alışkanlığa müptela olabilmektedirler. 
            İslam Dini, uyuşturucu madde kullanımına yol açan bütün faktörlere savaş açmış, uyuşturucu madde kullanımını da kesin bir dille yasaklamıştır.
            Uyuşturucu, kişiyi dış dünyadan koparmakta, her türlü suçu ve kötülüğü işlemeye hazırlamakta, böylece kişiyi özbenliğinden uzaklaştırmaktadır. Bugün modern tıp, psikoloji ve toplum bilimleri esrar, eroin gibi uyuşturucu maddelerin insan sağlığı ve toplum düzeni için, içkiden daha zararlı olduğunda birleşmektedir.
            Uyuşturucu asla tecrübe edilemeyecek bir tehlikedir. Onu bir defa tecrübe eden, ondan bir daha kurtulma şansı bulamaz. Uyuşturucu müptelası insanlar, adeta bir suç makinesi haline gelirler. Kullananlara sahte dünya sunan uyuşturucular, adım adım kişiyi ölüme götürür. Kişilik ve karakter değişimlerinin ortaya çıkmasına, toplum ve ahlak dışı davranışların sergilenmesine yol açar.
            Manevi doyumsuzluğu olan insanların bu tatminsizliği maddiyatla tatmin etmeye çalışmaları, onları uyuşturucu gibi bağımlılık oluşturan maddeleri kullanmaya sevk etmektedir.
            Toplum tarafından tanınan insanların uyuşturucuya bağımlı hale gelmeleri, içine düştükleri kötü hallerinin her gün kamuoyu önünde sergilenmesi, toplumda büyük yaralara yol açmaktadır. Bazı Medya kur. Bu durumda olan insanları sürekli gündemde tutması ile gençlere kötü örnekler sunulmakta ve adeta gençler zehirlenmektedir.
            Her gün yazılı ve görsel basında, içki, kumar ve uyuşturucu müptelası insanların içine düştükleri içler acısı manzaralar yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda, bu tür alışkanlıklardan kaynaklanan cinayetlerin, tecavüz olaylarının, boşanma hadiselerinin ve trafik kazalarının oranının yüksekliği insanı dehşete sürüklemektedir.
            Bir ülkenin geleceği demek olan gençliğin her yönden son derece sağlıklı olması gerekmektedir. Bütün milletler, bütün devletler ve bütün toplumlar, iyi bir gençlik yetiştirmek için büyük fedakârlıklar yapmak durumundadırlar. Bu hedefi gerçekleştirmek için gençlerin ilk yetiştiği ortam olan ailenin sağlam bir yapıya sahip olması büyük bir önem arz etmektedir
            Anne-babaların, çocuklarını çok iyi koruyup kollamaları, onları bu tür alışkanlıklardan uzak tutmaları gerekir. Bu konuda anne-babalar, çocukların yemesi ve içmesinden, eğitim ve terbiyesine kadar her konuda dikkatli olmak zorundadırlar. Ailenin nafakasını temin etmek durumunda olan ebeveynler kazançlarını helal yoldan kazanmalı ve çocuklarına haram lokma yedirmeme gayreti içerisinde olmalıdırlar. Çünkü haram lokma ile büyütülen nesiller, aileye ve topluma problem olacaklardır. İslam’da çocuk eğitimi doğumdan önce başlamaktadır. Bunun ilk merhalesi de onun besleneceği gıdanın temiz olmasıdır. Aksi takdirde, Allah’ın yasakladığı yollarla elde edilen kazançla beslenen çocukların eğitiminde ciddi problemlerle karşılaşılacaktır. Bu tip çocukların toplumda var olan kötü alışkanlıklara meyletmeleri daha kolay olacaktır. İslam’ın evrensel temel prensiplerinden biri olan neslin korunmasının önemi burada daha net olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun gerçekleşmesi için anne-baba adaylarının sağlam bir din eğitimine ihtiyaçları vardır. Bu eğitimi alan fertlerin oluşturduğu ailelerin çocuklarında kötü alışkanlıklara karşı bir direnç olduğu, bu tür alışkanlıklara meylin çok az olduğu görülmektedir. 
            Uyuşturucu ve benzeri kötü alışkanlıkların menfi sonuçlarından fertleri ve toplumu  korumak için ciddi tedbirler alınmalı, bu tür alışkanlıklara meylettirmeyi teşvik edecek her türlü faaliyetlere karşı programlar geliştirilmelidir. 
            Aileler, çocuklarına, bu tür alışkanlıkların fert ve toplum hayatında yol açtıkları zararları anlatmalı, çocuklarının kimlerle arkadaşlık yaptıklarını yakinen takip etmeli, ne tür yayınları okuduklarını kontrol etmelidirler.
            Yüzyıllardan beri nesilden nesile intikal ettirilen milli ve manevi değerlerimiz gençlerimizin beyinlerine nakşedilmelidir.
            Yönetici durumunda olanlar, okullarda öğretmenler, gençlere güzel örnek olacak davranışlar sergilemeli, kötü hareketlerden ve davranışlardan şiddetle kaçınmalıdırlar.
            Çocuklarımızın doğum günlerinde, okullarda değişik vesilelerle tertip edilen partilerde içki içilmesi, gençlerimizin içki ile tanışmasında ve ileriki dönemlerde içki kullanmasında hiç de küçümsenmeyecek bir rolü vardır. Okul idarelerinin ve ailelerinin bu konuda çok hassas davranmaları şarttır.           
           Yüce Rabbimizin;  “Ey müminler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun”(Tahrim:66/6) emrini; toplumun her kesiminde sorumluluk üstlenmiş olanlar, hayatlarının her safhasında dikkate almaları ve hayatlarının en önemli bir umdesi haline getirmeleri gerekmektedir. Sağlıklı bir gelecek ve sağlıklı bir nesil, fertlerin dayanışması, toplumda örnek olacak konumda olanların iyi hareketler sergilemesi ile gerçekleşeceği unutulmamalıdır.
            SONUÇ
            İslam, kişinin dinini, canını, malını, aklını ve neslini korumayı hedef aldığından, temiz ve faydalı olan şeyleri mubah kılmış, fert ve toplum için zararlı olan şeyleri de yasaklamıştır. Bize düşen, İslam’ın koyduğu dünya ve âhiret saadetine ulaşma hedefi doğrultusunda gayret sarf ederek, toplumda güzel örnek olacak davranışları sergileyecek fertleri yetiştirmektir. Şurası hatırdan çıkarılmamalıdır ki, kendilerine, ailelerine, topluma ve Yaratan’ına karşı sorumluluk ve saygı duymasını sağlayacak bir inanç ve ahlak bilincine sahip fertlerin yetiştirilmesi ile fertlerde, ailelerde ve toplumda büyük yıkımlara yol açan bu büyük felaketlerin önünü almak mümkün olacaktır.
           Bir sonraki “Gönül Pınarı”nda buluşmak üzere; Hoşça kalın, dostça kalın…
           Allah’a Emânet olun…
           Yakup Sözen
           

 

Yazarın Diğer Yazıları

  • HESAP GÜNÜNÜ UNUTMAYALIM - 03 Mart 2022
  • HESAP GÜNÜNÜ UNUTMAYALIM - 03 Mart 2022
  • SÂLİH AMEL VE İMAN - 19 Şubat 2022
  • ÜÇ AYLARIN ÖNEMİ - 12 Şubat 2022
    ilan.gov.tr
    Gazete arşivi için üye girişi yapmanız gerekmektedir.
    Köşe Yazarları
    Av.Alev SEZEN M.A. Adli Bilimler Uzmanı
    Av.Alev SEZEN M.A. Adli Bilimler Uzmanı
    Bilinçli Fakirleştirme İle Karşı Karşıyayız?
    Okullar Öğretmene Şiddetin Adresi Olmamalı
    Kadriye Demirel (AES Antalya il Temsilcisi , Eğitim koçu)
    Okullar Öğretmene Şiddetin Adresi Olmamalı
    Aziz Dolu Atabey
    Aziz Dolu Atabey
    Bilgi Toplumu Ve Halk Eğitimi Merkezleri
    Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
    Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
    Mitoloji ve Efsaneler-3
    Remzi ÖZMEN TES İst 8 Nolu Şb. Bşk, Kamu-Sen İst eski Bşk
    Remzi ÖZMEN TES İst 8 Nolu Şb. Bşk, Kamu-Sen İst eski Bşk
    Başarının Anahtarı
    Hasan Güneş Emekli Öğretim Görevlisi
    Hasan Güneş Emekli Öğretim Görevlisi
    Kendini Gerçekleştirme
    Reyhan Yıldız Eğitimci Yazar
    Reyhan Yıldız Eğitimci Yazar
    Sessizliğin İçinde İyileşmek
    Yusuf İPEKLİ
    Yusuf İPEKLİ
    Öğretmen(im)…!
    Cahit Akdoğan Giresun Valiliği Esk.Halkla İliş. Md
    Cahit Akdoğan Giresun Valiliği Esk.Halkla İliş. Md
    İstiklal Madalyaları Ve Yiğitlik Unvanı Giresun'un Hakkıdır.
    Gün Geçtikçe...
    Namık Özer ERDOĞAN Atatürk Eğ.En.Eski Md.
    Gün Geçtikçe...
    Serdar Gündüz Şb. Müd. Liyakat-Sen Genel Seketeri
    Serdar Gündüz Şb. Müd. Liyakat-Sen Genel Seketeri
    Bir Namuslu Yeter
    Kahramanmaraş Olayları Gerçeği
    Mehmet ARSLAN Eğitim Yönetimi Ve Planlama uzmanı
    Kahramanmaraş Olayları Gerçeği
    Avrupa Turundan, Floransa, Vatikan, Roma'da gördüklerimiz
    Canan ÖZDEMİR Uzman Sosyolog
    Avrupa Turundan, Floransa, Vatikan, Roma'da gördüklerimiz
    Hukuk Devletinin Ve Demokrasinin Olmazsa Olmazları: Kurumlar, Kurallar, Bağımsız, Tarafsız Yargı
    Misafir Yazılar
    Hukuk Devletinin Ve Demokrasinin Olmazsa Olmazları: Kurumlar, Kurallar, Bağımsız, Tarafsız Yargı
    AKP, MHP ve Haim Nahum Doktrini.
    Orhan KILIÇOĞLU
    AKP, MHP ve Haim Nahum Doktrini.
    Atatürk'ün Din Anlayışı
    Av.Faruk Ülker Ümraniye Türk Ocağı Eski Bşk
    Atatürk'ün Din Anlayışı
    Filistin Tarihinin Çirkin Yüzü
    Ali Kemal Gül
    Filistin Tarihinin Çirkin Yüzü
    Dijital Çağda Devletsiz Veya Sözde Özerk Türk Toplulukları
    Türk Ocakları'ndan
    Dijital Çağda Devletsiz Veya Sözde Özerk Türk Toplulukları
    Vefasızlığa Teslim mi Olalım?
    Şerife Güven
    Vefasızlığa Teslim mi Olalım?
    Siz bu cesareti nerden aldınız?
    Köksal Cengiz
    Siz bu cesareti nerden aldınız?
    1821 Mora Yarımadasında Türk Yoykırımı
    Şevket Sezer
    1821 Mora Yarımadasında Türk Yoykırımı
    Çok Okunan Haberler
    Kamuda çok sayıda görev değişikliği
    Kamuda çok sayıda görev değişikliği
    EGM Promosyon İhalesi Sonucu: Polisler Beklentinin Altında Kaldı
    EGM Promosyon İhalesi Sonucu: Polisler Beklentinin Altında Kaldı
    Karadeniz sahil yolunda yeni dönem: Hız limitleri yenilendi, binlerce levha kaldırıldı
    Karadeniz sahil yolunda yeni dönem: Hız limitleri yenilendi, binlerce...
    Ana Sayfa
    GÜNDEM
    KAMU
    SENDİKA
    DÜNYA
    EKONOMİ
    SİYASET
    HUKUK
    TÜRK DÜNYASI
    EĞİTİM
    MEMURLAR
    Köşe Yazarları
    Foto Galeri
    Video Galeri
    Biyografiler
    Üye Paneli
    Günün Haberleri
    Arşiv
    Gazete Arşivi
    Anketler
    Gazete Manşetleri
    • EKONOMİ
    • HUKUK
    • KAMU
    • MEMURLAR
    • SENDİKA
    • TÜRK DÜNYASI
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Köşe Yazarları
    • Biyografiler
    • Üye Paneli
    • Günün Haberleri
    • Arşiv
    • Gazete Arşivi
    • Anketler
    • Gazete Manşetleri
    sanalbasin.com üyesidir

    • Rss
    • Künye
    • İletişim
    • Çerez Politikası
    • Gizlilik İlkeleri

    Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
    İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

    Yazılım: Tumeva Bilişim