Hicranın hüznüyle efkâr basınca,
Senle dağlanırım, sana yanarım.
Türküler dem tutup, sazlar susunca,
Senle dağlanırım, sana yanarım.
Gözlerin kor olur, sinemi yakar,
Hayalin süzülür içime akar,
Kimsede bulunmaz sendeki vâkar,
Senle dağlanırım, sana yanarım.
Düşümde arzular vuslata erer,
Eşsiz muhabbetin balını derer,
Bilmem bu ayrılık ne kadar sürer?
Senle dağlanırım, sana yanarım.
Şavkın vurur sanki ayın onbeşi,
Gören der ki Züleyha’nın bir eşi,
Yakıp kavurucu çölün güneşi,
Senle dağlanırım, sana yanarım.
Ensalsiz endamın serimden gitmez!
Hakkınca sevmeye bin ömür yetmez,
Nasip değilsen de artık farketmez!
Senle dağlanırım, sana yanarım.
Koşmalarda, bozlaklarda adın var,
Boyu uzun, beli ince nazlı yâr!
Selamımı getirdi mi turnalar?
Senle dağlanırım, sana yanarım.
Gönlüm derti, sabrım bitik, dağım kar,
Bazen Sümman, bazen Nîhan Niyazkâr
Şu âlemde seni sevmek eşsiz kâr;
Senle dağlanırım, sana yanarım.
(Niyazkâr)