Batı Trakya Türkleri 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşmasıyla, Nüfus Mübadelesi’nden muaf tutulmuştur. Hem Yunanistan’daki hem de Türkiye’deki azınlıkların sorunlarının çözülmesi için, bu antlaşmaya ek olarak 30 Ocak 1923 tarihinde iki devlet arasında mübadele antlaşması yapılmıştır.
Bu görüşmelerde Mesta Karasu Nehri ile Meriç Nehri arası BATI TRAKYA olarak kabul edilmiştir. Mesta ile Ustruma nehirleri arasında kalan, KAVALA- DRAMA- SEREZ bölgelerindeki Türkler mübadeleye tabi olarak, Türkiye’ye geldiler.
Mübadele antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti ve Yunanistan Krallığı’nın kendi ülkelerinin yurttaşlarını DİN ESASI üzerine zorunlu göçe tabi tutulmasına verilen isimdir. Göçe tabi tutulan kişilere ise MÜBADİL denir.
Mübadele ile Türkiye’deki 1.200.000 Ortodoks Hristiyan Rum, Anadolu’dan Yunanistan’a, 500.000 Müslüman Türk de, Yunanistan’dan Türkiye’ye mecburi göç etmek zorunda kalmıştır.
Mübadele kapsamında ki ana kıstas kişiler arasındaki ayrımın, ırk, ya da dil ayrımı değil DİN AYRIMI ESAS ALINMIŞ OLDUĞUNDAN, Türkçeden başka hiçbir dil bilmeyen ve konuşmayan Türk Ortodoks Hristiyan GAGAVUZ Türkleri ve KARAMANLI ORTODOKSLAR TÜRK OLMASINA rağmen, mübadele ile din faktörü esas alındığından Yunanistan’a zorunlu göçe tabi tutulmuştur.
Buna mukabil, Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen Müslümanlar arasından ise Türklerle birlikte, Drama- Kavala- Karacaova- ve Kesiyre’den gelenler arasında hepsi de Müslüman olduğundan; Bulgarlar ve Makedonca konuşan Pomaklar, Rumence konuşan Ulahlar, Yunanca konuşan Patriyotlar ve kendi dilleriyle konuşan Arnavutlar da, Türkiye’ye mübadele antlaşmasıyla gelmişlerdir.
Türkiye’de sadece İstanbul ile Gökçeada (İmroz) ve Bozcaada’da oturan Rumlar ile, Yunanistan’da ise sadece BATI TRAKYA TÜRKLERİ mübadeleden muaf tutulmuşlardır. Mübadelede Kavala, Selanik, Vodina, Girit, Yanya’dan Türkiye’ye gelen Türk nüfusu; Adana- Bilecik- Balıkesir- Bursa- Çanakkale- İstanbul- Edirne Kocaeli- Kırklareli- Tekirdağ- Mersin- Manisa- Samsun- Amasya- Sivas gibi illerimizde iskana tabi tutulmuşlardır.
YUNANİSTAN’IN TÜRKİYE’YE KARŞI HASMANE DAVRANIŞLARI
Yunanistan, Lozan ve mübadele antlaşmasıyla, ülkesindeki Türk azınlığının haklarını anlaşmalara aykırı olarak sürekli ihlal etmiş ve çiğnemiştir. Antlaşmalardan doğan uymakla yükümlü olduğu taahhütlerini yerine getirmeyerek, Türk azınlığını asimile etme politikasını uygulamaktadır.
İlk önce okullardan , resmi dairelerden , nüfus ve tapu idarelerinden TÜRK ismini ve Türkçe tabelaları kaldırarak işe başlamışlar, zaman içinde bir çok Türk Okulunu da peyder pey kapatmışlardır. Türkiye, ülkemizdeki azınlıkların her türlü haklarını bugüne kadar hassasiyetle korumuştur.
Bugün Yunanistan’da bütün olumsuz şartlara, ekonomik sıkıntılara, baskı ve yıldırma faaliyetlerine rağmen en az 150.000 Türk azınlığı yaşamaktadır. Lozan ve Paris antlaşmalarıyla her türlü hukuki hakları güvence altına alınmıştır.
Yunanistan aldıkları yeni kararlarla, Batı Trakya’da yaşayan TÜRK AZINLIĞINI YOK SAYMAKTADIR.
Türk okullarında, önce TÜRK’Ü KALDIRDILAR. Geçtiğimiz 2020 yılının son haftasında da okullardaki ‘’ AZINLIK’’ kelimesini de kaldırdılar.
Bu ne demektir? ‘’ Azınlık’’ kelimesinin kaldırılmasıyla okullardaki TÜRKÇE’DE yasaklanmaktadır.
Lozan’da tescil edilen azınlık hakları yok sayılarak, Lozan ayaklar altına alınmaktadır. 24 Temmuz 1923 antlaşmasıyla hakları garanti altına alınmış soydaşlarımızın, Yunanlılar tarafından, ÖNCE TÜRKLÜKLERİ SİLİNMİŞ, SONRA DA AZINLIK OLDUKLARI SİLİNMEKTEDİR. Geriye ‘’ YUNANLI MÜSLÜMAN’’ bırakılarak, Türk varlığı silinmek istenmektedir.
Bunun altında yatan yegane amaç; ‘’ Batı Trakya Türk Azınlığı’’ yerine, ‘’ Yunanistan Müslümanları’’ tabiri ile Yunan derin devleti tarihte bilinen MEGALO İDEALİ’NE bir adım daha yaklaşmaktadır.
İlk önceleri sadece ‘’ Müslüman Azınlık’’ diyen Yunan bu son adımıyla da ‘’ Azınlık’’ kelimesini de kaldırarak , ‘’ Yunan Müslümanları’’ tabiriyle Türk varlığını asimile etmek istemektedir. Bu bakı politikaları bu şekilde devam ederse çok yakın zaman da, Türk varlığı tamamen silinecektir.
BATI TRAKYA’DA TÜRK AZINLIK OKULLARI SİSTEMATİK OLARAK KAPATILIYOR
Yunanistan yıllar içinde bir çok azınlık Türk okullarını çeşitli bahanelerle sisrematik olarak kapatırken, onların onarılmasına bile izin vermemektedir.
Batı Trakya Türklerine yönelik asimilasyon politikasına eğitim sistemi üzerindeki baskılarla devam etmektedir. Türk azınlık okulları kapatılırken, okul tabelalarındaki ‘’ Azınlık’’ ifadesi de değiştiriliyor.
Batı Trakya’da 1926 Trakya Genel Valisinin hazırlamış olduğu bir raporda, 307 Türk Okulunun açık olduğu gözükmektedir. 1994-1995 eğitim ve öğretim yılına gelindiğinde okul sayısı 231’e düşmüştür.
Fakat bugün itibarıyla Batı Trakya’da toplam azınlık Türk İlkokulu olarak toplam sayı 103’tür. Yunanistan yönetimi kapatılan okulların açılmasına izin vermediği gibi, mevcutların onarımına da izin vermemektedir. Yunanistan açıkça anlaşmalara aykırı hareket etmektedir.
Batı Trakya’daki bu okulların kapatılması, Türk azınlık varlığının geleceğini sonlandırmak demektir.
Yunanistan’ın ırkçı, faşist ve asimilasyoncu yönetimi geçen yıl çıkardığı bir genelge ile GÜMÜLCİNE VE İSKEÇEDE’Kİ Türklere ait okulların isimlerindeki ‘’ Azınlık’’ ifadesi yerine ‘’ Müslüman’’ ifadesi getirildi. Okul tabelaları da hiçbir kimseye haber verilmeden bir gece yarısı değiştirilmiştir.
Yunanistan yönetiminin temel hak ve hürriyetlere yönelik baskıcı hareketleri bununla kalmayıp kasıtlı bir şekilde Cuma günü namaz saatine uygun bir şekilde bitirilen ders programlarında da değişikliğe gidilerek kendini göstermiştir.
Türkiye’deki iktidar ise maalesef Lozan antlaşmasına açıkça aykırı hareket eden bu gayri insan tutum ve davranışlara ne bir tepki gösterebilmiş ne de misillemede bulunmuştur. Yunanistan, Türkiye’nin bu pasif tutumu karşısında şımardıkça şımarmıştır.
(devam edecektir)