Bölüm:2
Tüm bu madenlerin yanı sıra bölgenin Çin için taşıdığı önemin bir diğer nedeni Doğu Türkistan’ın Çin’in en büyük pamuk üretim merkezlerinden biri olması. Pamuk üretimi Çin tekstilinin hammaddesini oluşturuyor.
Doğu Türkistan bizim için niye önemli dersek… Doğu Türkistan Türk dilinin ilk lügatı “Divanu Lugati’t Türk”ün yazarı Kaşgarlı Mahmud’un; insanlara ve devlet yöneticilerine kılavuz ve nasihat niteliği taşıyan Türk devlet teşkilatı, Türk dili, Türk tarihi, Türklerin dünyayı algılayışı, yaşayışı, gelenek ve görenekleri ile ilgili bize çok önemli bilgiler veren “Kutadgu Bilig”in yazarı Yusuf Has Hacip’in; “Atabet'ül Hakayık” adlı dev eserin sahibi Ahmed Yüknekî’nin; tarihe mal olmuş halen dünya bilimine ve ilmine yön veren âlimlerin Uluğ Bey’in. İbni Sina’nın, Farabi’nin, İmam Buhârî’nin, Tirmizî’nin, Bîrunî’nin diyarı. Kısacası Doğu Türkistan “el” değil bizim diyarımız.
Doğu Türkistan deyince her Müslümanın içi sızlar. Sızlarken de son dönemlerin büyük mücahitlerinden Osman Batur da akıllarına gelir. 1940 yılında zalim Çin’in zulmü dayanılmaz bir hal aldığında mücadelesi başladı. Bu heybetli, yüzlerce düşman askerine karşı tek başına mücadele etmiş büyük mücahit türlü işkencelerden, kulaklarının ve kollarının kesilmesinden sonra kurşunlanarak 1951’de hunharca şehit edildi. Ailesi de şehitlik mertebesine ulaştı. Çocukları eşinin önünde acımasızca öldürüldü ve yavrularının hunharca (2 çocuğu doğranarak, 2 çocuğu diri diri derin kuyuya atılarak) gözü önünde katledilmesi sonucu akli melekelerini yitiren eşi kendisini nehre atarak öldü. Osman Batur “Ben ölebilirim ama dünya durdukça benim milletim mücadeleye devam edecek” demiş ve dediği gibi 1884’den bu yana Müslüman Türkler zalim Çin’e karşı 400’den fazla ayaklanma tertip etmişlerdir.
Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan (1 Ekim 1949) bu yana 35 milyon Doğu Türkistanlı Müslüman katledildi. Şu anki Çin devlet politikası da Müslüman Türklere karşı soykırım ve asimile üzerine kuruludur. Özellikle 11 Eylül’ü de kullanarak ABD’nin terör adı altında İslam’a karşı açtığı savaşı Çin kendi lehine kullanmış Müslüman Türklerin üzerinde daha büyük baskılar uygulamış her geçen gün cinayetlerine yenileri eklemiştir. Çin Müslüman Türkleri dünyaya terörist olarak göstermek istemekte bu konuda mizansenler dahi hazırlamaktadır. Film çekme yalanıyla Müslüman gençlere silah verip çektiği videoları, Uygurlu teröristler diye dünyaya duyurmuş sonrasında ise sahte olduğu ortaya çıkmıştır. “Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.” (Bakara Suresi, 11. Ayet-i Kerime)
Dünyadan maalesef insanlık suçu olan bu zulümlere karşı ses çıkmamaktadır. Müslüman dünya ve Türk dünyası üç maymunu oynamaktadır. Öyle ki son zamanlardaki en belirgin ses Almanya’dan çıkmıştır. Parlamentolarında Doğu Türkistan’ı görüşmüş ve Çin’e bu zulümlerine son vermesi yönünde çağrıda bulunmuşlardır. Kısa bir süre önce Kuveyt milletvekilleri de Doğu Türkistan’a destek vererek konuyu Meclislerine taşıdılar.
Bu cılız tepkiler Çin’i etkilemiyor ve zulmünden geri kalmıyor. Zaman zaman Müslümanlara ne kadar iyi davrandıklarını dünya kamuoyuna göstermek adına dünyaya Çinli Müslüman kardeşlerimizi gösteriyorlar. Aslında önce Uygurlar sonra diğer Müslüman Türkler sonra da Çinli Müslümanlar sırayla hedeflerinde. Nüfus olarak en kalabalık olanlar Uygurlar olduğu için soykırım ve zulme önce onlardan başladılar. Asıl İslam’a düşmanlar.
Uluslararası camiadan bu gibi tepkiler geldiğinde Müslüman ülkeleri işgal etme politikası güden diğer tüm devletlerde olduğu gibi hak-hukuk kılıfına büründürülmüş aynı uygulama ve söylemleri görüyoruz. (Benzer İsrail) Durum bu kadar aşikârken Müslüman ülkeler günü kurtarma peşinde ve adeta sıranın kendisine gelmesini bekliyorlar.
Çin ayrıca tarihi İpek Yolu’nu “Bir Kuşak Bir Yol” projesi ile canlandırmak ve bu projede tarihte İpek Yolu’nun önemli noktası Doğu Türkistan’ı devre dışı bırakmak etkisizleştirmek istiyor.
Bu projenin en önemli ayaklarından biri tabii ki tarihten gelen rolü ile Türkiye. İpek Yolu’nun bir ucuna Çin derseniz bir ucuna da Türkiye demeniz gerekir. Ancak ne yazık ki Türkiye’den Doğu Türkistan ile ilgili beklediğimiz çıkışı göremiyoruz. Üstelik Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin’e 2002’de devlet nişanımız verildi. Son zamanlarda Doğu Türkistan ile ilgili yapılan yürüyüşler, protestolar engelleniyor.
Ana haber bültenlerinde bile internette dolaşan sevimli kedi, köpek, bebek videoları yer buluyorken Doğu Türkistan’a hiçbir şekilde yer verilmiyor.
Eskiden zulümlere karşı yapılan telin mitingleriyle (İsrail’i telin mitingleri gibi) zalimlerin kalplerine korku saçılır, meydanlardaki insanların gözlerinden ve kalplerinden çıkan ateş zalimlerin yurduna kor olur düşerdi. Şimdi de Doğu Türkistan için Çin’i telin mitingleri yapılmalıdır. Ancak yapılan mitingler parti görevi addedilerek, her hangi bir partiyi güçlü göstermek için değil ümmeti güçlü göstermek için, Müslüman kardeşliğini, birliğini ve beraberliğini göstermek için yapılmalıdır.
Medyanın, toplantıların, konuşmaların, sohbetlerin, yazışmaların bir yerinde hep Doğu Türkistan olmalıdır. Sosyal medya kullanıcıları her daim bu zulmü gündemde tutmalıdır.
(Yazı dizimiz devam edecek)